32; as long as im here, no one can hurt u(happy end)

951 76 51
                                    


bir haftadır seungmin'in uyanmasını bekliyorlardı. hyunjin yeni açtığı hesabı görmüş ve son yazdığı yazıyı görünce aklına kayalık gelmişti. seungmin boğulmanın güzel bir ölüm yolu olduğunu yazdığından beri hyunjin'in kafası uçuktu.

gecenin bir yarısıydı. hyunjin tek bir gün bile kapının önünden ayrılmıyordu. ne olur ne olmaz, bebeğini tek bırakamıyordu. annesi yorgun olduğu için gitmişti. hyunjin koltukta otururken bebeğini düşünüyordu. telefonunda gördüğü mesajlarla deliye dönmüş ve hepsinden hesap sorup soruşturma başlatmıştı. bebeğinin bu halde olmasının en büyük sorumlusu onlardı.

hyunjin'in hesabı çalınmıştı ve onları dışarıda gören biri bunu yapmıştı ama kim olduğunu hala bulamamıştı. bulduğu anda bunun hesabını soracak ve o kişi her kimse mahvedecekti.

doktor ve hemşireler bir anda odaya girdiğinde hyunjin korkuyla ayaklanıp cama gitti. bir hemşire camın arkasında kalan perdeyi kapatmıştı. hyunjin merakla alt dudağını dişlerinin arasına aldı. korkuyordu. sevgilisine bir şey olursa yapamazdı.

doktor içeriden çıktığında hyunjin hemen yanına gitti. "sorun ne? bir şey mi oldu?"

"hayır. bay kim uyandı. hyunie isminde birini sayıklıyor. birazdan kendine gelir." hyunjin gülümserken anlık sevinçle doktora sarıldı. "benim o, hyunie benim. girebilir miyim? onu görebilir miyim? tek başına kalamaz içeride."

"biraz daha sabredin. hemşireler kontrollerini yaptıktan sonra girebilirsiniz." hyunjin gülümseyip başını salladı. merakla beklerken hemşireler çıkmıştı. hyunjin beklemeden içeri girip bebeğine baktı. seungmin bakışlarını yavaşça ona çevirdi. çok yorgun duruyordu. "hyunie.."

"evet güzelim. geldim, buradayım." hyunjin hızla yanına gidip elini tuttu. alnına bir öpücük kondurup saçlarına da bir sürü öpücük kondurdu. "tanrı'ya şükürler olsun, seni bana verdi. sana bir şey olsaydı, yaşayamazdım."

hyunjin biraz geri çekilip güzeline baktı. seungmin yorgun bakışlarıyla ona bakıyordu. "beni bırakıp gittin hyunie.. neden buradasın? neden ölmeme izin vermedin?"

seungmin hatırlıyordu. hyunjin geldiğinde seungmin çoktan kendini atmıştı ama hyunjin sevgilisinin peşinden gidip onu sudan çıkarmıştı. seungmin sudan çıktığında yarı baygın bir haldeydi. "seni bırakmadım güzelim. sadece bana çok sinirliydin ve sana zaman tanımak istedim. özür dilerim bebeğim. tüm suçlu benim. nelerle uğraşmak zorunda kaldığını göremedim. geç kaldığım için özür dilerim. bundan sonra bana kızsan da, benden nefret etsen de, beni öldürmek istesen de elini bırakmayacağım."

"herkes benden nefret ediyor. herkes sürtük olduğumu ve hak ettiğimi söylüyor." hyunjin duyduklarıyla başını iki yana salladı. karşısında yatan bebeğinin burnuna minik bir öpücük kondurdu. "hayır bebeğim. onlara kulak asma. seni çok seviyorum ve bundan sonra hayatında sadece ben olacağım. üstelik o kelimeyi bir daha kullanma. sen benim meleğimsin ve başkalarını umursama."

"yoruldum hyunie, onlar haklı. keşke beni kurtarmasaydın. canımı yakıyorlar." seungmin bakışlarını kaçırdığında hyunjin onun saçlarını okşamıştı. "onlar cezalarını aldılar. bir daha ağızlarını açamazlar. ben buradayken kimse canını yakamaz. şimdi uyu ve güzelce dinlen, tamam mı? bunları sonra konuşacağız."

hafifçe başını salladı ve yana kaydı. hyunjin yaptığını anlayıp yanına uzandı ve bebeğine sarıldı. seungmin eskisi gibi başını göğsüne yaslayıp huzurla gözlerini kapatmıştı.

//

eve geldiğimizde beni yatağa yatırmış ve yanımızda getirdiğimiz birkaç eşyamı dolaba koymuştu. ardından odadan çıktığında bende yattığım yatakta daha rahat bir konum aldım. o anda kkami hemen gelip yatağa atlamış ve üzerime çıkmıştı. göğsüme çıkıp dudaklarımı ve yüzümü yalayıp kuyruğunu sallamıştı. geri çekilip birkaç kez havladı. ona gülümseyip güzelce sevmiş ve yumuşak tüylerini okşamıştım.

annemden zorla izin almış ve birkaç gün yanında kalmam için ikna etmişti. hastanede tek bir gün bile yanımdan ayrılmamıştı. hatta lavaboya ve bahçeye giderken bile yanımda gelmişti. ona gitmesini söylediğimde bana her defasında bir daha bu hatayı yapmayacağını söylüyordu.

hattımı kırmıştı ve telefon kullanmama da izin vermiyordu. canım sıkıldığında oyun oynamam için kendi telefonunu vermişti. ara ara hala kusuyordum ve tuzlu suyu vücudumdan tam olarak atamamıştım.

tekrar odaya girdiğinde yanıma gelmişti. yanıma oturduğunda elini tutup uzanması için çekmiştim. bana uyup yanıma uzanmış ve kollarını bana sarmıştı. kollarının arasına girerken huzurla gözlerimi kapatmıştım. "bir şeyler yemen gerek güzelim."

bunu söyledikten sonra saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. hafifçe omuz silktim. "istemiyorum, böyle daha iyi."

"sabahtan beri hiç bir şey yemedin." başımı kaldırıp ona bakmıştım. "midem bulanıyor, yemesem olmaz mı?"

dudaklarıma bir öpücük kondurdu. bu hareketi çok soft hissettirmişti. "en azından bir şeyler atıştır ve mideni bastırsın. sonra sana bitki çayı yaparım ve rahatlarsın."

başımla onu onayladım. birlikte ayaklanıp mutfağa gittik. bir şeyler yedikten sonra ikimize de çay yapmıştı ve birlikte salondaki koltuğa oturmuştuk. "neden bana yazmadın?"

"ne yazabilirdim ki? bana zorbalık yapıyorlar ve ben hiç bir şey yapamıyorum mu?" bakışları bana dönerken vücudunu da bana doğru döndürdü. "hayır, ama en azından iyi olmadığını, kötü hissettiğini söyleyebilirdin seungmin. o an nerede olduğum umrumda olmazdı ve çıkıp yanına gelirdim."

hafifçe omuz silkip bardağımın içindeki sıcak sıvıya bakmaya başladım. bir eli yanağıma ulaştığında ona dönmüştüm. yavaşça yanağımı okşadı. "kilo vermişsin.. sana bol bol yemek yedirmem gerek."

burnumun ucuna bir öpücük kondurduğunda geri çekilmeden yaklaşıp özlediğim dudaklarına bir öpücük kondurdum. beni bırakmayıp dudaklarını hareket ettirmiş ve bir öpüşmenin içine çekmişti. onu gerçekten çok özlemiştim. bana verdiği hisleri, üzerimde bıraktığı etkiyi ve ellerinin altındaki vücudumun titreyişini çok özlemiştim.

dudaklarımız ayrıldığında elimdeki bardağı sehpaya bırakıp ona sıkıca sarılarak kucağına oturdum.

hyunjin'e olan aşkım beni bitiriyordu. hem fiziksel, hem ruhsal anlamda bu adam için her şeyimi verebilirdim. bana sevgiyle bakışı, saçlarımın arasında narinca dolanan elleri ve kelebek öpücükleri benim mutluluk kaynağımdı. hwang hyunjin'siz kim seungmin bir hiçti. ve şu an sevdiğim adamın sıcak kolları arasında başım boynundayken mutlulukla gülümseyip buraya ulaşmak için verdiğim çabaları gözden geçirdim.

hyunjin gerçekten benim diğer yarımdı ve onunla tamamlanıyordum, onunla mutlu olabiliyordum. tam o anda kkami yanımıza gelmiş ve kucağıma atlamıştı. ikimizde gülüp onunla ilgilenmiştik. işte şimdi tamamlanmıştım. kendi ailemle beraberdim.

bunu okuyup mutlu oluyosunz tm? hepinizi cok seviyorum ve yorumlariniza tek tek bakacagim simdi, iyi ki varsiniz ve iyi ki okudunuz tekrar tesekkur ederim ve sizi cok seviyorum gercekten her stayin yeri bende ayri siz her yorum yazdiginizda ve ilgilendiginizde benimde bu fic icin hevesim her zaman daha cok artti philosophy teacher'i sevdiginiz icin tesekkurler..🥺💖

philosophy teacherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin