bölüm 26: gizli görev.

2.8K 202 306
                                    

Aynaya bakarken, dolan gözlerimi silip odamdaki lavabodan çıktım. Babam geleli bir saat olmuştu, onlar aşağıda akşam yemeği yemişti ama ben aşağıya inmemiştim. Zaten aç da değildim. Odamdaki yatağa oturup saate baktım. Hepimiz aileleri uyuyunca, yani gece saat 1'de evden çıkacaktık.

Dolaptan kıyafetlerimi çıkarıp yatağın üzerine koydum. Siyah eşofman, siyah kapüşonlu sweatshirtümü çıkarmıştım, o sırada kapı açıldığında oraya döndüm. Balım'dı. "Levent Amca, seni çağırıyor." Dedi. "Sinirli miydi?" Diye sordum. Kafasını iki yana salladı. "Aslına bakarsan, geldiğinden beri ağzını bıçak açmadı." Kafamı salladım. Balım giderken ben de ağır adımlarla peşinden merdivenlere ilerlemiştim.

Babam, koltukta oturmuş televizyona bakarken, Gamze ortalıkta gözükmüyordu. "Baba?" Dedim yanına giderken. Gözleri beni bulduğunda, gerildikçe geriliyordum. "Bugün okuluna gittim, Tuana." Dedi. "Biliyorum..." Diye mırıldandım. "Öğretmenlerinin hepsi senden şikayetçi. Nedense hiç şaşırmadım. Bir de kimi gördüm, tahmin et. O aptal adamı." Harun Amca'dan bahsediyordu. Çağan'ın babasından.

"Okula kargaşa çıkarmak için mi gidiyorsun, eğer öyleyse söyle de daha fazla göndermeyeyim seni oraya." Dediğinde, alt dudağımı dişledim ve kafamı öne eğdim. Tek kurtarıcım olan okuldan da men edilmemek için şu an ne gerekiyorsa yapardım. "Sizi okuldan atmak ile tehdit ettiler. Son bir şansınız kalmış, o da bu işte."

Ardından kumandayı koltuğun üzerine bırakıp ayaklandı ve tam karşıma dikildi.

"Söylediğim her şeyi iyi dinle, Tuana. O okula gideceksin. Ve senden bir kez daha şikayet alacak olursam, seni babaannenin yanına postalarım. Bir daha da buradaki hiçbir arkadaşını görmene izin vermem, evde eğitim alır, Allah'ın bile unuttuğu köyde yaşarsın. O ergen tavırların yüzünden benim sinirlerimi bozma. Çalışmam gereken vakitte, senin okuluna gelip berbat bir öğrenci oluşunu dinledim zaten."

"Tamam." Dedim sadece. "Odana git. İki hafta, okul dışında hiçbir yere gidemeyeceksin. Bilgisayarını ve tabletini Gamze aldı. En ufak bir hatanda, telefonunu da alır, az önce söylediğim her şeyi yaparım." Konuşmayıp adımlarımı merdivenlere yönelttim. Demek ki, bundan sonra tamam diken üstünde olacaktım.

Odamın önüne geldiğimde, elinde tablet ve bilgisayar olan Gamze çıkmıştı odadan. "Hak ettiğini bulmana çok az kalmış." Dediğinde, gözlerimi devirdim. "Senin de öyle, mezar taşını şimdiden yaptırmak lazım." Odama girerken bana seslenip beni durdurdu. "Bence bana düzgün davran, baban tek hatanda gönderecek seni."

Kapıyı yüzüne kapattım ve kitledim. Bir süre sonra, çıkma vaktimin geldiğini anladığımda üzerimi değiştirdim. Çantamı da sırtıma taktım ve dikkatli bir şekilde, camdan aşağıya atladım. Bacağımı biraz zorlamış olsam da, kapüşonumu kapattığım gibi koşa koşa ilerlemeye başladım. Okulun oraya geldiğimde, ilk gelen ben olduğumdan duvara yaslanıp beklemeye başladım. İki dakika sonra, güle oynaya gelen ikiliyi gördüm. Hemen arkalarından gelen Ülkü ve Yağız ile gülümsedim.

"Hadi başlayalım." Dedi Yağız. "Ee, anahtar?" Diye sordum. "Sadece Mavi Ay'ın kulüp odası anahtarını bulabildim, geri kalan hepsi birbirinin aynısıydı. Duvardan falan atlarız." Oflayarak kafamı salladım. "Arka kapıya. Burada Rasim Amca var." Hepimiz hızlı adımlarla oraya ilerledik.

"Duvardan tırmanacağız." Dedim. Deniz, "Aslında ben burada mı kalsam? Bence bir kişinin burada kalmasına ihtiyacımız var." Sert sert Deniz'e baktım. "Oyun bozanlık yapma." Deniz oflamıştı. Mert ve Yağız'dan destek alıp, kendimi duvarın üzerine çıkarmayı başarmıştım. O duvardan da atlayıp, duvarın tepesine çıkartılan Ülkü'nün ardından Deniz'in inmesine yardımcı oldum.

Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin