İçinizde kaybetme korkusu varsa, hayatınıza kaybetme korkusu olan insanlar çekersiniz.
-Bülent Gardiyanoğlu-
"Kadın Olmayı Hatırlamak"Gözlerimi araladığımda sabah olduğunu yüzüme vuran güneş ışığı ile anlamıştım.
Ayağa yavaşça kalkıp etrafa göz gezdirdiğimde Barın'ın odasında ve onun yatağında olduğumu anlamam uzun sürmemişti.
Bakışlarımı yanı başıma çevirdiğimde Barın'ın uyuyor olduğunu görmem ile olduğum yerde biraz kıpırdamıştım ve Barın'a doğru dönmüştüm.
Kafası yatak başlığına yaslıydı ve yüzü benim olduğum tarafa dönüktü.
Yavaş hareketler ile Barın'a doğru yaklaştığımda yüzünü incelemeye başlamıştım.
Keskin yüz hatları onu fazla çekici kılarken, dolgun dudakları ilgi çekiciydi.Barın'ı izlemek bile gerçekten çok güzeldi.
Hatta, fazla güzel.Elimi yavaşça kaldırıp yüzüne yerleştirdiğimde baş parmağım ile yavaşça okşamaya başlamıştım.Parmaklarım kendiliğinden dudağına değdiğinde yavaşça yaklaşarak dudaklarımı yanağına değdirmiştim ve öpmüştüm.
Öpmem ile uyandığında huzur bulduğum yeşil gözleri ile bana bakmıştı ve "Almila?" Diyerek telaşlı çıkan sesi ile odağına beni almıştı.
Olduğu yerden doğrulduğunda "Sen iyi misin?" Demişti."İyiyim" derken gülümsemiştim ve "Neden ki?" Demiştim.
"Almila, sen dün bayıldın! Hatırlamıyor musun?"
Barın'ın cümlesi üzerine yavaşça dün olanlar aklıma gelmeye başladığında "Almila, ne oldu orada?" Demişti ve kaşını çatarak bana bakmıştı."Seni bu kadar korkutacak ne oldu?"
"Barın..." Nereden başlayacağımı tam olarak bilmezken "Beril ve Mert nerede?" Demiştim.
"Yukarıda ki odalardan herhangi birinde uyuyorlardır büyük ihtimalle! Neden ki?"
"Aslında ben bu konuyu hepiniz ile konuşmak istiyorum."
"Peki..." dediğinde yataktan kalkmıştı ve elini bana doğru uzatarak "Hadi kalk bakalım..." demişti.
Uzattığı elini tuttuğumda, yataktan kalkmıştım ve Barın ile birlikte yürüyerek kapıya doğru ilerlemiştim.
Koridorda ilerleyip merdivenden yukarı çıktığımızda gelen sesleri duymamız ile misafirler için olduğunu anladığım oturma odasına girmiştik ve Beril ve Mert'e bakmıştık.
Mert ve Beril oturmuş beraber sohbet ederken, Barın ile birlikte içeri girmemiz ile ikisi de bize bakmıştı.
Beril koşarak yanıma gelip bana sıkıca sarıldığında "İyi misin?" Demişti.
Ses tonundan benim için telaşlandığını anlamıştım.
Sorusuna cevap vermezken ona sıkıca sarılmıştım ve görmese bile gülümsemiştim.
Ben bile iyi olup olmadığımı bilmiyordum.
Beril'e bunun cevabını nasıl verebilirdim ki?Beril benden uzaklaştığında "Benim sizinle bir şey konuşmam gerekiyor..." demiştim ve odada olan herkese göz gezdirmiştim.
Sesimde oluşan ciddiyet önemli bir şey olduğunu açıkça belli ederken, "Bir şey olmuş!"dedi Beril bana bakarak."Dün bir şeyler olduğunu tahmin etmiştim zaten! Ne oldu?"
"Beril, otur lütfen." Kafamı çevirip Barın'a baktığımda "Hepiniz oturun..." demiştim.
"Lütfen.""Yenge, ciddi bir konu sanırım." Mert dikkatlice bana baktığında "Evet Mert..." demiştim düz bir sesle."Maalesef ciddi bir konu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
❄️ Mübrem: Vazgeçilmez 1 ❄️
RomanceKitabımı Kitap Pad uygulamasında da yayımlıyorum. Oradaki kullanıcı adım: aleynay0 İntikam için kadının hayatına giren bir çift yeşil göz ve zamanla intikamdan doğan vazgeçilmez bir aşk hikayesi... ❤️🩹 --------- Yayınlanma Tarihi: 7 Mayıs Cuma 2...