BÖLÜM 14

689 24 8
                                    

Medyada = Leyla

Bölüm Şarkısı =Sezen Aksu "haydi gel benimle ol"

   Bazen kendimi bir çiçek olarak düşündüğümde bu koşulsuz "papatya" oluyordu hep. En çok beyazı ama. Bana kendimi hatırlatıyordu. Bugünlere nasıl ulaştığımı, seviyor sevmiyor diye değilde olacak yada olmiyacak diye tek tek  saydığımı hiç unutmam. Ailem beni sevgileri ile büyüttüler hep zaten öyle kalabalık bir aileye de sahip olmadım hiç. Annem babam Özgür abim ve Rabiadan oluşan bir hayatım oldu. Bunun haricinde hayatıma giren insanlar için ne ben öyle çok değerli oldum nede onlar benim için öyle oldu.
Şimdi ise hiç bilmediğim bir yerde tek başıma ve yeterince tanımadığım insanların arasındaydım. Adana'daki hayatımdan daha kalabalık. Burada papatya değildim üstelik DAĞ ÇİÇEĞİ' ydim. Ve ben yazı kışı iklimi belli olmayan bu yerde neler ile karşılaşacağımı bilmeden çıkmıştım bu dağı hemde kendimden izin almamıştım. Mantığım yenilgiyi çoktan kabul ettigi gibi kalbimde galibiyetini kutluyordu. Burası başkaydı çünkü, tamam bende Mardinliydim ama Adana'da doğup büyümüştüm ve zorluk çekeceğim belliydi. Belkide Serhad bunun için bana DAĞ ÇİÇEĞİ demişti. Daha güçlü olmam ve o dağda esecek sert rüzgarlara, yağacak karlara rağmen yinede yeşermeyi becerebilmem içindi. Hayatımı sorguladığım zamanlardan birindeydim yine ve herzaman olduğu gibi yine birşeyler değişecekti çünkü nezaman böyle olsa hep birşeyler değişirdi, iyi veya kötü fark etmezdi. Benimde içimde korkularım vardı. Evet. Rabianın korkması gayet normaldi ama hayat korkarak geçmezdi.

  Güne gözlerimi açtığımda uzun zaman sonra çok güzel bir uyku çektiğimi hissettim. Yataktan çıkıp günlük işlerimi halledip hastaneye gitmek üzere evden çıktım. Evim hastaneye yakındı ama dün babam arabamı gönderdiği için kendi arabam ile geçecektim hastaneye. Arabayı hastanenin otoparkına park ettikten sonra odama gidip iş başı yaptım. İstemsizce gözlerim sürekli Serhadı ararken elimde sürekli telefona gidiyordu. Bir süre sonra telefonum çaldığında beklediğime ulaşmıştım.Serhad arıyordu. "Efendim" diye  daha fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Napıyorsun güzelim?"

" Çalışıyorum. Sen?"

" Bende. Öğlen yemek yeme gelip seni alacağım birlikte yeriz."

"Olur."

"Tamam"

" Başka bir diyeceğin yoksa kapatayım."

"Leyla"

" Efendim"

" Kendine dikkat et."

" Olur ederim. Sende kendine dikkat et."

~~~~~

  Öğle arasına gireli on dakka olmuştu ama Serhad hala ortalıkta yoktu. Ne aramıştı nede gelmişti. Arayıp aramamakta tereddüt etsemde belki unutmuştur diyip telefonu elime aldım. Üç dört bip sesinden sonra açmayacağını düşünürken telefon açıldı. Serhad o sert sesiyle,

" Alo" diyordu. Birşey olmuştu yada kimin aradığına bakmadan açmıştı.

" Serhad" dedim önce sesimi duymasını sağladım." Yemek yiyecektik birlikte gelmeyince bir sorunmu var diye aradım ben." Lafım biter bitmez uzaktan bağırış sesleri doldurdu kulaklarımı. Serhad şuan ne yapıyordu bilmiyorum ama iyi şeyler yapmıyordu belliki ve yemek faslınıda çoktan unutmuştu anlaşılan." Ama galiba sen şuan meşgulsün zaten."

" Leyla" dediğinde benim sesimi duymayı beklemediği ortadaydı "ben yemeği unuttum. Acil bir işim çıktıda akşam telafi ederim ama."  Bu acil iş neydi çok merak etmekle beraber arkadan gelen bağırış sesleri de canımı sıkmıştı.

DAĞ ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin