cibil seung hehe
•
sabah okula girer girmez sınıfa gitmeden önce en üst kata çıkıp odasına ilerledim. kapıyı çaldım ama sanırım içeride değildi. içeri girip masasına ilerledim ve bizim sınıfın olduğu etikete bakındım. bulduğumda elime alıp göz attım ve geriye bir adım atıp arkamı döndüm. fakat açık bıraktığım kapıdan giren hyunjin tam dibimde olduğu için ona çarpmıştım ve elindeki kahve olduğu gibi üzerime dökülmüştü.
hay sikeyim, yanıyordum. "siktir."
ağzımdan kısık sesle refleks olarak bir küfür çıktı. endişeyle bardağı ve elimden aldığı kağıtları masaya bıraktı ve bana döndü. "çıkar gömleğini, çok yanıyor mu?"
ellerim titrerken gömleğime ulaştı ve hızla düğmelerini çözdüm. bana yardımcı olup kollarımdan çıkardı. "bekle, revirden yanık kremi getireyim. böyle en alt kata inemezsin."
başımı hafifçe salladım. aslında utanmıştım. çünkü ilk defa arkadaşlarım dışında etkilemeye çalıştığım bir erkeğin karşısında üzerim çıplak bir şekildeydim. onu beklerken göğsümün ortasına üflüyordum. sızlıyordu ve bu lanet bir şeydi.
geri geldiğinde beni koltuğa oturtmuş ve bir şey yapmama izin vermeden önümde eğilip kremi sürmeye başlamıştı. işini o kadar dikkatle yapıyordu ki, bende kendimi onun yüzünü izlemekten alıkoyamıyordum. "üzgünüm. bir anda geri döneceğini tahmin edemedim. daha iyi misin?"
hafifçe başımı sallayıp teşekkür ettim. bana aşağıdan bu şekilde bakmayı kesmeli ve ayağa kalkmalıydı. "ben, üzerime bir şey alıp sınıfa gideyim. dersim başlayacak."
"bu derslik burada kal ve krem etkisini göstersin. sonra şuradaki hırkayı giyip gidersin. bu gömleği bir daha giyme." kafamı iki yana sallamıştım.
"ders matematik ve haftada iki saat var zaten. birini de kaçıramam." gülümseyip ayağa kalktı. "matematiğim iyidir. zaten temel matematik görüyorsunuz. ben sana yardım ederim. sınıfa da izin kağıdı gönderirim."
"peki, burada ne yapacağım?" ayaklanıp zilin çalması ile kitaplarına yöneldi. "istersen bugün dağıtacağın notlara çalış. hem vakit kaybetmemiş olursun. bir sorun olursa bana yazarsın."
hafifçe başımı salladım. gülümsediğinde bakışlarım kalın dudaklarına düştü. o kalın dudaklarının, benim dudaklarımı kavramasını çok isterdim.
boğazımı temizleyip önüme döndüm. o sırada kapı açıldı. içeri gülümseyerek giren jeongin beni ve üzerimin çıplak olduğunu görünce bir anda suratı asıldı.
bende bana kısaca bir bakış atan hyunjin ile bakışmıştım.
benim için asıl soru, jeongin her zaman odasına böyle geliyor muydu?
•
jeong yine yaptin yapacagini azicik sovebilirsiniz bebek ekmege ama sonra tum karakterleri sevdiricem size hatta chanmin'de kotu olan jaehyun'a burada bir perilik yaptirabilirim hehe
hizimi alamayip birkac bolumu buna yazdim ama hala bet you'daki gelmeyen bolumlere moralim bozuk umarim gece gelir de duzeltip atarim
skz ile kalin staa💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
philosophy teacher
Fanfictionhyunmin • jeongin var mısın iddiasına? seungmin varım jeongin ödül yok seungmin ödül hwang ve benim olacak • yari texting+yari duz yazi