bölüm 23: tanıdığın insanlar.

3.1K 198 212
                                    

düzenlendi.

⤲people you know,
selena gomez.

Tuananaz Tiryaki's Pov:

"Günaydın." Dedim masaya otururken. Masada Arda da vardı ve bu durum canımı sıkıyordu. Mert ve Deniz, yemeklerinden gözlerini ayırmadan, ağızları dolu şekilde bana, "Günaydın." Dediğinde yüzümü buruşturdum. "Bazen midemi bulandırıyorsunuz." Mert, bu kez gıcıklık olsun diye yemek dolu ağzını açarak, patates kızartmalarından birini ağzına attı. "Mert kapa ağzını pislik." Deniz gülüyordu. Mert ağzındaki yemek ile kahkaha atınca doğal olarak yemek boğazında kalmıştı.

Öksürmekten bir hâl olurken, Deniz sırtına vuruyordu. Ben de, önümdeki suyu açıp verdim. O sırada, Yağız ve Ülkü'yü gördüm. Yemeklerini almış, masaya geliyorlardı. Tartışır gibi bir halleri vardı. Yağız oflayarak geride Ülkü'yü bırakmış masaya oturmuştu. Tepsiyi öyle bir koymuştu ki, sanki kırılacaktı. "N'oluyor?" Dedim şaşkınca. "Ülkü Hanımlara sorun, kendi kafasına göre iş yapmaya başlamış." Dedi Yağız, Ülkü benim yanıma otururken. Ülkü konuşmadan önce Arda'ya baktı, ardından bana dönüp gözleri ile onu işaret etti.

"Arda, bizi yalnız bırakır mısın? Sanırım grupça özel bir şey konuşacağız." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Tabii, tabii. Ben gideyim, sen sonra gelirsin yanıma." Diyerek kalktığında numaradan "Hı-hı, gelirim." Dedim. Biraz daha devam etsek kusabilirdim. Arda gider gitmez Ülkü, konuşmaya başladı.

"Yağız, abartıyorsun. Ayrıca sen de kafana göre, planlardan vazgeçmiyor musun? Beni suçlayamazsın. Ben Tuana ile konuştum. O problem etmiyorsa, sen karışamazsın." Konu Çağan'a gelecekti. Tanrım. "Aynı şey değil, geri zekalı. Leya'nın beni bir dövmediği kalmıştı, onu da yaptı. Bu şekilde bu olanı devam ettiremem." Dedi Yağız.

"Biz de buradayız anasını satayım, azıcık açık açık konuşun." Dedi Deniz. Yağız, "Mavi Ay'ı bitirme planımız... Leya ile daha fazla uğraşmak istemiyorum. Bunu diyecek-" Omuz silkip konuştum. "Tamam. Uğraşma." Dedim. Yağız şaşkınca bana bakarken devam ettim. "Onlar bizi yendiğinde, bizden daha iyi olduklarında -bu gidişle bu mümkün çünkü.- oturup ağlamayacaksın. Babandan azar işitirsen de, şey dersin. 'Leya'ya çok acıdığım, ona çok üzüldüğüm için bizden iyi olmalarına, kazanmalarına izin verdim.'"

"İyi." Dedi Yağız sinirle. "Hallederim bir şekilde." Sonra Ülkü ile aralarında bir bakışma geçtiğinde Yağız bana döndü. "Şuna da bir şey söyle, aşkını gizli gizli yaşamak istemiyormuş artık."

"Ne aşkı?" Diye sordum.

"Çağan aşkı, ne olacak? Unutamadı gitti, iki senedir. Bana gelip senin kızmadığını söyleyip duruyor, sanki biz kızmazsak evlenip iki çocuk sahibi olacak hanımefendi. Çağan kollarını açmış onu bekliyor." Ülkü elindeki çatalı masaya batırdığında yüksek ses çıkmasıyla hepimiz irkilmiştik. "Benimle alay etme Yağız. Düşmanlıksa düşmalık. Onu seviyorum dedim." Dedi. Gerilmiştim ama bu, ortamın gerginliğinden değildi. Mert ve Deniz'in bakışları bana döndü, bir şey demem gerekiyordu. Hiçbir şey yokmuş gibi rol yapmam gerekiyordu.

"Çağan ile konuşman, bizim plana zarar verebilir." Dedikten sonra Ülkü'ye baktım. "O, Leya, sen Çağan derk-" Ülkü lafımı böldü. "Biliyorum. Ama Çağan ile bizim olayımız farklı. İkimizde birbirimize karşı bir şeyler hissediyoruz, biliyorum. Tuana bak, Leya ve Yağız'dan farklıyız biz." Elimi tutmuş, beni ikna etmek için gülümseyerek bakıyordu. "Sırf aptal bir lise düşmanlığı için bunu kaybetmek istemiyorum. Konuşmama izin verin." Elimi elinden çekip yemeğime döndüm.

"Bizi ilgilendirmez zaten." Dedim. "İstediğini yap ama dikkatli ol."

Mert ile göz göze geldiğimizde, Çağan'ın intikamını söylemek istediğinin farkındaydım. Derin bir nefes aldım. "Ama haberiniz olsun, Çağan'ın bir intikam planı var. Yani Ülkü, Çağan seni kullanıyor da olabilir." Yağız bir kahkaha attığında, Ülkü şok içindeydi. "Kıskanıyorsun." Dedi bana. Sanırım bu, hiç beklemediğim bir cümleydi.

Lise Günlükleri ft. Tozkoparan İskender.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin