pink hair | chanbaek

2

Sehun'la yakınlaşmamız Chanyeol'e olan aptal saplantım yüzündendi.

Chanyeol ne işle uğraşıyordu tam olarak bilmiyordum ve hala bilmiyorum ama orta gelirli görünen bir ailenin aşırı zengin oğluydu. Bunu ailesinin yaptığı işten zarar görmemesi için saklıyor olmalıydı. Dıştan bakıldığında benimle aynı gelirli bir aile gibi görünüyordu ama Chanyeol'le her hafta sonu gittiğimiz piknikte arabasının modeli değişiyordu. Felaket zengindi. Ailesinin veya başka birinin haberi olmadığı bir evi vardı. Benim haberim vardı tabi ki, çünkü Chanyeol'ün sevişmek istediği her an beni götürdüğü yer ya o ev oluyordu ya da otel.

İçmeyi, yemeyi, sevişmeyi, dans etmeyi, eğlenmeyi aşırı seven birisiyim. Ailemle aram da bu yüzden felaket bozuk. Geceleri eve gelmiyorum, gündüzleri okula gitmiyorum, okula gittiğimde yasal olmayan şeyler yaparken yakalanıyorum... yaptığım şeylerin listesi uzayıp gidiyor ve ailem bundan hiç memnun değil.

Sehun'un bana olan aşkını tüm okul biliyordu. Ben de biliyordum ve bu ilk zamanlar sorun değildi çünkü aşk diye bir şey olduğunu düşünmüyordum. Sehun'la eğlenirdik, yer, içer, öpüşürdük. Benim bu dengesiz hayatıma çekilmişti ve Sehun'un disiplinli, otoriter ailesi bundan hiç memnun değildi.

Bu olayı ailesi düzeltmek için Sehun'la konuşmuşlardı, ardından okulla ama Sehun her zaman peşimdeydi. Her geceyi benimle geçirmekte ısrar ediyordu. Onu sürüklediğimi söyleyemezdim. Sehun benimle gelmese ben yoldan geçen herhangi biriyle de gider, yer, içer, öpüşür hatta sevişirdim de. Sehun bunu biliyordu ve o yüzden benimle ailesine rağmen geliyordu.

İşlerin karışması ailesinin Chanyeol'e beni şikayet etmesiyle başladı. Sehun'u azarlamasından onu cezalandırmasından falan korkmuş olmalıydılar ki direkt benim Sehun'u ayarttığımı söylemişlerdi. Chanyeol böyle şeylerle uğraşacak birisi değildi. Ciddi bir şey olmadığı sürece gerçekten aile ilişkilerine, arkadaş ilişkilerine müdahale etmezdi. Annesinin onu 1-2 ay darladığına emindim. Kim bilir hakkımda neler söylemişti Chanyeol'e.

Her şeyden bir haber Sehun'la salına salına dar sokakta gülüşerek ilerliyorduk. Gecenin 3ü ve bir pazartesi. 3 saat sonra okulumuz var ama sabah sarılarak bir parkın bankında uyanacağız. Veya hava soğursa bir otele giderdik.

Çok fazla sarhoş değildik, başka bir mekana içmeye gidiyorduk ama yine de özgüvenimizi yerine getirecek kadar içmiştik. Sehun bana yine aşırı aşık olduğunu söylediği saçmalıklardan bahsediyordu.

Önümüzde siyah bir araba durduğunda olduğumuz yerde kaldık. Arabanın camı açıldı. "Abi?" diye mırıldandı Sehun. Ardından Chanyeol arabadan sinirle indi.

O kadar yakışıklıydı ki. Onu yiyecekmiş gibi bakmadan duramıyordum. Pembe saçlarımı hemen düzelttim, üstüme çeki düzen verdim ve eğilip selamladım. Chanyeol aldırmadı bile. Siyah takımın içinde, çatık kaşlarıyla kardeşine bakıyordu. Sinirliydi.

"Napıyorsun bu saatte burda?!" diye bağırdı Sehun'a. Şok geçirmiştim. Sehun da öylece donup kalmıştı. Bu kadar sinirli olmasının bir mantığı yoktu. "Sana beni saçma salak şeylerin yüzünden ayağına getitirme demedim mi?!"

"Biz-"

"Kes sesini Sehun! Kaç aydır annemin şikayetlerini dinliyorum..." yanımızdan geçtiğini bile fark etmediğim taksiyi eliyle durdurdu. "Hemen eve gidiyorsun ve beni bekliyorsun. Üstündekileri de yakıyor musun, yıkıyor musun napıyorsun hemen yok et!" Chanyeol'ün alkol düşmanlığı... Burda öğrenmiştim, gerçekten alkolün kokusundan nefret ediyordu. Bana benim dudaklarımdan tatmadığı sürece alkolün tadını da sevmediğini söyler hep.

Sehun gittiğinde ben de klasik bir aile kavgası olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden ordan uzaklaşmak için 1-2 adım attım. "Arabaya bin." dedi kalın sesiyle bana.