19-Final

1.6K 107 48
                                    

Final bölümünden herkese keyifli okumalar...

MacDonald göğsüne saplanan hançere eğilip baktı fakat görebildiği tek şey akan kanlardı. Canı yavaşça vücudundan çekilirken o boş gözlerle karşısında duran adama bakıyordu. Ölürken göreceği son şeyin bu adamın yüzü olduğunu asla tahmin edemezdi. Edward yaşlı adamın yaşadığı iç çekişmeyi anlamış gibi ayağa kalktı. Arkasını döndüğünde yere çarpan cansız bedenin sesi tüm salonda yankılandı. Tekrar arkasına bakmadan karısına doğru yürüdü. Kathleen bembeyaz kesilmiş suratıyla yerde yatan adama bakıyordu. Onu bıçaklayanların sıradan haydutlar olduğunu düşünmüştü bunca zaman. Ama asıl azmettiricinin Gareth MacDonald olduğunu öğrenmek genç kızı rahatsız etmişti. Yanına gelip elini tutan genç adama baktı.

-"Şimdi ne olacak?" diye sordu korkuyla.

-"Hiçbir şey olmayacak."

Ama Kathleen hiçbir şey olmayacağından o kadar emin olamıyordu. Kocası bir klan reisini öldürmüştü, evet gerekli bir ölüm olmuştu, olmuştu olmasına ama bir klanın başını öldürmüştü Edward. Askerlerin gelip onu götürmesini istemiyordu. Ondan yine ayrı kalmak istemiyordu.

-"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

Edward karısının gergin sesini duyduğunda ona doğru döndü ve gözlerinin içine baktı.

-"Güven bana, bir şey olmayacak." dedikten sonra söylediklerini desteklemek ister gibi genç kadının elini sıktı. Bu aradan karısının elinde tuttuğu tacı gördü.

-"Bu nedir?" diye sordu meraklı bakışlarını taçta tutarak.

-"Ada takmıştı. Buraya getirildiğimde el koymuşlardı." diyerek tacı kaldırıp gösterdi.

Edward, zarif tacı karısının elinden alarak nazikçe genç kadının dağılmış saçlarının üzerine yerleştirdi.

-"Çok güzelsin." diyerek geri çekildi hafifçe ve karısına baktı özlem dolu bakışlarla.

Kathleen utanarak başını önüne eğdiğinde Edward uzanıp karısının alnına bir öpücük kondurdu.

-"Artık endişelenme. Hiçbir şey olmayacak."

Kathleen başını sallayarak kabul etmek zorunda kaldı. Kocasına güveniyordu.

Edward bu arada Blake'e işaret etmişti. Genç adam dışarı çıkıp bir kaç dakika sonra yanında başka bir adamla Edward'ın karşısına geldi.

-"James MacEvans, MacDonald Klanı'nın yönetimi artık senin."

James MacEvans cevap vermeden önce yerde yatan Gareth MacDonald'ın cesedine ve kız kardeşine baktı. Başını belaya soktuğunu biliyordu. Genç kadına gözlerini dikerek baktı bir süre. Sanki gözleriyle Nena'yı yerin dibine gömüyordu. Bunu fark eden genç kadın utançla bakışlarını yere eğdi.

-"Kız kardeşin Nena MacEvans ve Gareth MacDonald nişanlanmışlar ve tüm bunlardan önce evlilik törenleri yapılmış."

James duyduklarından sonra kardeşine baktı ve;

-"Doğru mu?" diye sordu.

Nena belli belirsiz başını salladı onaylamak için.

-"Tanrım, Nena! Alec ve sen ailemizin yüzünü yere eğmek için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz."

-"Alec öldü, onu suçlamayı bırak artık." diye bağıran genç kadın öfkeyle ayağa kalktı.

-"Evet, aptallığı yüzünden öldü. Senin sonunun da onun gibi olmasını istemiyorsan sus. Ama ölmek istiyorsan kendini bir kılıcın üzerine atmakta özgürsün."

KALBİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin