selam kınalı kuzularım
uzun zamandır yoktum. hakkınızı helal edin. bir süre yollarda ve evimden uzakta geçti bu yüzden wattye giremedim. hatta tek satır bile yazamadım. şuan evimdeyim ama bu sefer de hasta oldum. sanırım yol, sıcak ve klima üçlüsü yüzünden nezle oldum. yine de bölüm yazmaya çalıştım umarım keyifle okursunuz. ve bu sene inşallah düzenimizi tekrar kurar daha güzel bölümlerde sık sık buluşuruz.
hepinizi seviyorum...
**
Hocanın notlarından bir sonuç çıkaramamıştık. Günler boyunca bu rakamların üzerinde düşünüp tartıştık. Elimizdeki rakamlar hem anlamsız hem de eksikti. Rahmetlinin elinde iyice buruşan kağıdın kıvrım yerlerine kan sızmış ve kırmızı renk altındaki yazıyı bastıracak kadar kağıda işlemişti. Sonuç olarak elimizde bir adres mi var bir formül mü var ya da hocanın acı içinde kıvranırken can havli ile için kaptığı bir anlamsız bir kağıt parçasını mı almıştık bilmiyorduk ve her ihtimal akla yatkın geliyordu. Sonunda hepsi saçma gelene kadar günler boyu düşündük, konuştuk ve tartıştık. Sonunda bu kağıda yazılanları anlayabilecek birine ulaşana kadar elimizdeki bilgiyi kendi aramızda tutmaya karar verdik.
Hocanın ölümü üzerinden ancak bir hafta geçmişti ki benim ve Yusuf'un ısrarı, Hamza'nın şiddetle karşı çıkmaları sonucu oy birliği olmasa da oy çokluğu ile okula geri dönmeme karar verdik. Bunun için tam bir kılık değişikliği yaparak güzelim kumral peruğumu koyu kahve bir perukla değiştirip gözüme de kalın çerçeveli, camları numarasız olan bir gözlük takmam gerekti. Aslında bunları yapmama bile lüzum yoktu. Kimsenin aklında gazetelere çıkan o kızın yüzü kalmamıştı. Yolda görseler de tanımayacaklardı beni. Hocanın ölüm haberinin bile artık bir etkisi kalmamıştı. Hayat kaldığı yerden devam ediyor herkes derslerine yoğunlaşıyordu. Bense en çok peruğumu değiştirdiğim için üzülüyorum. Benim gibi kızıl saçlı ve çilli suratlı, sempatik bir kızsanız daha alımlı ve çekici olan sarışın, burnu kalkık, elmacık kemikleri dolgun ve dudakları öne doğru uzayan o kızlara bir parça özentimiz olduğunu bilirsiniz. Her ne kadar peruğu güzel görünmek için takmasam da saçlarımın kızıl olmadığı hayali kurabiliyordum onunla. Artık kızıldan bile daha silik, görünmez bir tip olmuştum.
Okula geri dönüşüm de aynı olmadı elbette. Yusuf benim artık ekibin bir parçası olduğumu düşünse de Hamza daha çok korunması gereken bir sanat eseriymişim gibi davranıyor bana. Geride durmamı ve sadece Yusuf için alan açmamı bekliyor. Yusuf ise bilgiye erişmeme izin verecekmiş gibi tembel ve boş vermiş hatta gamsız bir ifade takınıyor genelde. Okulda yanımdan ayrılmıyor. Beni Semiha adlı kızın yakınına alabilmek için aynı branştaki bir hocanın asistanı olarak gösterdiler. Bu yüzden artık hocaların katında daha fazla vakit geçirebileceğim. Bunun bize, bana hatta hocanın katilini bulmaya ya da arkasındaki gizemi çözmeye ne yararı olacak hiç bilmiyorum. Yine de eldeki imkanları değerlendirmenin bir zararı olmayacağını ve asistanlığın nasıl bir şey olduğunu bu kadar erken tecrübe edeceğim için kısmetli bir öğrenci olduğumu düşünüyorum.
Son birkaç günüm asistanlığını yaptığım Arif hocanın fotokopilerini ve ayak işlerini yapmakla kendi derslerime kimseye görünmeden girmeye çalışmak arasında bir de Semiha denen kızın etrafında dolanıp yakınına sokulmaya çalışmakla geçti. Teşebbüslerimin hiçbirinde başarılı olamasam da denemeye değerdi. Sonuçta hoca yaptıklarımı beğenmiyor, derslerden giderek daha az şey anlıyor ve Semiha denen kıza kendimi fark ettirme konusunda milim ilerleme kaydetmiyordum.
Ama bugün o gün diyerek evden çıktım. Evet, bugün bir milim de olsa ilerleme kaydetmek istiyordum. Ve bu konuda ilahi işaretimi de almıştım. Semiha muhtemelen yemeğe geç kaldığı için her zaman yanında olan arkadaşları ile değil tek başına oturuyordu. Bu yüzden yemekhanede Semiha'nın tam karşısına oturmuştum. Ve varlığına giderek alıştığım ve etrafımda olduğunu bildiğim için kendimi güvende hissettiğim kınalımın ortağı benim manevi kardeşim olan münasebetsiz Yusuf da hemen yanıma oturmuş bana kaş göz işareti yaparak ne yapmaya çalıştığımı sorguluyordu. Ona göz devirdim. Ne yapmaya çalıştığım konusunda fikir sahibi olmadığım için bunu açıklama zahmetine de girecek değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur şehre karışırken - Ara Verildi -
SpiritualGülüşüne yağmur damlası çarpsa, Şiir olur. Bunu bir ben bilirim, Bir de gökyüzü. İsmet Özel