BA-58-

1.7K 88 6
                                    

"Selçuk abi burada mı?"

"Burada da hayırdır?"

"Bir konuda konuşmamız lazım"diyen Emirle daha önceden geldiğim depoya girdik.

Önceki geldiğim gibi her şey duruyordu,bir toz tanesi bile alınmamıştı.

"Üst kata çıkacağız ofisi orada"diyen Emirle Selimle birlikte kafamızla onaylayıp merdivenlerden çıktık.

Üst kattaki ofisin kapısını çalarken aynı zamanda da kalbim gümbür gümbür atıyordu.

Demir kayıptı ve yerini bilse bilse sadece Selçuk bey bilebilirdi.

"Gelin"diyerek kapının ardından seslendiğinde hepimiz ofise girip Selçuk beyin karşısındaki deri koltuklara oturduk.

Gözlerimi karşımdaki tahtadan masaya dikerken kulaklarımda uğuldayan Yiğittin sesiyle gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım.

"Yiğittin durumunda bir değişiklik yok dimi?"diyen Selçuk beyle gözlerimi açmadan başımı olumsuz anlamda salladım.

Odada ağır bir sessizlik çökerken birden ağzımdan kaçan hıçkırıkla elimi yüzüme getirip yüzümü sakladım.

"Melis lütfen"diyerek yanımda oturan Emirle başımı olumsuz anlamda sallayarak hıçkırıklarımı arttırdım.

Yiğittin sesi sanki kulaklarımdan hiç bir zaman gitmeyecekmiş gibi daha fazlalışıyordu.

"Siz çıkın"diyen Selçuk beyle yanımda bir hareketlenme oldu ve kısa bir süre sonra oda tekrardan sessizliğe büründü.

"Çok acıyor dimi?"diyen Selçuk beyle ellerimi yüzümden çekip yaşlı gözlerimle karşımdaki bedene baktım.

"Yiğit ölüyor"diyerek zar zor söylediğim iki kelimenin ardından tekradan hıçkırdım.

"Ştt tamam"diyerek yanıma gelip oturdu ardından kolunu bana doğru atıp bana sarıldı.

"Ölmeyecek ne gerekirse yapacağım söz veriyorum"dediğinde ağlamam daha da sıklaşmıştı.

Bir süre öyle durduktan sonra beni kendinden uzaklaştırdı ardından masada duran peçetelikten bir peçete koparıp bana verdi.

"Sil şimdi gözyaşlarını"dediğinde elimdeki peçeteyle göz yaşlarımı silip sakinleşmeye çalıştım ardından derin bir nefes alıp karşımdaki babacan gözlere baktım.

"Bunu demek çok zor belkide imkansız ama başka çarem yok"dediğimde tekrardan gözlerim doldu.

Her saniye Yiğitti kaybetme duygusu içten içe beni kemiriyordu.

"Ne çaresi?"diyen Selçuk beyle derin bir nefes alıp buraya gelmemizin asıl amacını söyledim.

"Yiğitte sadece Demir yardım edebilir Selçuk bey"

Söylediğim sözcüklerle birlikte Selçuk beyin kaşları hafiften çatılıp anlamayan bir ifadeyle yüzüme bakmaya başladı.

"Yiğitte ilik verilmesi lazım Selçuk bey..ilik her ne kadar hayatını kurtarmasa bile en azından süreyi uzatıcak..bu süre içerisindede doktorlar bir çare bulmaya çalışıcaklar..her yeri incelediler bütün iliklere baktılar ama Yiğitte uyan ilik yok..doktor dün akşam söyledi..kardeşinin iliği ola-"

"Hayır Melis"diyerek kesin tonda lafımı kesen Selçuk beyle tekrardan gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.

"Selçuk bey yalvarıyorum size ne olur"dediğimde Selçuk bey başını olumsuz anlamda sallamaya başladı.

BASKETBOL AŞKIM (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin