Chanyeol beni aramadı ama ben gerçekten ona abayı yakmıştım. Biraz da arsız biri olduğumu söylemeliyim.
Sehun'a tekrar yaklaştım. Evet kötü bir şeydi ama başka çarem yoktu. Sehun'un dengesini mahvedip içindeki nefreti doğurmam çok normaldi. Beni dövmek istemesi normaldi. Çünkü Chanyeol benden her uzaklaştığında bu hareketi tekrarlıyordum ve Sehun'u dengesizliğim mahvediyordu.
Sehun'la o gece Chanyeol'ün bizi bulduğu yerlerde her gece dolaşıp içmeye başladık. Artık Sehun'u öpmüyordum, kimseyi öpmüyordum, o da içip içip bundan şikayet ediyordu. Bense 2 şişeden fazla içmiyordum sırf Chanyeol gelir de sarhoş olurum diye.
7 veya 8. gündeydik. Bir salı gecesiydi. Chanyeol'ün yine gelmeyeceğini düşündüm. Gece 3te Sehun kendini taşıyamaz hale geldiğinde bu sefer başka bir modelde siyah araba önümüze durdu. Kalbim ağzımdaydı, omzumda Sehun uyuyordu, belki de sarhoşluktan bayılmıştı bilmiyordum. Sehun'u taksiye bindirip adresine yollamak üzereydim. Chanyeol için geldiğim halde onunla karşılaşmayı hiç beklemiyordum.
"Ver onu." dedi Sehun'u omzumdan alıp arka koltuğa yerleştirirken. Hemen sarı saçlarımı düzelttim. Üstümü çekiştirdim. Chanyeol yine siyah takım elbisesiyle çok fazla yakışıklı görünüyordu. Sehun'u yerleştirip kapısını kapattıktan sonra bana döndü: "Seninle böyle anlaşmadık Baekhyun."
"Biz bir anlaşma yapmadık Bay Park."
"Sehun'dan uzak duracağını söyledin yine de. Ağzından çıkan her netlik bildiren cümle bir anlaşmadır, sözdür. Değil mi?"
"Üzgünüm." dedim zemine bakıp, crop tişörtümün eteğiyle oynarken. Kesinlikle üzgün değildim.
Bir süre beni süzdü ve "Bin." dedi, hiçbir cevap beklemeden şöför koltuğuna yerleşti. Ben de arabanın çevresini dolanıp yan koltuğuna oturdum. Arkada Sehun uyuyordu.
Yolculuğumuz çok sessizdi. İlk gün bayağı konuşmuş olmam gerçekten çok şaşırtıcıydı çünkü dilim tutulmuş gibi hiçbir şey söyleyemiyordum o gece.
"Neden konuşmuyorsun bu gece?" sessizliğimin garip olduğunu o bile fark etmişti. "Konuşacak bir şeyim yok. Sizi uğraştırdığım için üzgünüm."
"Bu böyle devam mı edecek Baekhyun?"
"Hayır." evet. Chanyeol benden her uzaklaştığında devam etti ve hala devam ediyor ama uzak kalmaları zaman ilerledikçe azalıyordu. Mesela bana dün beni özlediğini söyledi, ilk deda.
"Baekhyun eğer beni 3. defa işimden ayırıp peşinize düşürürseniz ikinizi de öldürürüm." havaya bıraktığı tehdit döverim anlamına geliyordu. "Bunu kardeşinle konuş."
"Konuşuyorum ama aşkın gözü kör sanırım."
"Sevgilinden ayrıldın mı?" dedim konuyu değişip, kendim için yenisini açarken.
Kıkırdadı. "Hayır."
"Ne zamandır berabersiniz?"
"4 yıl." yarın 5. yıl dönümleri.
"Çokmuş."
"Öyle."
"Seviyor musun sevgilini?"
"Neden böyle şeyler soruyorsun?"
"ayrılmanızı istediğim için." evimin önünde durduğunda öne doğru savrulmuştuk.
"Arsızsın."
"Biliyorum."
"Bak Baekhyun senden istediğim tek şey beni 3. defa ayağına getitirmemen. Ailemle uğraşmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsin." gecenin son konuşmasını yapıyordu.
"Seni buraya getirmeyeceğim ama..." işte arsızlığımın son noktasındaydım. "Sana muamele çekmeme izin verirsen."
Chanyeol öylece kaldı. Üzerindeki şoku attığında da cevap vermiyordu, bir şey demesini de istemiyordum zaten. Yan koltuğa geçip direksiyonun altına girdim. Chanyeol üstten bana hala şaşkınlıkla bakıyordu.
"Baekhyun-" elimin onun aletine değmesiyle sustu. Aletini pantolonunun üzerinden okşadıkça sertleştiğini hissediyordum ve bu benim de sertleşmemi sağlıyordu.
Chanyeol fermuarını açtığım sırada beni kucağına çekip öptü. Ardından o koltukta seviştik, arkada Sehun uyurken.
Çok günahkarcaydı. Hala çok günahkarca.
İkimiz de nefes nefese ayrılıp, üstümüzü başımızı düzeltirken "Saçların pembeyken daha güzelsin." dedi.
Sabah 5 olmasına rağmen saçlarımı eve gider gitmez pembeye boyadım. Hala pembe. Çünkü Chanyeol bana öyle daha güzelsin demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pink hair | chanbaek
Fanfiction"Ayrıldık." dedi. Gözlerim eline kaydı, yüzüğü yoktu. Bir şey demedim. "Kolyeni sattım." dedim. Bir şey demedi, sadece kafasını salladı. "Ve başkasıyla yattım." - 16.09.21