Öyle ya da böyle Chanyeol'le bir ilişkimiz vardı. Hatta ileri bir ilişkiydi bence. Bazen tartışırdık evini terk ederdim, ertesi gün arabasıyla önümü kesip bir demet gülle gönlümü alırdı.
Peşimden koşması beni çok değerli hissettiriyordu. Çünkü Park Chanyeol kimse için meşguliyetini bozmazdı.
"Yarın buluşabilir miyiz? Çizimim bitti, sana göstermek istiyorum." elleriyle oynayıp, tavanı izliyordum. Biliyordum ki yarın sevgilisiyle yıl dönümleriydi.
"Yarın olmaz bebeğim."
"Neden?" yatakta ona doğru döndüm, o da bana doğru dönüktü. Sevgilisiyle buluşmayacağını söylesin, işleri olduğunu söylesin istiyordum. Yalan da olsa inanacaktım çünkü diğer türlü acıtıyordu.
"Dayoung ile yemeğe çıkacağız." kalbime çöken sızı, burnuma kadar çıkmıştı. Ağlayacak durumdaydım ama önceliğim tabi ki sinirdi. Her zaman kolay sinirlenen ve parlayan birisiydim. Bunun için ailem psikologa götürmüştü hatta ama 2. seansta bırakmıştım.
"Anlamadım?" dedim yataktan doğrulurken.
"Yıl dönümümüz."
"Sikeyim seni Chanyeol." yataktan kalktım. İç çamaşırımı geçirdim üzerime. "Başlama yine güzelim."
"Ben senin güzelin falan değilim! Benimle sevişip ertesi gün başka biriyle yıl dönümü kutlamaya gidiyorsun. Ne yapmamı bekliyorsun? Oturup evinde seni mi bekleyeyim?"
"Baekhyun abartıyorsun şu an." dedi ayaklanırken. Odanın içinde pantolonumu ararken odaya soyunarak girdiğimi hatırladım. İçeriye geçtim, o da elinde sigarasıyla kapının pervazına yaslanmıştı.
"Abartıyorum öyle mi? O zaman yarın Sehun'la bir şeyler yapacağım, sen de bunu olumlu karşıla."
"Kardeşimin olayıyla bu olay aynı şey değil!"
"Sen seni seven ve sevgilin olduğunu düşündüğün biriyle yemeğe çıkıyorsun, ben de beni seven biriyle vakit geçiriyorum. Nesi aynı değil? Sehun'un sevgilim olmaması dışında her şey aynı."
"Sehun benim kardeşim! Kardeşim üzerinden benimle tehditleşmeyi kes!" bana sesini yükselttiğinde direkt gözlerim doldu. Ağlamak istemiyordum, umursadığımdan değil. Chanyeol dışında kimsenin yanında ağlamam ama şu an onun yanında da ağlamak istemiyordum.
"Kardeşin değil de başkası olsa umursamayacaksın yani?" düşündü. durdu. düşündü. sigarasını içine çekti ve omuz silkti.
Tişörtümü üzerime geçirdim. "Sevgilinle iyi eğlenceler Chanyeol. Onu evine götür, seni benden başka kimsenin bu kadar zevke getiremediğini söylediğin odanda iyiyce seviş onunla." Kapısını çekip çıktım.
Göz yaşlarım benimle beraber süzülürken tek isteğim Chanyeol'ün o aptal kalbinde yerimin olup olmadığını bilmekti. Başka hiçbir şey istemiyordum.
Zengin olmak istemiyordum. Uçmak istemiyordum. Dünyayı kurtarmak istemiyordum. Tanrısal güce sahip olmak istemiyordum. Tek isteğim Chanyeol'ün kalbinde yerimin olup olmadığını bilmekti.
Bazen bana dünyasında sadece ben varmışım gibi davranıyordu. Bazense yoldan geçen bir insanmışım gibi.
Çocuk gibi ağlamaya devam ederek yürüyordum. Ağlarken çok gürültülüydüm. Bir keresinde Chanyeol bana ağlarken ayrı bir güzel ve şirin olduğumu söylemişti. Bu aklıma geldiğinde daha da sesim yükseldi. Yanımdaki insanların bakışlarına aldırmadan devam ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/284819873-288-k772985.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pink hair | chanbaek
Fanfiction"Ayrıldık." dedi. Gözlerim eline kaydı, yüzüğü yoktu. Bir şey demedim. "Kolyeni sattım." dedim. Bir şey demedi, sadece kafasını salladı. "Ve başkasıyla yattım." - 16.09.21