10; why r u ashamed, min-ah?

1.1K 117 51
                                    


okula geldiğimde jeongin'le yalan söylediği için kavga etmiştim ve inandığım için benimle dalga geçmişti. sinirlerim iyice tepeme çıkarken matematik dersi için yerime oturup kafamı sıraya koydum. zil çalmıştı ve hoca gelmişti. ağlamak istiyordum. yemin ederim her şeyi hızlandırayım derken boka sardırmıştım.

adama sexting yazmakla başlamıştım, bundan daha berbatı olamazdı. "uyuyanlar kafalarını kaldırsın. ilk ders matematik çekilmez biliyorum ama ders işleyeceğiz. matematik hocanız bugün izin aldı. bu yüzden bu tek dersiniz boş geçmesin diye ben geldim. yan alanım matematik olduğu için konu anlatımını bitireceğim ve test çözeceğiz."

onun sesini duymamla gözlerimi kocaman açmıştım ama kafamı sıradan kaldırmamıştım. asla kaldıramazdım da zaten. bu hafta onunla olan derslerimiz bitti diye rahattım ama yine gelmişti.

ağlamama çok az kalmıştı. felix'e çaktırmadan mesaj attım. sağ tarafımda oturuyordu ve mesajı okuyup bana döndü. çok kötüymüş gibi ona baktım. "bay hwang, seungmin kendini iyi hissetmiyor da, revire kadar ona eşlik edebilir miyim?"

bir umutla onaylamasını beklemiştim ama yapmamıştı. "hayır, haftada iki saat matematik dersiniz var zaten. bunu kaçırıp evde kendi kendine tekrar yapması yeterli olmaz. katılmasa bile dinlesin."

gözlerimi sıkıca kapattım ve elimi yumruk yaptım. felix üzgünce bana baktı. derin bir nefes verip alnımı sıraya yasladım. dersi anlatırken ara sıra sağ ve sol tarafımdan geçmişti. bir öğrenciyi tahtaya kaldırıp soruyu çözdürürken yanımda durduğunu fark ettim.

"sigarayı ve kısa giymeyi bırakırsan, hastalanmazsın." yutkundum. fısıldayarak konuşmuştu ve çoğu kişi fısıldadığını anlasa bile ne dediğini duymazdı. "bir haftadır içmiyorum."

kısık bir sesle söylediğimde güldüğünü duymuştum. "güzel. evet, doğru yaptın mark. şimdi testleri dağıtır mısın sana? soruları birlikte çözeceğiz."

ilk kelimesini bana karşı söyledikten sonra yürüyerek yanımdan uzaklaşmıştı. mark, geçerken bana da uzatıp geçmiş olsun demişti. teşekkür edip testi elime geçirdim. bir kalem çıkarıp soruları çözmeye başladım. "çözmeye başlıyoruz. kalemleri bırakıp beni dinleyin."

soruyu bitirdiğimde kalemi bırakmıştım. bakışlarını benden çekip tahtaya yazarak çözmeye başladı. bende yazdığı sürece kalçalarını kesip, sınıfa döndüğünde sorularla bakışmıştım.

"seungmin, teneffüste yukarı." herkes oflamıştı. yine not geleceğini bu cümleden herkes anlıyordu. changbin hemen atıldı.

"hocam, diğer sınıflara bu kadar not vermiyormuşsunuz. bizi gerizekalı olarak gördüğünüz için mi bu kadar çok ödev veriyorsunuz?"

sınıftaki birkaç kişiyle beraber güldüğünü duysam da kendimi tutup ona bakmadım. hala utanıyordum. "hayır, aksine sizi sevdiğim için. bu sınıftan tatlı bir enerji alıyorum. diğerlerine sizin kadar önem vermiyorum."

zil çalınca çıkmıştı. derin bir nefes verip ağlamaklı bir ses çıkardım. kafamı sertçe sıraya vurdum. "ne oldu seung? gaza gelip nude mu attın?"

jeongin dalga geçerken kafamı kaldırıp ona baktım. "kes sesini. yaptığın şerefsizlikti. üstelik ne yaptıysam yaptım, sana ne?"

"bir haftadır sigarayı bıraktın ya, kafa yaptı sana. paket hala duruyor, vereyim mi?" changbin sorunca ona döndüm. "bi yukarı çıkıp geleyim. yemekten sonra terasa çıkarız."

başıyla onayladı. derin bir nefes aldım. yukarı çıkıp onun odasına gittim. ellerim titrerken kapıyı tıklattım. sesini duyunca kapıyı aralayıp içeri girdim. "bugün bir sayfalık not vereceğim. haftasonu tekrar yapmaları için."

yere bakarken başımı salladım. ayaklanıp fotokopi makinesinin yanından notları aldı ve gelip bana uzattı. bakışlarım kağıtlarda gezerken arkamı dönmüş gidiyordum. bana engel olup kapının yanındaki duvara sırtımı yasladı.

şaşkınlıkla üzerime yaslandığı için gözlerine baktım. çok.. yakınımdaydı? fazla yakındık?

"neden utanıyorsun, min-ah? dün bana yazarken bu utangaçlığının birazı bile yoktu." hafifçe yutkundum. dün ona yazarken çok gaza gelmiştim ve kaybetmek istemediğim için onları yapmıştım.

"mesajlaşırken, kucağımda zıplayıp adımla inlemek isteyen, bana ağız işi vermek isteyen ve altımda darmadağın olmak isteyen çocuk, gerçekte çok utangaç ve çekingen birine dönüşüyor."

açıkça ona yazdıklarımı söylemesi, daha çok kızarmama sebep oldu ve gözlerimi kaçırıp yan taraflara bakmaya çalıştım. "b-ben tekrar özür dilerim bay hwang."

gülümsemişti ve bir elini yanağıma koymuştu. kalbim çok hızlı atıyordu. "özür dileme. sadece böyle davranmayı bırak artık. unutacağımızı ve yaşanmamış gibi davranacağımızı söylemiştik."

bakışlarım tekrar gözlerine çıktı. bu çok zordu. hayallerim tamamen ondan ibaretken ve bir haftada benliğimi ele geçirmişken, onunla ilgili bir şeyi unutamazdım.

yutkundum ve fark etmeden bakışlarım dibimde olan dudaklarına kaydı. kırmızı ve dolgun dudakları ile bakışıp kendimi toparladım ve tekrar gözlerine baktım. onu öpmeyi deli gibi istiyordum. bir an için, onu da dudaklarıma bakarken yakalamıştım ve gözlerindeki çelişkiyi görmüştüm. çenemi kaldırıp dudaklarımı ıslattığımda birbirimize biraz daha yaklaştık.

bir anda kapı açılınca aptal gibi kaldım ama hyunjin beklemediğim bir şey yapıp arkamı dönmemi sağlayarak önüme geçmişti. gelen her kimse, beni görmemesi için olmalıydı. çünkü bizi o şekilde gören herhangi biri için, halim iyi olmazdı.

"hyunjin? sakın bana- tanrım, ciddi misin? öğrencin değil mi? hangi sınıfta?" bay han'ın sesini duyduğumda derin bir nefes vermiştim. edebiyat hocamızdı ve çok anlayışlı bir adamdı. "hyung, hayır bak. sonra konuşalım tamam mı? seungmin, sorun yok. sınıfa dönüp notları dağıtabilirsin."

önümden çekildiğinde bende ona dönüp başımı sallamıştım. bay han'a başımla selam verip odadan çıktım. kalbim ağzımda atarken sınıfa döndüm. notları herkese dağıttım ve changbin ile yukarı çıkıp yemekten sonra keyifle sigaramı yaktım. üzerimdeki gerginlik ve huzursuzluk bir anda yok olmuştu.

ama az kalsın öpüşüyorduk ve bay han gelmeseydi.. kalın dudaklarını tadacaktım ve nefeslerimiz birbirine karışacaktı.

sigaramdan derin bir nefes alıp düşünce alemimden çıkmaya çalıştım.

kardesm siz nasil birlesiceksiniz acaba anlamadim akasya duragi gibi gidiyor konusamiyorum bende of cok yoruldum

neyse bu arada buna iki tane son yazmayi dusunuyorum ve bunlardan biri angst olacak istemeyenler okumaz ama yazmak istiyorum

skz ile kalin staa💘

philosophy teacherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin