Bu yeni boş kurguyu yazmak için o kadar da uğraşmadım açıkçası djxbdjdbdj herneyse biz başlayalım o zaman. Umarım beğenirsiniz :)
İyi okumalar 💜🐇
•••
"Anlaşıldı, tamamdır.." demişti ve telefonu kapatmıştı Taehyung. Kendi odasındaydı şuan. Uzay hakkında yazılan, gezegenler hakkında bilgi veren dergilerinden birini okuyordu yine. Az önce ise arkadaşı aramıştı. Bir kaç günlüğüne onlara gelemeyeceğini haber vermiş ve kapatmıştı. Taehyung ise yalnızlığa alışmıştı zaten. Ailesi yoktu onu. Annesini hiç tanımamıştı zaten. Onu doğurduktan sonra hayata veda etmişti annesi. Bazen elini kalbine götürür yukarıdan onu izleyen annesini hayal etmeye çalışırdı. Babası ise.. ona çok öfkeliydi. Çok fazla öfkeliydi hiçbir suçu olmayan bu çocuğa.
Annesi öldükten sonra babası bakmıştı Taehyung'a. Kimi zaman dövmüş, derin yaralar açmıştı. Hem fiziksen, hem ruhen... Ağır hakaretler etmişti ona. Taehyung ağlamıştı günlerce hatta aylarca. Kendine yedirememişti. Bunun suçunu üstlenmek onun için çok ağırdı. O küçücük bedenini sokaklara mahkum etmişti babası. Hayır, hayır o bir baba olamazdı. Taehyung büyüyene kadar bir işte çalışmış ve yapabileceği her şeyi yapmıştı. Bu ağır yük onu gün geçtikçe daha da güçlü kılıyordu. Daha azimli, daha cesur, daha güçlü... Sürekli yıldızlara bakar ve şöyle derdi:
"Teşekkür ederim baba. Sen olmasaydın ben hayatımla yüzleşemez bu kadar cesur ve yükseklerde olamazdım. Beni dövdüğün her saniye için teşekkür ederim..."Dergisini aniden kapatmış ve oflamıştı "çok sıkıldım." Dedi kendi kendine. Odanın tavanlarından sarkan gezegen ve galaksi maketleri vardı. Tavanında kocaman bir cam vardı yıldızları izleyebilmesi için. Hepsini bilirdi. Her bir gezegen onun için altın değerindeydi. Kimsenin 'ne işine yarayacak bunlar sanki astronot olacaksın' deyişlerine asla takmıyordu. Uzayla ilgileniyordu. Evrenin sırlarını çözmek istiyordu. Samanyolu'nu merak ediyordu, Sambrero'u, Andromeda'yı ve daha nicesini.. hepsini teker teker incelemek istiyordu. Çok uzak bir hayali vardı. Galaksileri, Dünya'yı gezmek ister gibi gezmek istiyordu. Böyle bir şeyin olmayacağını kendisi de biliyordu.
Evi kimsenin bulunmadığı bir sahil kenarının yakınlarında, insanların bulunmadığı bir ormanın içindeydi. Sevmezdi insan içine çıkmayı. O uzayla sohbet ederdi. Burası kendi galaksisiydi. Kimsenin değil.
Aniden yataktan kalktı ve bilgisayarına yöneldi. Sandalyesine oturdu ve açma tuşuna basıp beklemeye başladı. Saat öğleden sonra 14.00 'ü gösteriyordu. Biraz internette takılmaya karar verdi. Google'ı açıp bakacağı sırada önünde beliren habere dikkat kesildi.
'Kore Uzay Araştırma Enstitüsü'nden yeni çağırı! Uzman araştırmacılar Güney Kore saatiyle bu gece tahminen başlayacak olan göktaşı yağmuru için uyarıda bulundu! Gelecek göktaşlarının büyüklüğü 10km çaplı büyük parçaların olacağını belirtti! Özellikle deniz kıyılarına gidilmemesi gerektiğinide bildirdi!'
Ekranı biraz daha kaydırıp haberin devamına baktı.
'İncelenen ve araştırılanlara göre göktaşı yağmuruyla birlikte bilinmeyen bir cismin Dünya atmosferine gireceğini belirtti! Bu cismi uzmanlar yorumlayamadı ve ne olduğu hala bilinmiyor! Dikkat edin ve gözleriniz her zaman gökyüzünde olsun!'
Gözleri faltaşı gibi açık kalan Taehyung, yavaş yavaş haberi okumaya devam ediyordu. Bu, bu onun için çok büyük bir şanstı. Eğer o göktaşlarından biri evinin yakınlarına düşerse -ve ölmezse- onlardan birini inceleme fırsatı yakalayabilirdi. Daha önce hiçbir göktaşını yakından incelememişti. "Tanrım, inanamıyorum. Sonunda bir göktaşı göreceğim!" Demiş ve hızla yerinden kalkarak evin etrafında koşuşturmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Among the Galaxies // TaeKook
FantasyVe göktaşları adım adım yeryüzüne iniş yapıyordu. Uzay'a düşkün 21 yaşındaki Kim Taehyung; yıldızların kaydığı o gece, evinin yakınlarına düşen göktaşı ile maceranın sularında boğulacağını bilmiyordu. Ancak bilmediği bir şey daha vardı. Göktaşı san...