Islatma Gecesi

228 12 2
                                    

Şebnem

Başım yanımda oturan Can'ın omzuna yaslanmış bir şekilde etrafı izliyorken
C: hani buraya bizden başkası gelmeyecekti. Selim'in Ne işi vardı burada
Ş: o konuyu kapattığımızı sanıyordum, hem sadece merak etmiş ayrıca parantez içinde belirtmek istiyorum ki ben ağzının payını da veriyordum.
C: öyle diyorsun ama pekde gitmeye niyetli gibi değildi beyimiz
Hafifçe başımı kaldırarak gözlerimi Can'a diktim.
Ş: şuanda gerçekten Selim'den konuşmak istediğine emin misin?
Can Ağzına yalancı bir fermuar Çekerek gülümsedi
C: tamam tamam sustum.
Ş: madem kurallardan bahsediyorduk, söyle bakalım Can efendi benim makaronlarım nerede
Can Güneş etkisi yaratan göz kamaştırıcı gülümsemesi ile kıpırdanarak kalktı yanımdan, ben ise Anlamsız bakışlarla ne yapacağını izliyordum. Can kısa süreliğine gözden kayboldu ve geri geldiğinde elinde büyük bir kutu vardı. Kutuyu bana uzatarak yanıma oturdu.
C: nasıl unutabilirim ki senin çikolatalarını, makoronlarını, şekerlerini, sadece bu defalık sürpriz olsun istedim. Biliyorsun, beni azarladıktan sonra seni şaşırtmayı seviyorum.
Onu dinlerken bir yandan da kutuyu açtım ve badem şekeri, çikolata, makaron vs dolu kutudan bir makaron alarak ısırdım.
Ş: sen şuna seni önce sinirden delirtip sonra mutlu ediyorum böylece bende azarından eksik kalmıyorum desene
C: aynen öyle prenses
Can'ın gülümsemesine eşlik ederek elimdeki makaronu Can'ın Ağzına tıktım.
Can ağzında makaronu yavaşça çiğneyerek bana göz kırptı
C: ımmm hayatımda yediğim en güzel makaron
Ş: ee tabi benim elim değdi
Ben sözümü bitirir bitirmez can şiddetli kankalarla yanımda sarsılmaya başladı. Gözlerini Üzerimde gezdirirken gülmeye devam etti. O an aklına Özgürün yoğun ısrarı üzerine yaptığım sade olarak fırına attığım fakat kömür karası olarak fırından çıkan kekin geldiğinden emindim. Kaşlarımı çatarak sinirle baktım ona
Ş: siz ikiniz bi unutamadınız şu kek olayını, teknoloji bi Hafıza silmeyi bulsun en pahalısından birer Seyans alacağım size
C: Hafıza silmeyi bekleme bence o iş yaş sen en iyisi şöyle harika bir kek yap da biz de susalım
Ş: tamam Can, yarın akşam size harika bir kek yapacağım hatta yanına da tartolet yapacağım.
C: Yürü be şebnem kim tutar seni, yalnız Şekerim çok pis gaza geldin, tartolet de nereden çıktı
Ş: sen karışma, şebnem Gürsoy asla gaza gelmez, kendi istediği için yapar, ister kek ister tartolet yapar
C: ona ne Şüphe zaten sen yapıyorsun da olay pişirmeye gelince zaten oradan ötesini de biz göremedik.
Ş: off çok uzattın can, keki Böreği bırak da akşam için çocuklara haber verdin mi
C: ne Akşamı
Ş: sakın bana unuttum yada vazgeçtim deme hele ki bu kadar heveslendikten sonra tüm gün Akşamın hayali ile bu şirkete katlanabilmişken bunu sakın yapma
Can susmaya devam ederken cevap beklercesine ona baktım.
Ş: Cannn
C: tabiki ayarladım şebnem, yapmayacağım şey ağzımdan çıkmaz benim hala bunu öğrenemedin mi bizde caymak yok
Ş: ay Bitanem benim.
Sevinçle Can'ın Ağzına önce çikolatayı hemen ardından da makaronu tıkıştırdım.
Ş: ye canım ye can boğazdan gelir maşallah benim kuzuma oh yarasın
Orada can ile bir süre daha oturup muhabbet ettikten sonra Can'ın çalan telefonu ile apar topar aşağıya toplantıya indik. Toplantıdan sonra şirketteki çıkarak beraber yemek yedik ve eve geçtik. Kapıdan içeriye girer girmez Tv karşısında uyuya kalmış özgür ile karşılaştık. Aklıma gelen şey ile Can'a Kaş göz işareti yaptım. Ne yapacağımı anlayınca beni onaylarcasına gülümsedi ve ben de konuşmaya başladım.
Ş: Cancım ben üzerimi değiştireyim hemen çıkalım.
C: tamam canım ben de bi su içip üzerimi değişeceğim. Acele edelim gitmek için sabırsızlanıyorum.
Ö: ne nereye
Ş:aaa sen uyandın mı tatlım, kusura bakma farketmeden fazla yüksek sesle konuştuk.
Ö: onu boşver de nereye gideceksiniz
C: Şebnem'in yeni arabasını ıslatmaya
Özgürün bir anda gözleri parladı
Ö: bizim usul mü yoksa
C: tabiki bizim usul
Özgür ayağa kalkarak hızla merdivenlere yöneldi bu sırada Coşkulu sesiyle
Ö: hadi üzerimizi değiştirip ıslatalım şu arabayı
Ilk basamağa adım atarken durdurdum onu
Ş: özgür özgür, tatlım nereye sen şimdi gün boyu dolaştın, yedin içtin resim çekildin yorulmuşsundur. Sen kal evde biz de can ile çıkacağız. Boşuna üste çıkmakla daha çok yorma kendini
Özgür düşen yüz ifadesiyle gözlerini bana dikti
Ö: yapma bunu şebnem, acı bana
Ş: yok canım sabahtan beri yapmadığın işkence kalmadı bize, o zaman iyiydi. Neyse tatlım bizim için gece çok uzun ve sen bi yerden başlamamızı önlüyorsun. Hadi can gidelim artık
C: tabi canım önden geç
Cana tebessüm ederek ilerledim. Özgüre hafifçe çarparak merdivenleri çıkmaya başladım.
Odaya girince önce Elimi yüzümü yıkayarak üzerindekilerden hızlıca kurtuldum, daha sonra da üzerime kısa siyah bir etek, beyaz siyah baskılı bir Tişört ve topuklu siyah ayakkabılarımı giydim. Saçıma dokunmadan makyajımı tazeledim. Kısa siyah deri ceketimi ve çantamı alarak odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Can hazır bir şekilde beni bekliyordu, özgür ise beni ikna etmesi için deyim yerindeyse yalvarıyordu.
Ö: hadi be abi, sen dersen şebnem beni de getirir.
C: özgür sanki bilmiyorsun şebnemi, onun ağızından laf bir kere çıkar.
Ş: aynen öyle Can
Yüzümdeki gülümseme ile son kalan basamakları da inerek yanlarına ilerledim.
Ş: can, çıkalım mı artık
C: hayhay prenses
Ö: ama şebnem
Ş: bay bay tatlım birşey istersen mesaj atarsın gelirken getiririz diyecektim ama bekleme bizi geç geliriz.
Gülümseyerek Özgür'ün omzundaki elimi indirdim. Can'ın koluna girdim ve Kapıya yöneldik.
Arabalarımıza binerek yola çıktık. Yarım saat sonra bilindik dar sokaklarda ilerlemeye başlamıştık ve kalabalığı görünce arabaları park ederek can ile aynı anda indik.
Açılan kalabalıkta ilerleyerek ortada laf kalabalığı yapan Kereme yaklaştık.
Kerem sokaklardan geliyordu. Ne ailesini tanıyor nede Varlıklarını biliyordu. Onunla yıllar önce bir yarış esnasında tanışmıştık. Fazla konuşkan biriydi ve dikkati üzerine çekiyordu. bende bu çekime ve samimiyetine inanarak onunla konuşmuştum ve o zamandan beri arkadaştık. O zamanlar durumu pek iyi değildi ama Taşı sıksa suyunu çıkarır dedikleri tiplerdendi ve öyle de oldu. Yaptığı işlerle kısa sürede iyi yerlere geldi. Ve hobi olarak da araba, motor yarışları düzenlemekle uğraşıyordu. Kereme biraz daha yaklaşarak,
Ş: çok konuştun be abi onu bunu bırak da yarışa başlayalım, millet seni duymaya değil lastik yada motor sesi duymaya geldi.
Kerem alayla söylediğim cümle ile arkasını döndü ve gözleri beni buldu. Bu sırada Aramızdaki kısa mesafe neredeyse kapanmıştı.
K: bakıyorum da Gürsoy ailesinin biricik varisi de Aramıza katılmış. Şebnemcim bayadır görünmüyordun.
Yanına gittiğimizde sıkıca sarıldık.
Ş: ne o çok mu özledin beni, soğuk nevale
K: hasretinde ayakta eridim bittim Cadı.
Birşey söylemeden gülerek ayrıldım ondan ve can ile kucaklaşmalarını izledim. Onlar da ayrılınca zaman kaybetmeden konuya daldım.
Ş: canım bize şöyle en dişçisinden üç, dört rakip bul da şöyle bir neşelenelim, günün yorgunluğunu atalım, kendimize gelelim falan filan
K: bu akşam senin tabında birileri yok tatlım, ee artık Kötünün iyisiyle idare edeceksin.
Ş: çok zevzeksin
K: teveccühün Bitanem

7 araba yan yana dizilmiş bir şekilde Yarışın başlamasını bekliyorduk. Yan tarafımdaki can ile göz göze gelerek biraz daha gaz verdim. Bu bu sokaklardaki ilk yarışımız değildi sadece bu sefer güzergahta küçük Değişiklikler yapılmıştı o kadar. Kerem eline aldığı megafonla etrafa toplanan kalabalıktan yükselen sesleri bastırdı.
K: beyler ve bayanlar günün en çarpıcı yarışı başlamak üzere bakalım 6 erkekten biri mi yoksa tek bayan olan şebnem mi galibiyeti kucaklayacak. Evet beyler size küçük bir tavsiye, Şebnem'i sakın hafife almayın
Kerem'in son söyledikleri ile yan taraftan yükselen kahkahalar kazanma duygumu körüklüyordu. Gül'ün bakalım son Gülen ben daha iyi güleceğim
K: hey millet daha fazla bekletmeden başlayalım isterseniz.
Kalabalıktan yükselen Coşkulu seslerin arasından kerem saymaya başladı
3 2
Ve bayrağın aşağıya inmesi ile hızla ilerlemeye başladık. Ilk bölüm en kolayıydı çünkü hiçbir viraj yada engel olmayan dümdüz bir yoldu. 3.,4. Vites derken önümdeki geçerek ilerledim. Asıl kısıma gelmiştik. Keskin virajdan dönerek dar bir sokağa girdik. hızımı artırarak ilerlemeye devam ettim. Dikiz aynasından baktığımda arkamda can ve onun arkasında da edin Geçtiğim Arabanın olduğunu gördüm. Dar sokaktan çıkıp geniş yola girdiğimizde beni geçmemeleri için yolu ortalarım ve hamle yaptıkları tarafa sürdüm. Böyle çekişmeli geçen bir 20 dakika sonra bitişe yaklaşık 100 metre kala arkadan büyük bir çarpma sesi Yükseldi. Aynadan baktığımda arkadaki Arabanın kenardaki park edilmiş arabaya çarptığını gördüm. Dikkatimi dağıtmadan kalan kısa mesafeyi de alkışlar eşliğinde hızlıca geçtim. Geniş alanda arabayı hızlıca döndürerek durdum. Benden hemen sonra can ve diğerleri de geldi. Arabadan indiğimde etraftan tezavratlar yükseliyordu. Arabalarından inen erkekler ise pek bi durgun, mutsuz hatta hafif sinirliydiler.
Bu sırada kerem yanıma geldi.
K: evet beyler size Şebnem'i kız diye hafife almayın demiştim, ve sana gelince şebnem harikaydın bebeğim.
Evet yarış bittiğine ve kazanan belli olduğuna göre gelelim ödül kısmına söyle bakalım güzellik bu 6 erkekten ne istiyorsun
Ş: kerem hala benim zevkine yarıştığımı anlayamadın gitti.
Gözlerimi keremden ayırarak, Hepsinin gözüne kendimi beğenmiş bir şekilde zaferle gülümsedim. Onlar daha çok sinir olurken bense
Ş: hadi can gidelim artık, en iyileri bunlarsa diğerleriyle yarışmaya bile değmez.
Can beni onayladıktan sonra Yanımdaki kerem ile vedalaştık ve arabalarımıza binerek oradan uzaklaşmaya başladık. Biz ana caddeye çıkar çıkmaz polis ekipleri demin geldiğimiz sokak yoluna girdi. Kendi kendime ' Şansa kurtulduk diye mırıldandım. Yakalansaydık yarın gazete Manşetlerinde '' ünlü iş adamlarının çocukları sokak yarışlarında, sıkı dostlar sokak yarışında, Babaları holdingde çocukları yarışta ve benzeri şeyler olacaktı.
Kısa bir yolculuktan sonra bir Clube geldik. İçkilerimizi içerek biraz dans ettik. Saat 01.45'i geçince
C: şebnem yeter bu kadar yarın iş var, saat neredeyse 02.00 oldu. Gidelim artık
Esneyerek yarı açık olan gözlerimi cana diktim.
Ş: haklısın, çok yoruldum zaten her an her yerde uyuyabilirim Can
C: o zaman küçük hanım arabayı filan unut benimle geliyorsun
Ş: ' olmaz ' , derken yerimde hafifçe sendeledim
Can elini belime dolarken gözlerim uykusuzluktan neredeyse kapanmak üzereydi ve en son Hatırladığım şeyse Can'ın beni Arabasının ön koltuğuna yerleştirmesi oldu.

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin