Multimedyada ki kız Burcu. Ayrıca önceki bölümlerde Berk'in resimlerini koymuştum bakabilirsiniz. Yorum yaparsanız memnun olacağım. Sizi seviyorum. Ve kitabımın okuyucuları git gide arttı. Çok mutlu oldum. Saolun.
Sabah alarmım delicesine ötüyordu. Ah şu Pazartesi günleri yok mu. Neyse ki fazla vakit geçmesine izin vermeden kalktım. Tam o sırada annem kapıyı açtı. Ney olamaz! Elinde bir kahvaltı buraya doğru yaklaşıyordu. Günüm bu kadar kötü başlasın istemezdim. Ne yani kadın bu annecilik rolünü fazla mı üstlenmişti. Annem bana gülümsiyerek "Al tatlım bu senin için." dedi. Ben ise ona yüzümü buruşturarak "Ne yani sana fazla yakın olacağımı mı sanıyorsun? Bu bir süreç anne. Ve sen kızının küçüklüğünü kaçırıp kameralardan izleyen bir anneydin. Ne zaman bana yakındın da şimdi oluyorsun." çıkışmıştım. Fazlasıyla. Bunu anlayacak ki bana "tamam" der gibi bir bakış attı. Elindekileri alıp çıktı. Kalbi kırılmış olabilirdi ama ben onun tek kızıydım o da beni kumarla kaybetmişti. Ayrıca babamı da. Bunları düşünmek istemiyordum. Ve dolaba yöneldim. Hava çok güzeldi. Ben de bol ve üstünde MARVEL karakterlerinin bulunduğu bir tişört giymiştim. Altına da ona uygun bir su yeşili kapri. Cici görünüyordum. Mont olarak siyah kapşonluyu tercih ettim ve aynanın karşısına geçtim. Saçlarım kısa olduğu için toplanmıyordu ve bende her iki tarafa da atabiliyordum. Şöyle bi tarak sürdükten sonra çantamı alıp arabama binmek için aşağı iniyordum. Etrafa da bakınıyordum. Sanırım annem odasındaydı.
Mini Cooper'ımı park alanına bıraktım. Aslında baktığınızda bu araba da annemindi, bu lükste, bu şaşalar da. Olsun bu bir oyun ve ben de içinde etkisiz elemanı oynuyordum. Sınıfıma giderken birtakım sesler duyuyordum. Benim hakkımda. Ben kolej hayatında zengin ama ezik ayrıca inek olan kızlardanım. Sesim pek çıkmaz diye hafife alınıyordum belli. Sınıfıma geçtim. Güneş' i bekledim. Fakat o gelmedi ve içeri biyoloji hocamız girdi. Bu kadından nefret ediyorum. Güneş'e kısa bir mesaj attım NİÇİN BUGÜN GELMEDİN? tahmin ettiğim gibi cevap gecikmedi. Kesin yine kaçmıştı. DIŞARIDA. kiminleydi bu. KİMİNLE? Cevap biraz gecikti ve ÇAĞLA GÜNER(!) inanmıyordum. En yakın arkadaşım düşmanımla birlikteydi. Sinirlendim. Bunu açığa vurmuş olacam ki Selma Hoca "Bi sorunumuz mu var Burcu?" "Evet hocam."dedim ve kalkarak yanına gittim. "Malum gün." biraz geri çekildi ve bana baktı. Ne yani inanmıyor muydu? "Tamam memura git sana birşeyler versin." tamam der gibi başımı salladım ve dışarı çıktım. Arka kapıya giden koridoru kontrol ettim. Hocaların hiç biri yoktu ve bende ordan sıvıştım. Onu bırakın eğer gelemezsem neler olacaktı. Neyse dostumu düşmanıma bırakacak değildim. Güneş'e mesaj atmak için koyuldum. NEREDESİNİZ? cevap gecikmişti. Ben de bu sırada okuldan uzaklaşıyordum. Ama birdakika bugün okul çıkışı bir randevum vardı ve ben bunu ekemezdim. Hemen WhatssApp'tan ona mesaj attım.
Uyandın mı?
Evet.
Şey bugün buluşamaya biliriz.
Biliyorum ama hiçbir şey bulamayacaksın.
Ne demek istiyordu bu adam. Göz devirdim. Okulun bir iki sokak ilerisindeki parkta oturuyordum şimdi. Güneş mesaj attı. OKULDA.
NE ARA OKULA GELDİNİZ?
KİMİNLE KIZIM YA SEN İYİ MİSİN?
ÇAĞLAYLA!
ONLA NE İŞİM OLUR. HATTA BUGÜN OKULDA ARKANDAN BAĞIRDIM DUYMADIN BİLE. İnanmıyordum. Şimdi gel de buna inan. Başım ağırmaya başlamıştı. Kafamı dizimin arasına aldım ve düşünmeye başladım. Nasıl? İçimden bir ses her şeyi sen uyduruyorsun aptal anla işte diyordu. Herşeyi biliyordu madem bana niye söylemiyordu. Bu kimdi? Sonra sırtımda bir el hissettim. O dokunduğu an kendimden geçiyor ve sıcak bir akım başlıyordu. Kafamı çevirdiğimde onu gördüm. O yanımdaydı. Şu an bankta ikimiz oturuyorduk ve bana gülerek "Benim ismim O değil. İsmim Berk. Berk Demir."Ben ancak "Memnun oldum." diyebilmiştim. Demek ismi Berkti ne hoş. Bana gülerek "Anlaşılan o ki randevumuza şimdi başlamamız gerekecek." dedi. Bende güldüm ve ona doğru döndüm. Aramızda pek bir mesafenin olmadığını farkettim. Ve ayrıca uzun bir süre onun gülüşünü izleyebilirdim. Bunu anlamış olacak ki beni banktan kaldırdı. Kucağına aldı. Şimdi nereye gidiyorduk. "Sen ne yapıyorsun?" dedim ona. Berk ise halinden memnundu. Hafif kızdım ama o kadar da değil. Güçlü bir vücudu vardı. "Anahtarını ver. Birazdan hava esmeye başlıycak. Bize gidiyoruz." "Ama kucağına alman gerekmezdi. Benim de-" diyecekken kendimi yerde buldum. Kaba şey. Anahtarımı aldı ve "Ben kullanıcağım." dedi. Ama sinirlenmiştim ve "Ne hakla beni yere atıyorsun?" diye çıkıştım. Berk ise sadece "Benim hakkımda birşeyler öğrenmek istiyorsan kapat o çeneni küçük hanım." demekle yetindi. Öyle olsun bakalım. Bunu sırf onun hakkında birşeyler öğrenmek için yapıyordum. Koşar adımlarla arabada yerimi aldım. O kadar kusursuzdu ki. Kızmak veya ciddi olmak ona özgün bir duruştu. Çekiciydi. Ve de ben onun küçük hanımıydım. Bu şeref birtek bana aitti. Kimseye değil. Fazla sahiplenici olduğumu düşünmemek elde değildi. Tam o sırada "Yolları iyi ezberle." dediğini duydum. "Nedenmiş o?" "Bence daha çok yolun düşecek." dedi gülerek. Ben daha fazla soru sormak istemiyordum. Tanımadığım bir adamın evine gidiyordum ayrıca. Aman be ne olucaksa olsun dedim. Onun için herşeyi öğrenmeye hazırdım ve kapşonumla kafamı kapatıp koltuğa yasladım. İki büklüm oturuyordum. Ayrıca uykum da vardı. Bunu farketmiş olacak ki radyoya yöneldi. Birden Yalın'ın şarkısı olan Kİ SEN çalmaya başladı. Severdim ve sesini son ses açmak için yöneldim. Oda sevecek ki ellerimiz birbirine çarpmıştı. Uzun bi süre durduktan sonra elini ilk çeken Berk olmuştu. Ama ben son ses açmıştım müziği yinede. İkimizde gülerek söylemeye başlamıştık. Sanırım biz birbirimizi tamalıyorduk. O da öyle düşünse fena olmazdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/34055907-288-k336838.jpg)