XIX
Bir Cinayet Davası
Max yere düşerken korkunç bir çığlık attı, bu çığlık konusunda kimse yanılamazdı. Eski kaymakamın ailesinin uzak akrabası bir yargıcın oğlu olan Lousteau-Prangin ve Anacadde'nin aşağı tarafında bulunan oğul Goddet, "Max ölüyor!.. İmdat!" diyerek koşa koşa geldiler. Ama hiçbir köpek havlamadı, bu gece kuşlarının hilelerine alışık olunduğu için, kimse yatağından kalkmadı. Bu iki şövalye geldiğinde Max bayılmıştı. Gidip baba Mösyö Goddet'yi uyandırmak gerekti.
Max, Fario'yu pekâlâ tanımıştı ama sabahın saat beşinde, kendine gelip çevresinde birçok insanı görüp yarasının da öldürücü olmadığını hissettiğinde, ansızın bu saldırı olayından yararlanmayı düşündü ve acılı bir sesle bağırdı:
"O lanet olası ressamın gözlerini ve yüzünü tanır gibi oldum!"
Bunun üzerine, Lousteau-Prangin sorgu yargıcı babasına koştu. Max, Cognet baba, oğul Goddet ve uykudan kaldırılan iki kişi tarafından evine taşındı. Madam Cognette ile Goddet baba, sedye ile taşınan Max'ın yanındaydılar. Mösyö Goddet Max'ın yatağa yatırılması konusunda hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yaralıyı taşıyanlar, Kouski yataktan kalktığı sırada, doğal olarak Mösyö Hochon'un kapısına bakıp kapı önünü süpürmekte olan Mösyö Hochon'un hizmetçisini gördüler. Adamcağızın evinde olduğu gibi, taşra evlerinin birçoğunda kapı çok erkenden açılıyordu. Max'ın söylemiş olduğu o söz kuşku uyandırmıştı, Goddet baba şöyle dedi bağırarak:
"Gritte, Mösyö Joseph Bridau yatıyor mu?"
— Ah hayır! dedi, saat dört buçukta dışarıya çıktı, bütün gece de odasında gezindi, neyi vardı bilmiyorum.
Bu safça yanıt korku yüklü mırıldanmalara ve haykırışlara yol açtı, bunun üzerine kadın Rouget babanın evine ne götürüldüğünü oldukça merak edip geldi.
— Ee, sizin ressam hapı yuttu! dediler ona.
Ve alay, hizmetçi kadını şaşkın durumda bırakarak içeriye girdi. Kadın Max'ı bir döşeğin üstüne uzanmış, gömleği kan içinde, can çekişirken görmüştü. Joseph'in aklına taktığı ve onu bütün gece huzursuz etmiş olan şeyin ne olduğunu sanatçılar tahmin ederler: Kendisini Issoudun burjuvalarının alay konusu olarak görüyordu; dürüst bir insan, iyi yürekli bir sanatçı sayılmak istediği halde, bambaşka bir şey, bir soyguncu sanılıyordu! Ah! Bir kırlangıç gibi Paris'e uçabilip de dayısının tablolarını Max'ın yüzüne çarpmak için kendi tablosunu verebilirdi. Soyguna uğrayıp da soyguncu sanılmak ha?.. Ne gülünç bir şeydi bu! Bu yüzden sabah sabah sinirlerini gevşetmek üzere Tivoli'ye giden kavaklı yola kendini atmıştı. Bu masum genç avunmak için kendine bir daha buraya ayak basmayacağına söz verdiği sırada, Max ona ince ruhlar için korkunç, onur kırıcı bir şey hazırlıyordu. Goddet baba yarayı muayene edip, bıçağın küçük bir portföy sayesinde yön değiştirdiğini, berbat bir yara açsa da, bereket versin kalbe ulaşmadığını saptadıktan sonra bütün doktorların, özellikle de taşra cerrahlarının yaptıkları şeyi yaptı, henüz Max'ın sorumluluğunu üstlenmeyerek kendisiyle gururlandı, daha sonra bu kötü niyetli kaba askerin yarasına pansuman yapıp çıktı. Bilimin kararı Goddet baba tarafından Suyu Bulandıran Kız'a, Jean-Jacques Rouget'ye, Kouski'ye ve Védie'ye bildirildi. Suyu Bulandıran Kız, iki gözü iki çeşme, sevgili Max'ının yanına geldi; bu sırada Kouski ile Védie kapının önünde toplanan insanlara kumandanın durumunun neredeyse umutsuz olduğunu anlatıyorlardı. Bu haber Saint-Jean Meydanı'nda ve iki Narette sokağında toplanmış yaklaşık iki yüz kişinin gelmesine yol açtı.
— Bir ay yatakta kalacak değilim, bu işi kimin yaptığını da biliyorum, dedi Max, Suyu Bulandıran Kız'a. Ama Parislilerden kurtulmak için bundan yararlanacağız. Daha önce ressamı tanır gibi olduğumu söyledim, dolayısıyla yakında öleceğimi varsayıp Joseph Bridau'nun tutuklanmasına çalışın, onu iki gün içeriye tıktırırız. Anneyi ressamıyla birlikte hemen Paris'e çekip gideceğinden emin olacak kadar tanıdığımı sanıyorum, böylece bizim budalanın üstüne salmak istedikleri rahiplerden korkmamıza artık gerek kalmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suyu Bulandıran Kız
Historical FictionHonore de Balzac (1799-1850): Fransa'nın 19. yüzyıldaki sosyal yapısının tarihsel bir tablosunu çıkardığı eski ve yeni romanlarını 1830'dan sonra İnsanlık Komedyası başlığı altında toplamıştır. Suyu Bulandıran Kız bu anıtsal eserin "Töre İncelemeler...