Habersiz

91 8 0
                                    

CAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

CAN

Sabah Özgür'le evden çıktıktan sonra ondan ayrılarak evin yakınlarında bir cafede kahvaltı yaparken Ayşe abla aradı,
C: efendim ablacığım
A: Can, oğlum haber verir misin demiştin ya onun için aradım, Şebnem şimdi çıktı evden.
C: konuştuğumuz gibi birşey anlamadı değil mi
A: anlamadı yavrum.
C: tamam ablacığım, teşekkürler, görüşürüz.
Telefon kapatıp kahvaltımı bitirdim ve hesabı ödeyerek cafeden çıktım. Market alışverişi yaparak eve geçtim. Elimdeki poşetleri bırakmadan zili çaldım,Ayşe abla kapıyı açınca direk mutfağa ilerledim, poşetleri tezgaha bıraktığımda Ayşe abla da geldi.
A: oğlum bunlar da ne zaten evde herşey vardı.
Ayşe ablaya gülümseyerek poşetleri boşaltmaya başladım.
C: akşam için birşeyler hazırlayacağım ne olur ne olmaz diye yeniden alışveriş yaptım.
A: bu akşam özel birşey yok ki sen niye durup dururken yemek hazırlayacaksın, hem yanarsın filan mazallah sen söyle ne istediğini ben hazırlarım, sen geç içeriye
C: bana birşey olmaz ayrıca içeriye sen geçiyorsun ve ikinci bir Emre kadar da mutfağa gelmiyorsun.
Ayşe ablayı yanağından öperek tebessümle baktım ona. O da Elini yanağıma koyarak hafifçe okşadı ve itiraz etmeden sessizce mutfaktan çıktı. Ben de kaldığım yerden işime devam ettim.

Soğanları doğramaya devam ederken kapının sesi duyuldu daha sonra da Ayşe abla mutfak kapısında belirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğanları doğramaya devam ederken kapının sesi duyuldu daha sonra da Ayşe abla mutfak kapısında belirdi.
A: Can kapıda 2 kişi var bahçede birşeyler hazırlayacakmışlar
C: evet haberim var Ayşe abla, bahçeye kadar eşlik eder misin onlara
Ayşe abla başıyla beni onaylayarak kapıdan ayrıldı. Bende gülümseyerek soğanlarıma döndüm. Şimdiden hayal edebiliyordum herşey mükemmel olacaktı. Kesmeyi bitirdiğim soğanları kızan yağın içine attım ve kısaca karıştırdım. Diğer ocaktaki neredeyse pişmek üzere olan çorbanın da kıvamını kontrol ederek altını kıstım. Soğanın üzerine daha önceden kestiğim havuç ve biberleri de ekleyerek mantarları kesmeye başlayacakken telefonum çalmaya başladı. Ellerimi havluya silerek telefona uzandım. Kesin şebnem'di şimdiye kadar aramamasına şaşmıştım zaten diye düşünürken ekranda gördüğüm isimle hayal kırıklığına uğrasam da daha fazla uzatmadan cevapladım.
C: efendim özgür.
Ö: alo Can nerdesin abi
Özgür'ün telaşlı çıkan sesine anlam veremeyerek cevapladım onu
C: evde, akşam Çin hazırlık yapıyorum. Ne oldu sana
Ö: Berkant aradı
Özgür'ü cümlesini tamamlamasına gerek kalmadan anlamıştım, şebnem'e birşey olduğunu herşey neden onu buluyordu kı
Özgür'ün lafını keserek
C: bu sefer Şebnem'e ne oldu.
Ö: yarış sırasında biri çarpmış hastaneye kaldırmışlar, bende yoldayım senden önce tekin amcaları aradım. Onlar da geliyor.
Telefonu kulağıma alarak ellerimi havluya sildim ve hızla mutfaktan çıktım. Salona geçerek anahtarlarımı aldım kapıya ulaştığımda telefonu elime alarak kapıdan çıktım.
C: hangi hastane geliyorum hemen
Ö: acıbadem hastanesi
Arabayı çalıştırdım kapıdan çıkarken telefonu kapatarak yan koltuğa attım ve hızla hastaneye doğru yola çıktım.
Arabayı hastanenin önüne park ederek içeriye girdiğimde Danışmanın önündeki özgür ve tekin amcaları fark ederek yanlarına ilerledim. Neslihan teyze ağlayarak bana sarıldığında ben de ağlamaya başladım.
C: geçecek, bu da geçecek biz neler atlatmadık ki Şebnem bunu da atlatacak diye mırıldandım kulağına. Bu sırada tekin amca bize dönerek
T: 4. Kat 404 numaralı odadaymış
Neslihan teyze benden ayrılsa da yine bana tutundu, hep beraber asansöre ilerledik ve 4. Kata çıktık. Servise geldiğimizde adımlarımız ister istemez hızlanmıştı. Odanın kapısına geldiğimizde tekin amca tereddüt etmeden hızla kapıyı açtı. İlk gözüme Şebnem'in başındaki doktor takıldı, daha sonra da yataktaki Şebnem. Tekin amca ve Neslihan teyze önde olmak üzere odaya girdik. Göründüğü kadarıyla boynunda bir boyunluk, bileğinde sargı ve yüzünde yaralar vardı. Neslihan teyze Şebnemin saçlarını okşarken tekin amca da elini tutuyordu.bu sırada biz de doktorla göz göze geldik.
C: Şebnem'in nesi var, doktor bey
E: şuan durumu stabil boynundaki zedelenme ve bileğindeki burkulma haricinde vücudunda birkaç çizik ve morluk var o kadar.
Ö: peki ya şebnem'e çarpan o da iyi mi
E: hayati tehlikeleri yok ama onun durumu şebnenden biraz daha ağır.
İzninizle benim ilgilenmem gereken bazı evraklar var, sonra yine kontrole gelirim. Geçmiş olsun.
C: teşekkürler
Rahat bir nefes alarak doktoru geçirdim ve Şebnem'in uyanması için beklemeye başladık.

Şebnem

Gözlerimi aralayarak açtım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi aralayarak açtım. Karşımdaki oydu, yeni çocuk. Baş dönmesi beni ele geçirirken gözlerimi kırpıştırarak tekrar baktım ve neden kucağında olduğuma anlam veremeyerek ondan olabildiğince uzaklaştım. Kıpırdayışımla bakışlarını bana çevirdi.
Ş: sen ne yaptığını sanıyorsun, çabuk bırak beni
K: demek top çok hızlı çarptı ki içeride birşeylerin yeri değişti
Başımdaki şiddetli acı kendini belli ederken
Ş: ne saçmalıyorsun sen başıma basketbol topunun çarptığının farkındayım. Sen farkında değilsin ama şuan olduğum durum Hakkı'nda konuşuyorum. Ayrıca hala beni bırakmadın.
Lafım biter bitmez bir anda beni yere indirdi. Ayaklarım yere değse de ani yaptığı hareketle artan baş dönmemle yere kapaklanmak üzereyken Kurthan'ın kolları yeniden bedenimi sardı.
K: ya şebnemciğim birşey biliyoruz da yapıyoruz yoksa seni taşıma meraklısı değilim.
Ona gözlerimi devirerek
Ş: nereye götürüyorsun beni
K: nereye götürebilirim ki tabi ki de revire
Ş: nereye götürebilirim ki tabi ki de revire, Allah Allah sordun mu bana gitmek istiyor musun diye belki ben gitmek istemiyorum.
Kurthan durdu ve tüm yüzünü kaplayan gülümsemesi ile bana baktı.
K: dediğin gibi sana sormadım
Kurthan beni umursamadan ilerideki binaya doğru ilerlemeye devam etti.
Gözlerimi kısarak ona sinirle baktım.
Ş: sen daha beni tanımıyorsun ama tanıyacaksın ve bunun hesabını vereceksin yani çocuk
K:Bad girl lakabın kulaklarıma ulaştı ama şöyle birşey var ki umrumda değil.
Yüzünde ki gıcık gülümseme ile Bana göz kırparak acılan kapıdan beni içeriye soktu ve doktorun odasındaki sedyenin üzerine yatırdı. Doktor yanıma gelerek beni muayene ederken sorduğu soruları o yanıtladı. En sonunda doktor yanımdan ayrılarak masasına geçti.
D: görünüşe göre önemli birşeyin yok Şebnem
Doktordan da onayı aldıktan sonra başımdaki buz torbasını elime akarak sedyeden doğruldum. Başım dönmeye devam erse de daha fazla burada kalmak istemediğim için belli etmemeye çalışarak
Ş: bence de benim birşeyim yok abarttılar sadece, artık ben de gidiyim hastanın çabuk gideni makbuldür. Size iyi günler, teşekkürler
Hızlı hızlı konuşurken aynı hızla ayağa kalktım fakat etraf allak bullak olmuş gibiydi. Ayakta duramayarak destek almak için elimi yana artım ve Kurthan'ın yardımıyla yeniden sedyeye oturdum. Doktor yanıma gelirken bende gözlerimi kapatarak dönmenin geçmesini diledim.
D: Şebnem iyi hissettiğine emin misin
Gözlerimi doktorun endişeli sesi ile araladım ve gülümsemeye çalışarak
Ş: evet, aniden kalkınca başım döndü bi an
D: Şebnem istersen şöyle yapalım ben sana izin belgesi yazayım sen de eve git dinlen eğer baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, şiddetli baş ağrısı şikayetlerin olursa da hastaneye gidersin,
Doktor masasına gidip birşeyler yazmaya başlayarak
D: ben şimdi müdür beyle de konuşurum ailene haber verirler
Ş: yo, hayır onları boşuna telaşlandırmayın, ben kendim giderim. Doktor oturduğu masadan beni tereddütle süzerken, kurthan elimde tuttuğumun farkında olmadığım buz poşetini elimden alarak başıma yerleştirdi.
D: tek başına gidebileceğinden emin misin
Doktora tam şöförümü arayacağımı söyleyeceksen kurthan benden önce konuşmaya başladı.
K: merak etmeyin ben ona eşlik ederim hem böylece aklım da onda kalmamış olur.
D: tamam o zaman ben ikinize de izin kağıdı yazıyorum, istediğiniz Zaman gidebilirsiniz
Doktor kağıtlarla uğraşırken yanımdaki Kurthan'a dönerek fısıldadım.
Ş: çıkart beni bu ilaç kokan hapishaneden
Gülerek baktı bana
K: yürüyebilir misin yoksa yeniden kucağıma mı alayım
Ş: sadece koluma girmeye ne dersin bay ukala
O koluma girerek beni yavaşça kaldırdığında doktor da yanımıza geldi.
D: dediğim gibi herhangi birşey olursa doktora git, geçmiş olsun,
Ş: teşekkürler
Oradan çıktığımızda temiz havayı içime çektim. İnsan hasta olmasa bile orada hasta moduna giriyordu. Birkaç adım daha atarak kendimi bankın üzerine bıraktım. Ellerimi yüzüme kapatarak dirseklerimi dizlerime dayadım.
Biraz sonra yanıma birinin oturduğunu hissederek basımı kaldırdım.ö

Lütfen o güzel yorumlarınızı esirgemeyin, görüşlerinizi bilmek isterim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Lütfen o güzel yorumlarınızı esirgemeyin, görüşlerinizi bilmek isterim

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin