Verilemeyen Hediye

628 20 0
                                    


Yarışman sonra Gülerek tekneye çıktık can bana fiskiye ile suyu tutuyordu.
Ş: Cancım ben seni bu kadar da kötü yüzdüğünü hatırlamıyordum. Yarı yola kadar bile dayanamadın.
C: Şebnemcim ben yüzemedin değil senin en uzaktaki dubayı seçmen ve balıkları kıskandıracak derecede yüzmen yarıştaki en önemli iki unsurdu
Ş: teveccühünüz can beycim de yarıştakinden ziyade kaybetmendeki iki unsurdu diyelim. Ee bu yenilişin şerefine akşam bir yemek yeriz
C: tabiki
Gülümseyerek özgürün getirdiği havlulara sarıldık. Ve sandalyelere geçtik. Selime baktığımda çok sakindi bişey mi oldu acaba diye düşünmeye başlayacaktım ki gerek olmadığına karar verdim, sanane şebnem diye düşünerek umursamadım.
Ş: ben acıktım
C: sen üzerini değiştir biz de masayı hazırlayalım.
Ş: tamam içeriye geçerek üzerime kıyafetlerimi giydim saçımı kuruttum ve geri döndüğümde hazır olan masada özgürün yanına oturdum.
Yedikten sonra çantamdaki ilaç kutumu çıkartarak içindeki ilaçları içtim. Bu sırada beni izleyen selim ile göz göze geldik, onun gözleri elimdeki kutuda sabitlenince açıklama yapmam gerekiyormuş gibi hissettim.
Ş: bazı vitamin ilaçları sadece takviye olarak alıyorum.
S: açıklama yapmana gerek yok istediğini kullanabilirsin
Ş: haklısın,
Masadan kalkarken içimden söylenmeye devam ediyordum. gıcık şey sana açıklama yapanda salaklık zaten ki ben de sayende o sıfata kendimi çok yakıştırıyorum biraz sonra Masaya elimde telefonum ile geri döndüm. Can'ın yanına oturarak onunla sohbet etmeye başladık daha sonra can hemen geleceğini söyleyerek içeriye geçti ve 2-3 dakika sonra gelerek yanıma oturdu.
Can elindeki pembe küçük kutuyu bana uzattı şaşkın bir şekilde ona bakıyordum. Ki özgür ve selim de bizi izliyordu.
Ş: bu da ne
C: araya kaynamış doğumgünü hediyen kelebek
Yüzümü düşürerek cana baktım
Ş: bu küçücük kutuya sığabilecek bir hediye demek bana layık gördüğün
C: ona kutuyu açınca karar veririz artık Bitanem
Elindeki kutuyu aldım ve yavaşça kapağını araladım
Karşımda pembe elmaslarla süslenmiş kelebek deseninin bulunduğu harika bir işçilik ve zevkin birleşimi olan bir yüzük duruyordu.
Ş: can bu gerçekten harika
Bu sırada özgür elime uzanarak kutuyu aldı.
Ö: bakıyım bakıyım ne almış, şey aslında çok da güzel değilmiş
Kutuyu elinden alarak ona tatmin edici bir gülümseme gönderdim.
Ş: adam düşünceli, zevkli bir kere kıskanma ayrıca senden hala birşey gelmediğinin de farkındayım o yüzden hiç çamur atmaya çalışma özgürcüğüm can açık ara fark ile gönlümü kazanıyor
Ö: ne kıskanması alt tarafı bir yüzük ayrıca ben de sana ayakkabı aldım da o hengâmeye ne oldu hiçbir fikrim yok ama telafi ederim bir kelebek için kalbimi kırmaya değmez hem hediye dediğin nedir ki
Özgür tam devam edecekken lafını böldüm
Ş: hediye dediğin şey maddi olmasa da manevi olarak benim için önemli özgür insana düşünüldüğünü hatırlandığını ve sevildiğini gösterir hala bunu öğrenemedin değil mi
Ö: ama şebnem yapma böyle
Ş: neyse artık önemli değil
Yüzüğü Kutudan çıkartarttım. parmağıma takacakken içinde can ve şebnem yazısını ve ortasındaki sonsuzluk işaretini farkettim. Cana Gülümseyerek yüzüğü parmağıma taktım. Ve Can'ın boynuna sarıldım.
Ş: çok teşekkür ederim bu sene aldığım en anlamlı hediye
C: rica ederim, senin kadar değerli değil ama bizim bir simgemiz olsun istedim üzerinde taşıyabileceğin,
Ş: zaten her zaman kalbimde ve yanımdasınız
C: biliyorum, bu bildiğim en kıymetli şey ve sen de sahip olduğum en değerli hediyesin
Ş: sen de hayatımdaki kötü olan herşeye inat gibisin
Candan ayrıldım ve o bana yüzükler ilgili birşeyler anlatırken gülümseyerek onu dinledim arada karşımda Bize bakan ikili ile göz göz geldim ama şuan önceliğim candı.
1 saat sonra
Can acil bir telefon görüşmesi için içeriye geçince sıkıldığımı farkettim ve ayağa kalktım.
Ş: artık gitsek iyi olacak
Kimseden bir cevap beklemeden içeriye gittim tekneyi çalıştırdım ve marinaya doğru olabildiğince hızlı ilerledim.
Marinaya geldik ve tekneyi yerine çektim, çantamı alarak dışarıya çıktığımda selim ipleri bağlamış özgür ile muhabbet ediyordu. Canı göremeyince, durdum ve içeriye bağırdım en son üzerini değiştirmek için odaya geçmişti
Ş: can hadi ama bir türlü değişemedin üzerini.
Can bir eli saçında uğraşarak yanıma geldi
C: tamamım, ayrıca küçük hanım sizi saatlerce beklediğimi bilirim
Ş:tamam can uzatmayalım, hadi gidelim artık
Gülümseyerek önden geçmem için yol verdi.
Ş: Mersi canım
C: buyrun hanımefendi,
Özgürlerin yanına gittiğimizde selim kendi teknesine bindi.
Alayla gülümseyerek
Ş: özgürcüm sen kal istersen baya iyi anlaştınız iki odun olarak
Ö: şebnemmm ne odunu hem çocuk gayet iyi bence
C: bence iyi olan senin düşüncelerin hem artık şu konuyu kapatıp gidebilir miyiz.
Ş: evet hem daha günümüz bitmedi
C: şimdi nereye gidiyoruz şebnem hanım
Ş: tabiki gocard'a gülümseyerek arabaya bindim onlar da binince beraberde Marina'dan çıktık.

Selim

Onlar gittikten sonra aşağıya indim ve duşa girdim. Çıktığımda üzerimi giyerek kendime bir bira açtım. Can haklı mıydı? Ne olmuştu da kavgacı, kendini hep haklı bulan Selim, bir anda böyle düşünceli olmuştu. Acaba içten içe bana asılmadığı için onu elde etme isteği miydi, bende bilmiyorum ama bu sefer uzak duracağım evet ondan uzak duracağım karşılarına çıkmayacağım ve terslemeye devam edeceğim. Belki de herşeyden çok benden yada içimdeki 2. Selim'den korunmaya ihtiyacı vardı. Çalmaya başlayan telefonum düşüncelerimden uzaklaşmama neden oldu.
S: efendim Aycan
.........
S: parti mi, yok bugün hiç havamda değilim, bu sefer bensin eğlenin.
.........
Peki ama baştan söyleyeyim çok fazla kalamayacağım.
.........
S :Anladım B&B barında 8 de
.....
S: tamam görüşürüz.
Telefonu kapattıktan sonra aklıma hücum eden düşüncelerle daha fazla baş edemeyeceğimi anladım. Biramı da alarak kendimi tekneden dışarı attım ve sahilde yürümeye başladım.

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin