pencere

20K 441 42
                                    

hava kapalıydı az sonra yağmur yağıcağı belliydi,yinede çocuklar son ana kadar bahçede oyun oynamayı seviyordu ıslanmak onların umurlarında değildi ama yetimhane görevlileri aynı fikirde değildi yağmurda ıslanıp hasta olurlar bide onlarla uğraşamayız diye çoktan çocukları içeriye kovalamaya başlamışlardı bile.Akşam yemeği vakti yaklaşıyordu herkes ellerini yıkayıp yemek haneye çıkıyordu, merdivenlerden herkez tek sıra halinde yavaşça çıkmak zorundaydı yoksa ceza yerlerdi,yemekhanede çok çeşit bi yemek yoktu akşam yemeği çorba ve küçük bi parça ekmek bazende içecek meyve suyu yada ayran olurdu,sadece müfettiş geliceği zaman tatlı salata ve ana yemek olurdu burdaki herkez müfettişin gelmesi için dua ederdi.yağmur yağmaya başlamıştı dışarısı fazla soğuk değildi ama ben her zaman üşürdüm yazın sıcakta bile çeket kollu badi giyerdim ayağımdan kalın çorapları hiç çıkarmazdım,tabi bulursam, burda genellikle zengin kişilerin giymeyip gönderdiği onların değişiyle"eski" sadece bir kaç kez giyilmiş kıyafetler,tabi ben görmezdim görevli ablalar getirir dolabıma koyardı.
Müdire hanım çok sert yüz hatlarına sahip kötü,kaba,iğrenç kurallar hakkında çok katı bi insandı burda hiç kimse onu kızdırıp gazabına uğramak istemezdi, ben önceden çok uğramıştım, fiziksel olan zarar artık zihinseldi tabi hissedemediğim acılar hariç.

10 yaşındayken müdirenin gazabından kaçmak istemiş artık bu acıyı çekmek istememiştim yetimhaneden kaçmıştım,bir kaç sokak kaçtıktan sonra bekçinin arkamdan bağırdığını duymuş daha hızlı koşmaya çalışmıştım,bekçinin sesi gelmeyince kafamı çevirip ona bakmaya çalışırken ana caddeye çıktığımı farkedememiştim o anda ordan geçen bir kamyonun altında kalmıştım ve öldüğümü düşünmüştüm o ana dek hatırladığım tek şey bacaklarım ve sırtımdaki acıydı.

Gözlerimi hastenede açtığımda karşımda öfke ve sinirle bana bakan müdire hanım ve bekçi vardı,gözlerimi açtığımı gören müdire bekçiye doktoru çağırmasını söylemişti,5 dakika sonra içeriye orta yaşlarda erkek bir doktor ve biri kız biri erkek iki genç stajyer girmişti.
doktor yatağın yanına yaklaşıp hemşireye ayağımı açmasını söylemişti ayağımı açan hemşire yatağın ayak ucunda bulunan tepsi gibi şeyden aldığı iğneyi doktara verdiğinde biraz korkmuştum,doktor ayağımın altına yaklaştırdığı iğneyle gözlerimi kapattım, biraz bekledikten sonra gelmeyen acıyla ve doktorun söylediği şeyle gözlerimi açtım

"acıyormu"
ne
nasıl acıyormu iğneyi batırmamışmıydı.
"iğneyi batırmadınızki" yüzü değişen doktor
bu defa iğneyi diz kapağımdan bir karış yukarıya batırdığı anda ufak bir çığlık atmıştım bacağım acımıştı doktor niye böyle yapıyorduki diye düşünmüştüm o zaman.
"lütfen gözlerini kapatma ve ayağına bak"doktorun dediği şeyle ayığıma bakarken doktor iğneyi ayağıma batırmıştı, ama..neden acımadı.
"hissediyormusun"doktorun dediği şeye verdiğim cevap kafamı iki yana sallamaktı,
doktor diğer ayağımada iğneyi batırmıştı ama neden acımadı yoksa uyuştumu..
"neden acımadı,uyuşmuşmu?"sorduğum soruyla doktorun yüz ifadesi değişmişti
biraz durduktan sonra konuşmaya başlayan doktor ne dediğinin farkındamıydı

"kaza sırasında tekerlekler ayaklarının üstünden geçmiş tendonlar ve bağlar ezilmiş ayağın felç geçirmiş yani artık yürüyemiyeceksin ameliyat olup düzelme olasılığı var ama devlet ameliyat masrafını karşılamıyor..üzgünüm geçmiş olsun"

ne yürüyemiycekmiyim artık ayaklarım felç mi olmuştu sakat mıydım şimdi.sinirli bir şekilde ayağa kalkıp yanıma gelen müfire hanıma baktım korkarak gözleri çok korkunç bakıyordu elini saçıma atıp çekiştirince saç diplerim acımıştı her zaman olduğu gibi,"seni aptal! salak benden kurtulabileceğinimi sandın bide şimdi sakat kaldın senle mi uğraşıcam ben seni küçük oruspu"kısık ama sinirli çıkan sesiyle tehdit ettikten sonra saçlarımı ittirerek bırakmıştı,müdire odadan çıkmadan önce gözünü ucuyla bana bakıp "şunu arabaya taşı"diyip sinirli adımlarla odadan çıkmıştı.

bekçi beni arabaya götürüp bindirmişti yetim haneye kadar hiç konuşmamıştım,
yetimhaneye gelince müdire hanım bekçiye bakıp "onu yeni odasına götür" demişti başka bir görevlinin yönlerdirmesiyle beni yetimhanenin kullanılmayan arka kısmında kalan kutu kadar olan bi odaya getirip eski yatağa yatırmıştı.

O günden sonra rutubet kokan kutu gibi minicik penceresi olan bu odada kalıyordum,ayda 1 kez dışarı çıkabilirdim bekçi çıkarırdı yada görevli ablalar çünkü çok zayıftım. ameliyat olup yürüyebilme şansım vardı ama müdire hanım okadar çok parayı senin gibi değersiz biri için harcayamam daha önemli işlerim var deyip konuyu kapatmıştı bende bir daha asla açmamışmıştım,çünkü konuşmaya kalkışınca bacaklarımı çiziyordu ben birşey hissetmiyodum kansızlıktan zaten üşüyen bedenim iyice donuyordu,kadın tam bir pisikopattı,deliydi,kan görmeyi seviyordu
tam bir manyaktı,bunları dediğimi duysa herhalde beni keser doğrar yetimhanenin bahçesine gömerdi.

açılan kapıyla gelen görevliye baktım nermin teyze burdaki diğer çalışanlara nazaran daha iyi bir kadındı yinede bazen kötü olabiliyor.
"yemek vakti tarçın" içerisinde çorba ekmek ve su bulunan tepsiyi önümdeki eski sehpaya bıraktı ve başka birşey demeden odadan çıktı tepside bulunan çorbayı içip ekmeğide yedikten sonra sehpayı biraz geri ittirip oturduğum ayağı gıcırdayan sandalyeden kendimi yere attım,diz kapaklarımın üstüne düştüğümde moraracağına emindim ama hissetmiyordum kendimi ellerimle geri çekerek yatağa ilerlemeye pardon sürünmeye başaladım.yatağa gelince dirseklerimden destek alarak popomu yatağa koydum kıçımı sağlama aldığımda ilk önce sol bacağımı sonrada sağ bacağımı büyük uğraşlar sonucu yatğa alabilmiştim,üstümü örttükten sonra duvara doğru dönüp yine düşünmeye başladım,

kimdim ben,

yedi yıldır sakat ailesi olmayan yanlız biri

ismim

tarçın,çubuk tarçın.





bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz.

yıldıza basmayı unutmayın.

Engel/yeni ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin