BÖLÜM 8

874 29 77
                                    

GÜN BATIMI    

Medyada = Sedat

Bölüm Şarkısı = Ahmet kaya 'ne sen leylasın nede ben mecnun'

Evin önüne vardığımızda arabadan tam inecektik ki Serhad

- Elif siz Rabia ile içeri geçin doktor hanım sende öne geç seninle bir işimiz var.

Demişti. Biz Rabia ile bakışırken Elifte şaşırmış olacakki hiç hareket etmemişti. En son Serhadın sinirli bakışlarını üzerinde bulduğunda kekeleyerek tamam abi deyip inmişti. Ardından ben ve Rabiada indiğimizde Rabia bana benden kaçışın yok bakışı atıp içeri girmişti. Bende daha fazla beklemeden ön tarafa geçip oturmuştum. Serhada döndüğümde arabayı çalıştırıp yolu izlediğini görmüştüm.

  Onu tanıdığım kadarıyla ciddi bir insan olduğunu anlamıştım. Özellikle araba kullanırken sadece yola odaklanmaya çalışıyor gibiydi. Bu konuda titiz ve hassas olduğunu anlamıştım ama bu dereceye gelmek için birşeyler yaşamış olmak gerekliydi. Yada ben kafamda kuruyordum bilmiyorum. Yüzünü incelemeye devam ettiğimde sert çizgileri ve boynundaki damarları dikkatimi çekmişti. Zaten yapılı bir adamdı uzun boylu ve kalıplı. Yüzüde tam vücuduna göreydi. Bir anda Serhadın bana dönmesi ile öyle kötü bir duruma düşmüştüm ki yüzüm hemen kızarmıştı. Başımı cama doğru çevirdiğimde Serhad

- Neden öyle bakıyordun?

Diye ima dolu bir soru sormuştu. Hemen kendimi toparlayıp

- Nasıl. Nasıl bakıyormuşum?

Diye konuştuğumda hemen toparlanamadığımı fark etmiştim. İçimden kendime sitemlerde bulunurken aklıma gelen şey ile Serhada dönüp

- Nereye götürüyorsun beni? Bunu cevaplamanı beklediğim için öyle bakıyordum.

Demiştim. İyi toparladığımı düşünüyordum sizce işe yaramışmıdır. Serhada tekrar soran gözler ile baktığımda bana

- Gidince görürsün.

Demişti. Verdiği cevap ile merakım dahada artarken gideceğimiz yere kadar susup camdan dışarıyı izlemeyi tercih etmiştim. Araba durduğunda ikimizde inmiştik. Başımı kaldırıp baktığımda surlara geldiğimizi fark ettim. Serhada döndüğümde ise bana

- Burası gün batımında daha bı güzeldir. Hadi gel.

Diyip önden yürümüştü. Birlikte yukarı çıktığımızda biraz daha yürümüştük. Ardından Serhad yere oturup ayaklarını aşağı doğru sarkıtmıştı. Bende onun gibi yapıp yanına oturduğumda dönüp bir bana birde gösterdiğim cesarete bakmıştı. Şaşırmıştı ama bu şaşkınlığını çok çabuk atmıştı üzerinden.

   Gün batmak üzereydi güneş bütün ihtişamı ile geceye teslim olurken bu anlara böyle bir manzaradan şahitlik etmek çok güzeldi gerçekten. Hava tamamiyle kararmaya başladığında artık gitmeye karar vermiştik. Serhad yerden destek alıp ayağa kalktıktan sonra elini bana uzatmıştı. Önce gözlerine ardından uzattığı ellerine bakıp elimi ona uzatmıştım bende. Elimi tutup çevik bir hareket ile benide kaldırdığında yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe kalmıştı. Sanki ikimizde tutulmuşuz gibi öylece durup birbirimize bakarken hemen kendime gelip geri çekilmiştim. Aşağı inip arabaya bindiğimizde Serhad bana dönüp

- Acıkmışsındır önce yemek yiyelim ardından seni eve bırakırım.

Demişti. Bense daha fazla bu yakınlığı kaldıramayacağımı düşünüp ona

- Elif mesaj atmıştı akşam yemeği için beni bekleyeceklerini söylemişti. Ayıp olmasın şimdi beni eve bıraksan daha iyi olur.

- Ben Elif'i arar konuşurum. Ayıp olmaz.

DAĞ ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin