Sen Olmadan Asla

Sorular & Cevaplar

Şebnem

Denize atlayarak biraz derine ilerledim ve daha hızlı olduğu için ellerimi kullanmadan bacaklarım yardımıyla yüzmeye başladım. Önemli olan konsantre olmamdı ve şuanda bunu sağlamıştım. Hızla yüzmeye devam ettim. Bu iddayı kazanmalıydım. Selim karşısında yenilemezdim. Aklımdaki düşüncelerle bir süre ilerledim fakat akciğerlerim patlama noktasına geldiğinde hızlıca yüzeye çıktım. Gemiye bakınca farketmeden ne kadar uzaklaşmışım diye düşünürken aklıma gelen selim ile bi an duraksadım. O neredeydi, çıkmışmıydı ki
Bu sırada tekneden yükselen ses ile istemsizce tekneye döndüm.
X: bakın şebnem orada
Bana seslenmeye devam eden kalabalıkla merak ettiklerini anlayarak geldiğimden daha hızlı bir şekilde geriye döndüm. Tekneye ulaştığımda can çıkmama yardım etti ve  elindeki havluyu etrafıma sararken kulağıma fısıldadı.
C: yine bayıldın sandım fakat bayılmadın ve  bu sefer bayılmamış olmana senden çok sevindim prenses
Cana gülümseyerek Karşılık verdim.  kalabalıktan yükselen uğultuyu umursamayarak  hızla etrafı süzdüm. Gözlerim Selim'i arıyordu, yüzünün aldığı Şekli görmek istiyor ukalaca gülümseyerek onu küçümsemek istiyordum taki  başımın Dönmesi ile yerimden sendeleyene kadar. Can anlayarak kolumdan yakalasa da baş Dönmem giderek şiddetlenirken kendimi Can'ın yardımı ile köşedeki koltuklarda buldum. Kalabalık şiddetli bir uğultuyla etrafımı sararken Can'ın şiddetli melodik sesi kulaklarıma doldu.
C: Çekilin, toplanmayın başına oksijensiz kaldı galiba, arkadaşlar açılın biraz
Etrafımdaki uğultu giderek azalırken bende gözlerimi kapatarak düzenli soluklar almaya devam ettim.

15 dakika Sonra

Uzandığım yerden doğrularak Başımda bekleyen özgür ve Cana döndüm.
Ş: senin partini maf ettiğim için senin de tüm Gününü özür dilerim.
Ö: saçmalama Şebnem ne mafolması, hiçbirşey senden değerli değil
C: özgür haklı, bugün çok yoruldun,kendini daha fazla yormadan eve gidelim artık
Ş: tamam ama önce üzerimi değişeyim hem çantayı da almış oluruz.
C: tamam bende kaptana haber vereyim botu hazırlasın
Yerimden kalkarak kimseye görünmemek için ki başaramamıştım, olabildiğince hızlı bir şekilde odama indim. Kapıyı açtığımda karşılaştığım manzara ile geldiğimden daha hızlı bir şekilde kaçmak istesem de tek yapabildiğim hızlıca arkamı dönmekti. Beynime kazınan görüntü ile sinirle soludum.
Ş: siz benim teknemde, benim odamda ne yaptığınızı sanıyorsunuz Söyler misin Inan, yada dur söyleme bişey senden birşey duymak istemiyorum. Şimdi ben çantamı alıp çıkıyorum ve sen de o esmer bombayı benim yatımın dışında her nerede beceriyorsan beceriyorsun. Ayrıca bir daha  davet edildiğin yere genel ev muamelesi yapma senin için bile fazla saygısızca bir hareket bu.
Selim'in birşey söylemesine fırsat vermeden köşedeki çantayı alarak odadan çıktım. Hala o görüntü aklımda dönüyordu. O, çırılçıplak kızın üzerindeydi Allahtan şortunu çıkartmadan girdim odaya. Ya selim Inan demekki sen de piçin tekiymişsin.
Bu düşüncelerle Can'ın yanına gittim. Beni baştan aşağıya süzdü. Aklında beliren soruyu henüz sormadığı halde tahmin etmek zor değildi.
Ş: sen sormadan Söyleyeyim. Üzerimi değişmekle uğraşamayacak kadar yorgunum, zaten direk eve gideceğiz.
C: iyi yaptın,
Can elimdeki çantayı aldı ve kaptana verdi Ben de özgür ile vedalaştım daha sonra Can'ın yardımı ile bota bindim ve marinaya doğru yola çıktık.
Eve geldiğimizde salonu es geçerek direk odama çıktım. Duş alarak üzerime bir elbise giydim ve aşağıya indim. Açlığım beni mutfağa sürükledi.
Mutfağa girdiğimde Ayşe abla ekmekleri kesiyordu.
Ş: oh oh mis gibi kokuyor, Ayşe Sultan döktürmüşsün yine çok acıktım
A: masa neredeyse hazır kızım Can da gelsin oturursunuz.
Ayşe abla Konuşurken ben de Gözüme kestirdiğim fırından yeni çıkan sıcacık poğaçalardan birini ısırarak başımı sallamakla yetindim.
Can da üzerini değişerek yanımıza geldiğinde bahçedeki masaya geçtik. Sohbet ederek yemeğimizi yedik daha sonra da içeriye geçtik ve tv izlerken Pasta ve meyve sularımızı salonda yedik. Saat 9'a doğru yarın şirkete gideceğimizden uyumak için odalarımıza çıktık. Pijamalarımı giydikten sonra başucuma koyduğum saati tekrar kontrol ederek huzur dolu yatağıma uzandım. Selim'in o kızla olan hali aklıma geldi, yazık kıza bu insan kılıklılar hep böyle Yatıp Kalkıp sabahına bırakıyorlar kızları. Bi an Söylendiğimi farkederek sustum. Alan memnun satan memnun sanane şebnem sen uyu diye düşünerek uyku bandımı gözüme indirdim.
Dıdıdıdıttttttt dıdıdıdıtttttttttttttttt dıdıdıdıtttttt
Çalmaya devam ederek başımı parlatan saati tüm uğraşlarına rağmen bularak susturamadığımdan pes ederek yataktan doğruldum ve saati kapattım. Derin bir nefes alarak yatağa oturdum.
Günaydın Şebnem Gürsoy sıkıcı holding Toplantıları, orta yaşlı amcalar, kahve ve kuru pastalar, erken saatte kalkmalar, yeni ortaklarla tanışmalar ve daha Fazlasıyla dolu bir hafta seni bekliyor. Her ne kadar geri yatmak istesem de yataktan kalkarak banyoya oradan da giysi odasına gittim. kısa şort eteğimi üzerine beyaz bir bluz ve aynı renkteki kısa ceketimi giydim. Siyah topuklularımı giydim. Kolyemi, kolluğumu ve saatimi taktıktan sonra makyajımı yaptım. Saçımın dalgalarını düzelterek parfüm sıktım. Çantama gereken malzemeleri yerleştirerek giysi odasından çıktım. Bir anda açılan kapı ile şaşırarak duraksasam da gördüğüm uyku sersemi yarı çıplak Can ile kahkahayı patlattım. Can önü açık Gömleği, hala giymeye çalıştığı pantolonu ve boynunda asılan bağlanmamış kravatı ile uğraşmaktan beni farketmedi bile
Ş: ahaha Can, ne bu halin, sirkten kaçmış gibisin
C: dur bi şebnem geç kaldım zaten, ya bu pantolon bacaktan Geçmiyor muydu, neden olmuyor?
Can söylene söylene pantolonu giymeyi başarınca biraz uyanmış olacak ki ustaca gömleğinin düğmelerini ilikleyerek karşıma dikildi. Kravatı alarak boynunda düzelttim.
Ş: kaç kere göstermeme rağmen bir türlü öğrenemedin şunu bağlamayı
C: senin bağlamanı sevdiğimden belki de Allah öğrenmemi istemiyor hem seni duyan da her gün kravatını bağlıyorsun zannedecek.
Ş: uzatma söylediğime pişman ettin, tamam oldu işte
Yakasını son kez düzelterek ona baktım, o da karşımda dikilmiş bana bakıyordu.
Ş: cancığım, hani geç kalmıştın, ne dikiliyorsunuz karşımda Evladım. Git bi ceketini giy, cüzdanını telefonunu al, ayakkabılarını da unutma
Sözüm biter bitmez Can yeni düşen jetonu ile odamdan fırlayarak çıktı. Bende arkasından tebessüm ederek odadan çıktım. Aşağıya indiğimde hazır olan kahvaltı masasından ağzıma iki Salatalık attım. Portakal suyumdan bir yudum aldım ki can yüzündeki gülümseme ile hızlıca merdivenlerden inerek yanıma geldi. O da portakal suyundan hızlıca bir yudum aldı ve beraber evden çıktı.
Kapıda siyah  Lykan HyperSport marka araba ve genç bir çocuk duruyordu. Can ile şaşkınlıkla birbirinize baktık ve daha sonra genç adamın yanına ilerledik.
Volkan: şebnem hanım değil mi
Ş: evet de siz kimsiniz
V: ben Volkan, Volkan otomotivin sahibi
Ş: memnun oldum Volkan bey de sabah sabah kapımda olma nedeniniz nedir
Volkan bey cevap vermeden önce kısaca arabaya baktı ve daha sonra bana döndü
V: Tekin bey bizzat benim teslim etmemi istedi, buyrun bunlar evraklarınız ve anahtarınız, hayırlı olsun.
Şaşkınlıkla Volkan'ın bana uzattıklarına ve Yanımdaki müthiş arabaya baktım. Babamın hediyelerine alışkındır ama bunu beklemiyordum doğrusu
Ş: bu benim mi
V: evet şebnem hanım, iyi Günler'de kullanmanız dileğiyle Hoşçakalın
Volkan bey evrak ve anahtarları elime verip giderken can ile birbirimize baktık ve sonra aynı anda telaşla
Ş.C: geç kaldık
Ben yeni arabamın kapısını açarken o da yandaki Arabasının kapısını açtı. Binmeden önce yanıma gelerek yanağıma bir öpücük bıraktı.
Ş: beni ziyarete gelmeni bekleyeceğim.
C: çok isterdim ama bu seferlik olmayacak gibi görünüyor, bugünlük beni affet,hem  akşam gelince telafi ederiz Hem de yeni oyuncağını da ıslatırız.
Hevesle açık camdan Can'ın gözlerine baktım.
Ş: eski usul mü
Can gülümseyerek bana göz kırptı
C: eski usul
Ş: tatlım benim ya evimin direği hayırlı bol kazançlı az toplantılı günler
C: şebnem yine anne moduna bağladığına göre kaçma vakti geldi. Hadi görüşürüz.
Ş: görüşürüz
Can Arabasına yönelirken ben de kendiminkine bindim. Direksiyona yapışmış bot kağıdını alarak okumaya başladım.