Merhabalar aq🖐🏻🖐🏻
Can sıkıntısı beni buralara getiriyo hep napıcan işte :/ ayrıca oruç beni mahvetti resmen. Ağlıyorum burda ben ama kimse feryatlarima koşmuyor :( üzüldüm... Konuşacak bişey arıyorum belki sohbet ederiz diye de iletişim kıtlığı çekiyorum şuan sanırsam. Harika. Bide zaten insanlar (ben de dahil olmak üzere.) Burada yazılan konuşmaları hep atliyo. Yani Allah affetsin ama ben de yapıyorum napim şimdi.Kafanızı daha fazla şisirmemek için ben bölüme geçeyim en iyisi. İyi okumalar 💜
•••
Sağa ve sola. Sert yumruklar, refleksif hareketler, nefes alışveriş sesleri ve terli bedenler... Her birini sanki onun yüzüne indiriyormuşçasına geçiriyordum yumruklarımı Jungkook'un ellerinde tuttuğu yumuşak yastıklara. Her bir yumrugumda bir daha nefes alıyordum. Bir daha bağırıyordum. Acımasızca yumrukluyordum ve bundan ölesiye zevk alıyordum. Tanrım, bu benim kaderim olmalıydı.
"Daha sert Kim!" Aniden karnına yumruğumu geçirdiğimde inleyerek dizlerinin üzerine çöküp karnını tuttu. "Anlaşıldı, Jeon." Bir yandan acısını dindirmeyi denerken öbür yandan benim bu hallerime kahkahalar atıyordu. O da zevk alıyordu, biliyordum. O benim karanlık, sivri uzun dilli, sivri dişli, korkunç görünümlü ve altında evreni andıran o olağanüstü yüzüyle kendini gizleyen sexy canavarımdı. Evet, buna dakikalar öncesinden karar vermiştim. "Hadi bebeğim, bana odaklan." Gözlerinin içine hırlarcasına bakmış ve kendimden ödün vermemiştim. Kendimi yenilmez hisseder olmuştum aniden. Tekrardan üzerine atak yaptığımda kollarını "X" şeklinde yaparak kendini savunmuştu. Yumruğumu bir kez daha kaldırıp atağa gectigimde iki eli yastıkları bırakıp belimi kavrayarak tek bacağını bacağıma dolamış, beni yere sermişti. Sen inanılmaz bir herifmişsin Jeon... İnanılmaz...
"Ne o? Pes mi Kim?"
"Mm.. benim havalı canavarım..." Dedim mırıltılar çıkartarak. Dili her an yaptığı gibi yerini aldı. Yanak içlerini yalamaya başladı. "Benim olmak için yaratılmış gibisin Taehyung. Sadece bana ait olmak için..." Dediğinde gülümsedim keyifle. Bu lafları beni daha da ben yapıyor gibiydi. Ona çıkıştığım o andan beri benim cesaretimi kabul etmişti. O benden çok hoşlanmıştı. Bunu göremeyen kördü. Beni güzelliğiyle kör edip etkisi altına almışken aniden yeniden bedenimi tutup ters çevirerek yüz üstü yere vurmuştu. Ağzımdan koca bir inilti çıktığı için küfür etmiştim kendime. Sanırım belim ortadan ikiye ayrılmıştı. "Karşılık ver Taehyung. Düşmanı böyle yenemezsin. Bana karşılık ver. Kaldıramıyor olsan bile yumruk ve tekmelerinle bana karşılık ver bebeğim. Hareketlerime kayıtsız kalma. Karşılıksız bırakman beni yumuşatmaz, biliyorsun." Küçük sırıtmam onu kendine getirmiş olmalı ki o bana ders verirken karnına acımasızça sert bir tekme geçirmiştim ve kıvranıp yere çökmüştü. Daha fazla oyalanmadan hızla yattigim yerden kalkıp üzerine çıkıp oturmuştum. Ellerini havaya kaldırıp kenetleyere başının üzerine sabitledim. "Şimdi nereye kaçacaksın?" Demiş ve zafer gülümsemesi attığımda o da bana gülümsemişti. Oyunumuzda vicdana yer olmadığı için aniden bileklerimi kavrayıp ters çevirerek bana kafa attığında küfürler ede ede yere serilmiştim. Burnum kırılmıştı sanırım. "Seni küçük-"
"Tch tch... Küçük olsaydım eğer midemde bir canlının kafasını taşıyor olmazdım Kim. İki kişi birbirleriyle rekabet içindeyken aralarında ne tür bir bağ olursa olsun birbirlerine acımazlar. Bu bir kuraldır. Dövüşte duyguya yer verilmez. Bu yüzden ayağa kalk. Belin kırılsa dahi savaşmaya devam et Kim. Savaş benimle. Seni daha güçlü biri yapabiliriz. Bunlar yetersiz ve acemi hamleler. Sen gerçeğiyle yüzleşmenin daha." İnleyerek ayağa kalkmıştım zar zor. Haklıydı. Güçsüz ve acemi biri olmak istemiyordum ben. Savaşın en yoğun olduğu o anda önümde duran herkesi alt edebilmek istiyordum. Ancak aklım bambaşka yerlere kayıyordu bazen. Mesela Leon... Şimdi ne yapıyordu o? Korkuyordum. Jeon'a düşman olduğunu biliyordum elbette ki. Ancak o, bana yardım etmek için kendi canını tehlikeye atmıştı. Bu yüzden ona ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Bir gün karşıma çıkacaktı ve ben onun yüzüne nasıl bakacaktım. Bunları düşünmekten kafayı yiyordum. Delirmek üzereydim. Bunları düşünmek beni yıpratıyordu. Yüzüm düştüğünde Jungkook bir sorun olduğunun farkına vardı ve yanıma geldi. Elindeki box eldivenlerini çıkartıp bir kenara attı. "Taehyung, bir sorun mu var?" Evet, evet vardı ancak ona söylersem sinirden deliye döner ve tekrar olay çıkartırdı. Şuan yeterince mutsuzken bir de üzerine bunu çıkartmak istemiyordum başlarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Among the Galaxies // TaeKook
FantasíaVe göktaşları adım adım yeryüzüne iniş yapıyordu. Uzay'a düşkün 21 yaşındaki Kim Taehyung; yıldızların kaydığı o gece, evinin yakınlarına düşen göktaşı ile maceranın sularında boğulacağını bilmiyordu. Ancak bilmediği bir şey daha vardı. Göktaşı san...