4 - YETENEK

57 3 0
                                    

IV

Yetenek

Bridau'ların iki çocuğundan büyük olanı Philippe, çok belirgin bir biçimde annesine benziyordu. Mavi gözlü, sarışın bir çocuktu ama kolayca canlılık, yüreklilik sanılan gürültücü bir hali vardı. Bridau ile birlikte aynı zamanda bakanlığa girmiş ve akşamları iki dulla oyun oynamaya gelen sadık dostlarından biri olan yaşlı Claparon, ayda iki üç kez Philippe'e yanağına hafifçe vurarak şöyle diyordu:

"İşte gözünü budaktan sakınmayacak küçük bir yaramaz!"

Uyarılan çocuk övüngenlikle bir tür karar aldı. Karakterine bu eğilim aşılanınca, o da bütün bedensel etkinliklerde beceri gösterdi. Lisede dövüşe dövüşe gözü pekliği ve askerliğe yatkınlık doğuran acıyı hor görme alışkanlığını edindi; ama doğal olarak, okumaya karşı en büyük nefreti de kazanmış oldu; çünkü kamu eğitimi bedenle zekânın aynı zamanda gelişmesi gibi güç bir sorunu hiç çözemeyecektir. Agathe, Philippe'le yalnızca fiziksel benzerliğine bakıp, tinsel bir uyumun söz konusu olduğu sonucunu çıkarıyor ve bir gün onda erkeklik gücüyle büyüyen bir duygu inceliğini bulacağına kesinlikle inanıyordu. Annesi Mazarine Sokağı'ndaki bu iç karartıcı daireye yerleştiğinde Philippe, on beş yaşındaydı ve bu yaştaki çocukların kibarlığıyla o zaman annesinin inançlarını doğruluyordu. Üç yaş daha küçük olan Joseph, babasına benziyordu, ama kötü taraflarıyla. Önce gür siyah saçları, ne yapılırsa yapılsın, hiçbir zaman iyi taranmıyordu; oysa kardeşi canlılığına karşın hep hoştu. Sonra hangi talihsizliğin yol açtığı bilinmiyordu, ama çok uzun süren talihsizlik alışkanlık yapar, Joseph hiçbir giysisini temiz tutamıyordu:

Giydiği yeni giysileri çok geçmeden eski giysilere dönüştürüyordu. Büyük oğlan ise özsaygısı nedeniyle eşyalarına özen gösteriyordu. Yavaş yavaş anne, Joseph'i paylamayı ve ona kardeşini örnek göstermeyi alışkanlık ediniyordu. Dolayısıyla Agathe, iki çocuğuna aynı şekilde davranmıyor ve onları almaya gittiğinde Joseph'le ilgili olarak şöyle söylüyordu:

"Eşyalarını acaba ne halde bulacağım?"

Bu önemsiz şeyler onu, anne olarak bir evladını ötekine yeğ tutmaya itiyordu. İki dulun çevresini oluşturan son derece sıradan kişiler arasında hiç kimse, ne Bruel'in babası, ne yaşlı Claparon, ne Desroches baba, hatta ne de Agathe'ın günah çıkarttığı Rahip Loraux, Joseph'in gözlem yapmaya olan eğilimini fark etti. Yeteneğinin egemenliği altındaki geleceğin bu renkçi ressamı, kendisine ilişkin hiçbir şeyle ilgilenmiyordu; zaten çocukluğunda bu eğilim uyuşukluğa o kadar benziyordu ki babası onun için kaygılanmıştı. Başının olağanüstü büyüklüğü, alnının genişliği, ilk önce onun hidrosefal olmasından korkmalarına yol açtı. O kadar biçimsiz olan ve bir yüz ifadesinin tinsel değerini bilmeyenlerce tuhaflığı çirkinlik sanılan suratı gençliğinde oldukça asıktı. Sonradan gelişen çizgileri gerilmiş gibi görünüyordu, çocuğun çevresindeki şeylere duyduğu derin ilgi, bu çizgilerin daha da gerilmesine yol açıyordu.

Dolayısıyla Philippe annesinin adamakıllı gururunu okşuyor, Joseph ise en ufak bir gönül okşamadan nasibini almıyordu. Philippe'in ağzından, anne babaları çocuklarının büyük adam olacağına inandıran parlak sözler, şıp diye verilen yanıtlar çıkıyordu, oysa Joseph hep suskun ve düşünceliydi. Anne, Philippe'in harikalar yaratacağını umuyor, Joseph'e hiç güvenmiyordu. Joseph'in sanata yeteneği şu çok sıradan olayla ortaya çıktı:

1812'de paskalya tatili sırasında erkek kardeşi ve Madam Descoings ile Tuileries Sarayı bahçesinde yaptığı gezintiden dönerken bir öğrencinin duvara bir öğretmenin karikatürünü yaptığını gördü; muziplikle dolup taşan, tebeşirle yapılmış bu çizimin önünde hayranlıkla mıhlanıp kaldı. Ertesi gün Joseph pencerenin önüne oturup öğrencilerin Mazarine Sokağı'ndaki kapıdan girişlerini seyretti, sonra gizlice aşağıya indi ve sessizce Enstitü'nün uzun avlusuna girdi; burada heykeller, büstler, yapılmaya başlanmış mermer heykeller, pişmiş topraktan, alçıdan heykeller gördü, bunları heyecanla seyretti, çünkü içgüdüsü ortaya çıkıyordu, yeteneği onu kışkırtıyordu. Kapısı aralık, basık bir salona girdi ve içeride heykel yapmakta olan on kadar genç gördü, hemen bu gençler için alay konusu oldu.

Suyu Bulandıran KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin