12 - Cognette'in Meyhanesi

37 3 0
                                    

XII

Cognette'in Meyhanesi

Minimes Sokağı ile Misère Meydanı arasında, o zamanlar Armes Meydanı'ndan Kap Kacak Pazarı'na kadar, aşağıdan Zoraki Irmak'ın koluyla, yukarıdan da surla çevrili bir mahalle bölümü vardı. Bu bir tür şekilsiz kare alan, iki kişinin aynı anda geçmesini olanaksız kılacak derecede dar sokaklarla ayrılmış, birbirine bitişik, yoksul görünüşlü evlerle doluydu. Kentin, Mucizeler Avlusu[52] gibi bir yer olan bu bölümünde yoksul ya da pek kârlı olmayan işler yapan insanlar bulunuyor, bunlar halk dilinde çok hoş bir deyimle "tek göz evler" diye anılan bakımsız, kümes gibi evlerde oturuyorlardı. Her dönemde burası ahlaksız insanların yuvası, lanetli bir mahalleydi, çünkü burada sokaklardan birinin adı Cellat Sokağı'dır. Kent celladının beş yüz yıldan uzun bir süre burada kırmızı kapılı bir evi oldu. Halk arasında dolaşan bir söylentiye inanılacak olursa, Châteauroux celladının yardımcısı hâlâ orada oturuyor, çünkü burjuvazi onu hiçbir zaman görmüyor, yalnızca bağcılar, seleflerinden kırıkları ve yaraları iyi etme yeteneğini almış bu gizemli kişiyle ilişki içindeler. Vaktiyle kent kendine başkent süsü verdiğinde, fahişeler burada toplanıyorlardı. Alıcı bulamıyor olması gereken ikinci el mal satıcıları, sonra sergileri pis pis kokan eskiciler, kısacası neredeyse bütün kentlerde bir ya da iki Yahudinin egemen olduğu benzer bir yerde rastlanan kuşkulu bir topluluk vardı. Bu karanlık sokaklardan birinin köşesinde, mahallenin en canlı tarafında, 1815'den 1823'e kadar, belki de daha geç tarihlerde, Cognette ana diye anılan bir kadının işlettiği, otel olarak da kullanılan küçük bir meyhane bulunuyordu. Bu meyhane, arası moloz taşları ve harçla doldurulmuş beyaz taştan bağlamalarla oldukça iyi inşa edilmiş, üstte bir katı, onun üstünde de bir çatı katı olan bir evden ibaretti. Kapının üstünde Floransa tuncuna benzeyen kocaman bir çam dalı parlıyordu. Bu simge yeterince bir şey anlatmıyormuş gibi, bakışlar kapıdaki söve pervazına yapıştırılmış bir afişin mavi rengine takılıyordu; bu afişte, "İYİ MARS BİRASI" yazısının altında çok dekolte bir kadına bir askerin küçük bir testiden köpüğü taşan bira ikram ettiği görülüyor, köpük bir köprü kemeri çizerek testiden kadının uzattığı bardağa akıyordu; afişteki her şey ressam Delacroix'yı kendinden geçirecek renklere sahipti.

Zemin katında aynı zamanda mutfak ve yemek salonu olarak kullanılan ve kirişlerinde çivilere asılmış, işletme için gerekli erzak ve gereçler sarkan çok geniş bir salon vardı. Bu salonun gerisinde bulunan bir dayama merdivenden üst kata çıkılıyordu, ama bu merdivenin dibinde bir kapı vardı ki buradan son derece dar, karanlık ve yüksek olduğu için bir şömine bacasına benzeyen o taşra avlularından birine bakan uzun, aydınlık bir odaya giriliyordu. Bir sundurmayla gizlenmiş ve duvarlarla bütün gözlerden saklanmış bu küçük salon, Issoudun'ün Kötü Çocuklarının tam kadro toplantılarını yaptıkları bir yer olarak kullanılıyordu. Cognet baba köylüleri pazar kurulduğu günlerde açıkça bu otelde barındırıyordu, ama o gizlice Aylak Şövalyeler'in otelcisiydi. Vaktiyle zengin bir ailenin seyisi olan Cognet baba, iyi ailelerin evlerinde çalışan eski aşçı Cognette ile evlenmişti. Roma dış mahallesinde, İtalya'da ve Polonya'da olduğu gibi, Latin usulü, koca kendi adının dişil hale sokulmuş şeklini karısına veriyordu. Cognet baba ile karısı Cognette, biriktirdikleri paraları birleştirerek, burada böyle bir meyhane işletmek üzere bu evi satın almışlardı.

Kırk yaşlarında, uzun boylu, tombul, kalkık burunlu, koyu esmer tenli, saçları siyah kehribar renginde, kahverengi gözleri yuvarlak ve canlı, zeki ve güleç görünüşlü bir kadın olan Cognette, Maxence Gilet tarafından, karakteri ve aşçılıktaki yeteneği göz önüne alınıp, Tarikat'ın Léonarde'ı[53] olarak seçildi. Cognet baba elli altı yaşında olabilirdi, bodurdu, karısına boyun eğiyordu ve onun durmadan yinelediği bir şakaya göre, her şeye yalnızca iyi gözle bakıyordu, çünkü tek gözlüydü.

Suyu Bulandıran KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin