annemin zoruyla odamdan çıkmıştım. televizyon izlemekten sıkılsamda annem tek oturmak istemediğini söyleyip duruyordu. mutfağa gidip su kaynattım ve bunu beklerken atıştırmalık bir şeyler çıkardım. kahveleri yapıp atıştırmalıklarla tepsiye koydum ve salona girince kadrajıma uzun, sarı saçlar girdi. sinir tüm vücudumı kapsarken tepsiyi masaya bırakıp ona döndüm. "ne işin var senin burada? defol git. yüzünü görmek istemiyorum."annem burada olduğu için küfür etmek istemiyordum. annem de her şeyi biliyordu ama onu eve almıştı. "seungmin, güzelim sana anlatmama izin ver. yemin ederim hiç bir şey sandığın gibi değil."
"ne o? oyununa devam edip beni yine kandıracak mısın? zaten yeteri kadar beni mahvettin. daha neyi elimden alabilirsin ki?" annem salondan çıkıp kapıyı kapatınca gelip bana sarılmıştı. onu itmeye çalışsamda burnunu saçlarıma yaslayıp derince nefeslenmişti. "bırak beni. istemiyorum sarılma bana."
"istemiyor musun? buna inanmamı bekleme seung. kendini zor tuttuğunu ve kastığını biliyorum. kendini benden uzaklaştırma." derin bir nefes verdim.
"neden sen benim kalbimi kırmışken ve bana onca şey yaşatmışken bana sarılmanı isteyeceğim ki? kendini çok değerli ve önemli mi görüyorsun?"
benden ayrıldığında hızla kollarının arasından çıktım. sinirli bakışlarım onu bulmuştu. "senin için değerli ve önemli değil miyim? birbirimizi seviyoruz seungmin. sen benim hiçin her şeysin güzelim. hayatımsın, tek anlamımsın."
yüzüme zor da olsa alaycı bir gülüş yerleştirdim. "ya, seni sevdiğimi kim söyledi? düzeltiyorum, gerçekten sevdiğimi kim söyledi? yaptıklarım, davranışlarımın hepsi yalandı. bundan sonra okulda dahi yüz yüze gelmeyeceğiz çünkü gidiyorum. nefret ettiğim bir adamla aynı sınırlar içinde bulunmak istemiyorum. gerçi senin işine gelir, benim gibi altında inleteceğin ve sonra marifetmiş gibi onu rezil edeceğin bir öğrenci bulmak zor değil."
alayla güldüm ve kapıya yöneldim. yetişip elimden tuttu ve belime sarıldı. "bizim için biten bir şey yok. o kadar şey yaşadık seungmin, o kadar vakit geçirirdik ve sen bunların hepsinin önemsiz olduğunu söyleyemezsin. üstelik birlikte olduğum ilk kişi sensin. senden önce kimseyle birlikte falan olmadım. oradan bakılınca herhesi yatağa atan bir tip miyim?"
"benim için hepsi önemsizdi. geriye kalanı senin sorunun ve ilkler değil, sonlar unutulmaz olur. şimdi defol ve bir daha gelme. iki yüzlü insanlara daha fazla ayıracak zamanım yok." kollarından kurtulup salondan çıkarak kendi odama geçtim. kalbim ağrıyordu. ona sarılmak ve huzurla kokusunu içime çekmek istiyordum. onu gerçekten çok özlemiştim ama kalbimi çok kırmıştı. benimle dalga geçmiş ve tüm okula yaymıştı.
onu gerçekten sevmiştim ve böyle bir şey yapabilmiş olmasını hala anlamıyordum. onunla geçirdiğim aylara dönüp bakınca, gerçekten içimde bir boşluk oluyordu. yine gülümseyerek bana baksın, dibimde kahkaha atsın ve başını göğsüme yasladığında sarı uzun tutamlarını okşayayım istiyordum.
gözlerimden yaşlar akmaya başlarken dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı. aşk bir insanın canını bu kadar yakabilir miydi? aşkı bir insanı bu kadar parçalayabilir miydi?
bacaklarımı kendime çektim ve ufak ayıcığıma sarılıp hıçkırarak ağlamaya başladım. çocuk gibi olmam umrumda değildi. o kadar dolmuştum ki, bunu ağlayarak atmam lazımdı.
çocukluğumdan sonra ilk defa böyle ağladığımı hatırlıyordum. normalde her şeye alınmaz ve kırılmazdım ama hyunjin'in yazdığı o kelimeler kalbime batıp kanatıyor, boğazıma dolup nefesimi kesiyordu. beni kullanmış olduğu gerçeğini kabullenmek istemiyordum.
ama öyleydi. bana karşılık vermiş, istediğim gibi yaklaşmış ve kullanıp rezil etmişti. tüm okul beni bir sürtük olarak görüyordu ve herkes hyunjin ile yatmak için çabaladığımı düşünüyordu. ama ben sadece onu sevmiştim. aptal gibi onu sevmiştim. sınırlarıma girmesine izin vermiş ve annemden başka kimsenin bilmediği dolabımı ona açmıştım. onun hoşuna gider diye bir sürü şey almıştım ama hepsi boştu.
hıçkırarak ağlamaya devam ederken ayıcığıma daha çok sarıldım. bok gibi hissediyordum. ve artık bıkmıştım. insanların damgalamasından ve sokakta beni gören okuldakilerin sürtük diye laf atmalarından bıkmıştım. okula gitmesem bile dalga geçiyorlar ve mesaj atarak iğrenç şeyler söylüyorlardı. bunlar aklıma geldikçe daha çok ağlıyordum ve buna bir son vermek istiyordum.
artık yorulmuştum ve bıkmıştım.
•
sonlara geldik madem duz yazi olsun dedim bitmesini istemedigim icin gec atiyorum caktirmayin yoksa coktan yazdim her seyi ve bir suru kez kontrol ettim..
of nedn boyle oluyo ya sorry, i love you biterkn de aglamistm cok uzuluyom boyle fic bitislerinde
neyse daha bitmedi!! hala bi bolumumuz ve iki ayri finalimiz var sonucta daha birakmiyom sizi tm sarilcam hepinize👩❤️💋👩🧍🏻♀️
skz ile ve benimle kaln staa💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
philosophy teacher
Fanfictionhyunmin • jeongin var mısın iddiasına? seungmin varım jeongin ödül yok seungmin ödül hwang ve benim olacak • yari texting+yari duz yazi