12; boyfriend role

1K 107 25
                                    

bir gunde iki bolum atiyorum, okumadiysaniz ve bildirimler karistiysa 11'i okuyup gelin lutfen

seungmin
bana böyle bir şeyden bahsetmemiştiniz

hwang hyunjin
sevgilimmiş gibi davranmanı isteyemezdim
mecbur aramanı isteyecektim
hem beni kurtarmış oldun

seungmin
ama bay hwang
ben bir an ne diyeceğimi şaşırdım
hem neyden ve kimden kurtuldunuz ki?

hwang hyunjin
boşver
hadi bunun karşılığında sana yemek ısmarlayayım
ne dersin?

seungmin
vaktinizi almayayım

hwang hyunjin
hayır bu akşam boşum
istersen dışarıda bir yere gitmek yerine
bana gelebilirsin
çünkü biliyorsun, okuldan biriyle
karşılaşırsak hoş olmaz

seungmin
anlıyorum haklısınız
siz bana konumu atın, ben hazırlanıp
çıkarım

hwang hyunjin
*konum*
o halde bekliyorum
görüşmek üzere

seungmin
görüşürüz

//

binanın önüne geldiğimde içeri girdim. lüks ve yeni yapılmış apart tarzı bir binaydı. asansöre binip katı tuşladım. yukarı çıktığımda asansör kapısının karşı dairesinde beklediğini gördüm.

gülümseyip yanına gittim. beni içeri aldı ve evinin siyah-beyaz basit renklerden oluştuğunu fark ettim. duvarlar bembeyazken koltukları ve halısı siyahtı. ufak tefek aksesuarları da siyahtı. masası ve televizyon ünitesi beyazdı. bazı yerlerde grilikler de vardı. genel olarak sade ve basit duruyordu ama hoştu.

"hoş geldin ve bir anda telefonda seni şaşırttığım için üzgünüm." gülerek başımı iki yana salladım. ama o an çok gerilmiştim çünkü bir anda bana sevgilim diye seslenip benimle şirince konuşmuştu. "sorun değil. sadece size yardımcı oldum."

"bence.. artık bana sınıf dışında hyung diyebilirsin. aramızdaki şu resmiyeti kaldıralım." başımı sallasamda emin değildim. resmiyet kalkarsa, daha samimi olurduk ve ben değişik şeyler yapardım. kendime güvenmiyordum. "hadi, gel ve yemek sözümü tutayım."

birlikte onun hazırladığı masaya oturduk. gerçekten el lezzeti harikaydı. birlikte yemek yiyip sohbet etmiştik ve el lezzetini övmüştüm. ardından salonda oturmaya başlamıştık. ikimize de kahve yapmıştı ama bu sefer buzluydu ve kahveyi verirken bunu ima etmişti. "iz falan kalmadı, değil mi?"

"hayır, sadece sıcaklığıyla biraz sızı vermişti ama kremle geçti." başını hafifçe salladı. konuşacak konu kalmadığında sessizleştiğimiz oluyordu. fakat beklemediğim şey, onun da sigara içiyor oluşuydu. kahvenin yanında sigara yakmasıyla bakışlarımı ona diktim. bunu fark edip bana döndü. "sigara içiyorsun hyung."

hafifçe başını sallamış ve gülmüştü. ilk geldiği gün aramızda ufak bir polemiği geçmişti. "sözde bana zararlarından ve bağımlılığından bahsediyordun."

"öyle, sigara içmen için ya bir derdinin olması gerek ya da çok yalnız olman gerek diye düşünüyorum. ikisi veya biri sende var mı?"

kafamı iki yana salladım. bakışlarım elimdeki bardağa düştü. "hayır, benim zayıf kalmaya ihtiyacım var. sigara içtiğimde kolay kolay acıkmıyorum ve günde bir öğün aperatif yetiyor. bu da kilo almamamı sağlıyor."

şaşkınlıkla bana baktığını fark etmiştim. "saçmalıyorsun seungmin. sen zaten çok zayıfsın. hatta biraz kilo alman gerek. eğer gerçekten sebebin buysa, bırakman bir zorunluluk."

omuz silktim ve kahvemden bir yudum daha aldım. "normalde akşam yemeği yemem. bu akşam bir istisna oldu ve seni kırmak istemedim hyung."

"konuyu çevirme seungmin. bundan sonra her gün düzenli besleniyorsun, tamam mı? bu şekilde sağlıklı bir şekilde devam edemezsin." şu an tamam desem bile, yapmayacaktım. yemek yemek benlik bir terim değildi. midem almıyordu.

"umarım yapabilirim." bir şeyler daha diyeceğini bildiğim için bardağı bırakıp ayaklandım. "saat geç olmadan döneyim. çözmem gereken testler var. yemek için teşekkür ederim hyung. çok güzel olmuştu."

derin bir nefes verip başını salladı. kapıdan çıkıp asansöre binene kadar kapıda kaldı. ardından o da içeri girdi, bende asansör ile aşağı indim.

eve doğru yürürken kafamda tonlarca soruyla gidiyordum. ilk defa yemekten sonra midem bulanmamıştı ve kusmamıştım. ya da soda içme ihtiyacı duymamıştım. bu beni mutlu etmişti.

cebimden paketimi çıkartıp bir sigara yaktım. hwang hyunjin gerçekten beni soktuğu düşünceler denizinde boğuyordu.

bi tik daha yakinlastilar sanki ama cok duz gidiyor biraz kaos katayim

skz ile kalin staa💘

philosophy teacherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin