Sabah el ele evden çıkıp arabaya geçmiştik. Gece şömine başında biraz daha öpüştükten sonra ikimizde farklı odalarda uyumuştuk.
Bayezid hakkımda ne düşünüyordu bilmiyorum ama bakire olduğumu tahmin etmediğine emindim. Ne kadar Avrupalı gibi takılsam da sevgili olduğum ilk gece biriyle sevişmeyi geçtim uyumazdım da.
Şehre doğru yaklaşırken artık ahbap olduğumuz kargo dağıtım görevlisi Fleppe'nin aramasını gördüm. Açtığımda kargom olduğunu ve evde olup olmadığımı soruyordu. Evde olmadığımda binanın zeminindeki küçük gazete bayine bıraktırdığım için yine oraya bırakmasını istemiştim.
Bayezid merakla bakarken, "kargom gelmiş." Dedim. Anladığını belli eder kafa sallamıştı ardından kucağımda tuttuğum sol elimi elinin içine alıp dudaklarına götürmüştü.
Öptükten sonra, "cildin pamuk gibi bembeyaz ve yumuşak." Dediğinde babaannem aklıma gelmişti.
"Babaannemde öyleymiş, annem esmerken ben bembeyaz doğmuşum. Büyürken hep dedem babasının annesi biriciğim diye severdi."
Yine o çapkın gülümsemelerinden atıp, "ben ne diye seveyim?"
Elimi elinden çekip, "bilmem ki?" demiştim. Yüzümün yine kızardığına emindim.
İlk sevgilim olduğunu söylesem kahkahalarda gülerdi herhalde. Binaya geldiğimizde uygun bir yere aracı bıraktığında, "müsaitsen gel sana türk kahvesi yapayım." Kabul ettiğinde eve geçerken aklıma gelen kargomla bayinin önünde durmuştum.
İçeri girdiğimizde gazete bayisini işleten Bay Matteo köşede duran kutuları göstererek, "yine çok kargo geldi." Gülümseyerek Bayezid'in yardımıyla kargoları eve çıkarmıştık.
Kapının girişine bıraktığı paketleri göstererek, "bunlar ne diye sormaya korkuyorum." Üstten bakıp hepsinin Deniz'den geldiğini anlayarak, "arkadaşım, hediye göndermeyi çok sever." Demiştim.
Türk kahvelerimi içtikten sonra onu geçirirken, yarın işe gideceğimden bahsetmiştim.
Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırırken, "burada bir ofisle çalıştığını bilmiyorum. Freelance çalıştığını söylemiştin."
"Evet ama genellikle proje ilk sunum toplantılarına katılıyorum. Uzman mimarlardan aldığım taktiklerde cabası." "Anladım."
Kapıdan çıkarken kolunu tutup yanağından öpmüştüm. Uzaklaştığımda Bayezid sertçe duvara yaslayıp dudaklarıma yapışmıştı. Dili ile dudaklarıma baskı yapınca dudaklarımı araladığımda inlemişti. Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma dayamıştı. Derin nefesleri arasında, "öpücüğün hakkını verelim." Demişti. Gülümseyerek baktığımda cayır cayır yanan elmacık kemiklerimi usulca öpüp gitmişti.
Salondaki camdan gidişini izleyip hızlıca telefonu elime aldım. Kızları durumdan haberdar etmeyi düşünürken aynı hızla telefonu koltuğa atmıştım. Kızlara söylediğimde ilk defa kendi başıma karar verdiğim ve istediğim bir şeyin içine yine birilerini dahil etmiş olacaktım.
Bir süre kendime saklamak en doğrusuydu. Allah korusun abimlerin ya da kuzenlerimin kulağına kaçarsa ilk uçuşla gelirlerdi.
------------------
Üniversiteden koşa koşa çıkıp akşam Bayezid ile buluşmaya geç kalmamak adına eve gelmiştim. Bayezid yakın bir arkadaşının Türkiye'den geldiğini ve tanıştırmak istediğini söylemişti.
İlişkiye başlayalı bir ay olmasına karşın sanki aylardır tanıyormuş gibiydik. Bir aydır bulutların üzerinde dolaşıyordum.
Hayatında hiç böyle bir deneyim yaşamamıştım hayalini bile bu denli kurmamıştım. Birlikte geziyor, konuşuyor ve küçük yakınlaşmalar yaşıyorduk. Bayezid sanki tecrübesizliğimi anlayarak zorlayacak ya da korkutacak bir yakınlaşmaya girmemişti. Bu da ona olan güvenimi artırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtilal
RomanceHayatımızda söylediğimiz beyaz yalanlar ayağımıza ne kadar dolanabilir ki? Almila Biricik Yücesoy, 22 yaşında, adı gibi ailesinin biriciğidir. Anne ve babasının ani ölümünden sonra babasının son isteği ile İngiltere'de yüksek lisans yapan genç bir...