BA-21-

4.1K 184 6
                                    

Yiğit
Emirin telefonuyla rahat bir nefes alıp kendimi koltuğa attım.
Gözlerimi kapatıp günün yorgunluğunu vücüdümda hissettim fakat içimde hala inanılmaz derecede sıkıntı vardı.
Selim en kısa sürede buraya gelecekti ve geldiğinde Melisle sevgililikleri devam edicekti.
Yani Melis yüzyüze ayrılmassa devam edecekti.
Kalbimin ağırlaşmasıyla derin bir nefes aldım.
Ondan vazgeçmiştim.
Ellerimle yüzümü ovuşturduktan sonra bara gitme isteğiyle yerimden kalkıp evden çıktım.
Merdivenlerden aşağıya inerken Melisin kapısının açılmasıyla yerime mühürlendim.
Melis ayıcıklı pijaması ve uykulu gözlerle bana bakıyordu.
"Yiğit"diyerek fısıltı şeklinde bana seslendiğinde gözlerimi üzerinden çekip merdivenlerden inmeye devam ettim.
Ona böyle davranmaktan nefret ediyordum ama başka çarem yoktu.
Melis Atalaydan vazgeçmek istiyorsam ondan uzak duracaktım.
Merdivenleri bitirdikten sonra dış kapıyı açıp sahile doğru yürüdüm ardından bir taksiye binip eskiden Selim ve Emirle gittiğimiz bara gittim.
Her zaman ki gibi sigara ve alkol kokusuyla doluydu ve yine her zaman ki gibi kızlar ve erkekler öpüşmeden duramıyorlardı.
Bu barı Emir bulmuştu bizde sık gelmeyeceğimizden ses çıkarmamıştık.
İyice pisliğe bulanmış bir mekandı.
Barmenin yanına gidip sandalyelerden birine oturdum.Barmen bana doğru dönerek baygın gözlerle bana baktı.
"Votka"dediğimde başını olumlu anlamda sallayıp bir bardağa iğrenç sıvıdan doldurdu ardından önüme itip uzaklaştı.
Bardağı fondip yerine yavaş yavaş içmeyi tercih edip ağır ağır içtim.
"Yiğit"diyen cırtlak bir sesle yüzümü buruşturup yanıma oturan kızıl kıza baktım.
"Tanışıyor muyuz?"diyerek tek kaşımı kaldırdığımda kız mahalle karıları gibi kahkaha attı.
"Ne çabuk unuttun beni ve gecelerimizi"dedi son kelimeyi kulağıma fısıldayarak.
Kulağıma fısıldadığı sırada parfümünün kokusuyla yüzümde tiksindirici bir tebessüm oldu.
"İyikide unutmuşum seni...Arzu"dediğimde hafiften gülümsedi ardından barmene bir viski söyleyip geri bana döndü.
"Bencede beni unut Yiğit senin gibi tertemiz biri benim gibi boka batmış birini hatırlamamalı"dediğinde votkamın son yudumunu içtim.
"Eee Ecemle sevgili oldun mu?"diyerek güldüğünde tok şekilde güldüm.
"Olduk ve ayrıldık"dediğimde yine koca bir kahkaha patlattı.
"Vay be..peki şimdi boş musun?"
"Sayılır"dediğinde kaşlarını çattı.
"Nasıl sayılır?"
"Bir kızı deliler gibi seviyorum ama ondan uzak durmalıyım"
"Neden?"
"Çünkü kız yarı yarıya Selimin sevgilisi"dediğimde gözlerini fal taşı gibi açtı.
"Selime bunu yapıcak mısın?"dediğinde barmene bir bardak daha votka istediğimi söyledim sonra Arzuya dönüp başımı olumsuz anlamda salladım.
"Aşkından vazgeçeceksin yani?"
"Evet"diyerek nefesimi verdim.Arzu yüzünü hafiften buruşturdu.
"Siz erkekler"diyerek mırıldandığında votkamı fondipleyip aklıma gelen fikirle Arzuya çapkınca sırıttım.Oda bu sırıtmamı anlamış olacak ki viskisini tek nefesle içip bana o şahane zannettiği gülücüğünü gönderdi.
"Kızı bu şekilde unutamassın"dediğinde gözlerimi devirdim.
"Biliyorum sadece beni uyuştur"
"Nasıl?"
"Sabaha kadar aklımın ucundan Melis geçmesin yani?"
"Melis o kız mı?"dediğinde başımla onayladım.Arzu bir süre suratıma baktıktan sonra bana yanaklaşıp dudaklarını dudaklarımla birleştirdi.Dudaklarını dişlerimin arasına alacağım sırada geri çekilip:
"Uyuşturalım o zaman seni"dedi sonra tekrardan dudaklarını dudaklarımla birleştirdi.
Ayağa kalkıp dudaklarını acıtana kadar ısırdım.Boğazından boğuk bir inleme sesi geldiğinde oda ellerini saçlarımın arasına geçirip çekti.
Bu hareketine bende inleyip ondan ayrıldım.Arzu göz kırpıp elimden tuttu ardındanda arkadaki odalardan birine yol aldı.
Melis
Yatakta bir sağa bir sola dönerken içimdeki burkulmadan kurtulmaya çalışıyordum.
Yiğitin bana böyle davranması hem garibime gidiyordu hemde sinirlendiriyordu.
Ona bir şey yapmamıştım ki ben
O bakışı gözümün önünden gitmiyordu.Emir benim kolumdan tutarken ona yaşlı gözlerle bakmıştım o ise umursamaz tavırlarla dairesine gitmişti.
Yatakta soluma dönüp derin bir nefes aldım ardından gözlerimi yumarak uyumayı bekledim fakat gözlerimin önünde canlanan Yiğitle gözlerimi yummaktan kurtarıp yataktan kalktım.
Yeter lan
İyice damara bağladım
Açım ayrıca ben
Evet gecenin 2.30'unda çünkü ben malım.
Yataktan ağırca kalkıp mutfağa doğru ilerledim.Ekmeklikten bir dilim ekmek aldıktan sonra nutellayı ekmeğe sürdüm bıçakta kalan nutellayıda yalayıp bıçağı tezgaha attım ardından ekmeğimi yemeye koyuldum.
Ohh dünya bu bea
Ekmeğimi iki-üç ısırıkta bitirdikten sonra odama girip soğumuş olan yatağıma girdim.
Gözlerimi yumup kuzuları saymaya çalıştım ama lanet olsun ki Yiğittin görüntüsü gitmiyordu.
Öyle mi lan?
Bende Yiğitleri sayarım
1 Yiğit 2 Yiğit 3 Yiğit...
Yiğit
Güneşin ışıkları gözlerimi yakarken göğsümdeki baskıyla gözlerimi araladım.
Arzu kızıl kafasını göğsüme yaslamış belime sarılmıştı.Benim kollarımda onun çıplak sırtını dolanmıştı.
Kollarımı anında çekip yüzümü ovuşturdum.Selim Melisi aldattığı için onu öldüresiye dövmek istedim fakat aynısını ben yapmıştım.
Saçmalama lan
Ben bir kere Melisin sevgilisi değilim.
Özgür biriyim lan ben
"Yiğit"diyen Arzuyla düşüncelerimden sıyrılıp uykulu gözlerine baktım.
"Günaydın"
"Sanada"diyerek yataktan kalktığımda Arzu güldü.
"Uyuşturdum mu seni?"
"Sayılır"diyerek yerdeki tişörtümü alıp üzerime geçirdim.
Bütün gece içimi kemiren hissi kovmaya çalışmıştım.Her Arzuya dokunduğumda Melise biraz daha ihanet ettiğimi hissediyordum sanki.
Halbuki Melis benim hiç bir şeyimdi.
Yani..
Sadece aşık olduğum, onun için ölebileceğim pijama güzeli bir kızdı.
"Siktir"diyerek mırıldandıktan sonra pantolonumuda giyinip çarşafla üzerini kapatan Arzuya baktım.
"Hoşçakal Arzu"
"Yiğit bir saniye"dedikten sonra çarşafla birlikte ayağa kalktı sonra yanıma gelip yanağıma elini koydu.
"Bütün gece Melisin adını sayıkladın"dediğinde derin bir nefes aldım.
"Bak...Selim senin kardeşin biliyorum ama...ne olursa olsun önce kendi mutluluğunu düşün yoksa en çok üzülen ve acı çeken sen olursun"diyerek çok kısa dudaklarımdan öptü ardıdan elini sallayıp banyoya girdi.
Sıkıntıyla nefesimi verdikten sonra odadan çıkıp temizlenmekte olan bardan ayrıldım.
Hava fazlasıyla sıcaktı ve bu sıcaklık benim basketbol oynama isteğimi arttırıyordu.
Bir taksi çevirdikten sonra eve geldim.Üzerimi değiştirdikten sonra basketbol topunu elime aldım.Üzerinde yazan M harfiyle gülümseyip hafiften harfin üzerini okşadım.
Ona yalan söylemiştim.
Evet bu Melisin M'siydi ama annem olan Melis değil aşık olduğum pijama güzeli Melisindi.
Gözlerimi yumup açtıktan sonra evden çıkıp merdivenlerden inmeye başladım.Meliste aynı şekilde okul çantasıyla merdivenlerden iniyordu.
"Günaydın"dediğinde derin bir nefes alıp ona bir kaç saniye baktım ardından merdivenlerden inmeye devam edip dış kapıyı açtım.
Basketbol topunu sektirirerek sahile doğru ilerledim.
Sahaya girdikten sonra durmadan potaya atışlar yapmaya başladım.
Lanet olsun!!
Neden hiç bir attığım potaya girmiyor ki?
Sinirle topu demirliklere atıp yere oturdum ardından yüzümü ellerimin arasına aldım.
Kimi kandırıyordum ben??
Kendimi mi??
Melisi umursamamakla onu unutamıyordum aksine daha da çok beynime kazınıyordu.
Sıkıntıyla nefesimi verdikten sonra oturduğum yere uzanıp gökyüzüne baktım.
Mavi bulutların hareketi bana ne kadar huzur versede Melisin gülüşündeki huzuru arıyordum.
Yeter ulan
Melisten uzak duracaksın
Duydun mu beni?
O senin kardeşinin sevgilisi olan kız
Bu kadar mı şerefsizssin lan
Azcık adam gibi davran
"Ben bu hayatın anasını satayım lan içine sıçayım siktiğimin hayatı"diyerek uzandığım yerden doğrulup denize baktım.
Melis
"Sınava sadece 2 hafta kaldı ve gördüğüme göre hiç biriniz üçgenleri tam anlamamış"
Matematik hocasının seslenmesiyle ağırlaşmış olan gözlerimi aniden açtım.
Yine ne sıkıntısı vardı bu karının?
"Melis Atalay!"diyerek aniden bağırdığında Duyguyla aynı anda yerimizden sıçradık.
"Evet hocam"dediğimde ateş saçan gözleriyle beni süzdü ardından tebeşiri bans uzatarak:
"Kalk tahtadaki üçgen sorusunu çöz"dedi.Üşengeçce tahtadaki soruya baktıktan sonra tebeşiri alıp tahtanın önüne geçtim.
Şimdiii
Bu soruda en önemli iki kuralı bildik mi gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Kurallar neydi?
Heh
1-Üçgenlerin iç açılarının toplamı...180...şey..evet ya 180
2-Üçgenlerin dış açılarının toplamı 360
Tahtadaki soruyla bir süre birbirimizi kestikten sonra soruyu çözmeye başladım.
Yaklaşık 10 dakikadır tahtadaki soruyu çözüyordum.Adını bilmediğim hocada şaşkınlıkla bans bakıyordu.
"...ve cevap 17 hocam"dedikten sonra tebeşiri şaşkınlıktan ağzı 5 metre açılmış hocanın eline verdim ardından sırama oturup beni dikkatlice süzen Duyguya baktım.
"Melis kızım Üranüslerle Merkürler yer mi değiştirdi? Ne oldu lan sana?"dediğinde gözlerimi devirdim.
"Off Duygu ne var bu soruda?"
"Ne yok ki kızım farkındaysam söyleyeyim hoca en kazık sorusunu sordu"
"Demekki o kadar kazık değilmiş"diyerek başımı masaya koyup gözlerimi yumdum.
Yiğittin anlattığı her bir harf bile zihnimdeyken hocanın kazık diye tarif ettiği üçgenlerin en basit sorusunu yapamıcak mıydım?
Peh
"Melis kızım yavrum"diyen göt olmuş hocaya tek gözümü açarak baktım.
"Kızım sen iyi misin? Ateşin falan yok dimi? Yani farkındaysan bir soru çözdün ve derslerden de kaçmıyorsun"
Bunlarda abarttıkça abarttılar he
Tamam dersten kaçıyordum
Tamam tahtadaki sorularada bön bön bakıyordum
Ama... yani.... sonuç olarak
Off cidden hiç abartmıyorlarmış
Şu çalıştığımız 4-5 günde cidden inanılmaz derecede değişmiştim.
"İyiyim hocam sanırsam üçgenlere fazlaca çalışmışım"dedim kafamı kaldırarak
"Tebrik ediyorum kızım"diyerek alkışladığında gözlerimi devirdim.
Yoh hocam alkış az kalır siz davulla zurnayla gelin
Tövbe ya
O sırada zilin çalmasıyla kaçar adımlarla sınıftan çıktım.Duyguda peşimden gelip koluma girdi.
"Daha demin inanılmazdın"
"Bak Duygu iyice abarttınız ya alt tarafı uyduruktan bir soru çözdüm sanki atomu parçalamışım gibi davranmayın"
"Yakında onuda yaparsın sen"
"Off..bir saniye bugün günlerden Cuma"
"Hayır bugün günlerden Medcezir"diyerek kaşlarını havaya kaldırdığında gözlerimi devirdim.
"Gelgiti düşündüğün kadar Matematiği düşünseydin daha deminki soruyu sende yapardın"
"Gelgit ne lan"
"Off Medcezirin anlamı"
"Medcezirin anlamı gelgit mi yani"diyerek şaşkınca bana baktı.
"Daha demin ne dedim acaba ben? Neyse bu konu fazla uzadı bugün günlerden Cuma ve şuanda öğle arasındayız"
"Cuma ve öğle arası...aaa kızım bugün okul dışına çıkabiliriz"
"Tebrikler"dedikten sonra merdivenlerden inmeye başladım.
"Allah bu müdürden razı olsun onun iman sevgisi olmasa biz hayatta her Cuma okul dışına çıkamazdık"dedi Duygu.
"Adamın iman sevgisi varda bizim bu malların yok işte.Adam Cumaya gitsinler diye öğle arasında serbest bırakıyor bunlar camii'ye gitceklerine yollarda boş boş oturuyorlar"dediğimde Duygu kahkaha attı.
"Haklısın"
Okuldan çıktıktan sonra her Cuma yaptığımız gibi sahile indik.Banklardan birine otururken gözüm basketbol sahasındaki Yiğitte çarptı.
Yerde uzanıyordu ve birden kalkıp bir şeyler mırıldandı.
"Aa şu Yiğit değil mi?"diyen Duyguyla gözlerimi Yiğitten ayırıp denize döndürdüm.
"Olabilir"
"E kızım gitsene yanına"
"Boşver"
"Ne demek boşver? Sen bu çocuğa aşık değil misin?"dediğinde başımla onayladım.
"O zaman?"
"Yiğit benle konuşmuyor Duygu"dediğimde Duygu şaşkınca bana baktı.
"Neden lan?"
"Bilmiyorum"
"Nasıl? Kızım bir şey yapmışsın ki Yiğit sana küsmüş"
"Bir şey yapmadım Duygu...Demirin beni kaçırdığı gün telefonumu cebimde buldum Demir malı almamış sonra Yiğitti aradım benle gayet güzel konuştu 'seni kurtaracağım' falan dedi ardından ertesi gün oldu ben kaçmaya çalıştım sonra arkamda bir araba belirdi.Yiğittin olduğuna emindim fakat Emir çıktı.Ona haber vermiş Duygu kendi gelmedi Emir geldi"dediğimde Duygu kaşlarını çattı.
"Sonra eve geldik apartmanda bana öyle bir baktı ki Duygu umursamaz derecede.O günden sonrada her ona seslendiğimde beni duymamış gibi davranıp gidiyor"dedim.
"Allah Allah neden böyle yapıyor ki?"
"Bilmiyorum"diyerek derin bir nefes aldım.
"O zaman öğrenecek....Yiğit!!"dedi son kelimeyi bağırarak.
"Allah belanı Duygu"dediğimde Duygu gülümseyerek göz kırptı ardından Yiğitte doğru baktı.
Yiğit
Topu potaya atarken ilerdeki bankta oturan kişilerle derin nefes aldım.
Neden her dakika karşıma çıkıyordu bu kız?
Topu yerde bir müddet sektirirken bir yandan da Duyguya hararetle bir şeyler anlatan Melisi seyrediyordum.
"Ne anlatıyorsun pijama güzeli"diyerek mırıldanıp potaya topu fırlattım.
Sanane lan ne anlatıyorsa
Melis senin arkadaşım ve yarı yarıya kardeşinin sevgilisi
"...Yiğit!!"diyerek bağıran Duyguyla Melisle gözlerimiz otomatikman birleşti.Duygu eliyle 'gel' işareti yaparken Meliste aynı anda denize baktı.
Nefesimi dışarı verip sahadan çıktım ardından bankların yanına gittim.
Duygunun yanına geldiğimde Melis gözlerini denizden ayırıp ışıldayan siyah gözleriyle bana bakıp kiraz dudaklarıyla gülümsedi.
Yapma bunu pijama güzeli yalvarırım.
"Nasılsın Yiğit"diyen Duyguyla gözlerimi Melisten ayırıp ona baktım.
"İyiyim Duygu sen?"
"Eh işte öyle böyle"dedikten sonra koluyla Melisi dürttü.Meliste gözlerini fal taşı gibi açtıktan sonra bana güzel gözlerle baktı.
"Yiğit"diyerek fısıltı şeklinde seslendiğinde nefesim kesildi.
Bana o kadar masum o kadar güzel bakıyordu ki.
Hiç şaşmıyorum bu kıza aşık olduğuma
"Şeyy...kızlar ben eve gideyim duş falan hem sizinde öğle aranız bitmek üzere görüşürüz"dediğimde Melisin gülen yüzü düştü, o güzel gözleri doldu.
"Şeyy...peki görüşürüz Yiğit"diyen Duyguyla gülümseyip yanlarından ayrılarak eve doğru yürüdüm.
Melise bunu yapmak bana fazlaca acı veriyordu.
Fakat ondan vazgeçmek için onu görmemem lazımdı.
O pijama güzeline daha fazla aşık olmamam lazımdı.
------------------------------------------------
Merhabaaa
Yeni bölümle karşınızdayım.
Haftaya sınav haftam olduğundan olabildiğince bölümleri çok ve sık yayınlayacağım :( :)
Kendinize çok çok iyi bakın :)
Sizleri seviyorum :D

BASKETBOL AŞKIM (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin