Aynı günün daha erken saatlerinde yani Kathleen, Mihaela ve Ada'nın idman alanına gittikleri sırada Edward da çalışma odasında önemli bir misafir ağırlıyordu.
-"Kralın adamlarından birinin neden beni görmeye geldiğini anlamış değilim." derken durumdan rahatsızlığını belirtti Edward.
Sör John Harrison ise bu yorumu duymazdan gelmeyi tercih ederek yüzüne oturttuğu mesafeli bakışıyla genç klan beyine baktı. Onu en son çocukken bir kez görmüştü. O zamandan şimdiye uzun bir vakit geçtiğini daha iyi anlayabiliyordu yaşlı adam.
-"Sizinle Kathleen hakkında konuşmaya geldim." diyerek hızlıca konuya giriş yaptı. Uzatmanın veya beklemenin manası yoktu.
Edward ise Kathleen'in adını duyduğunda oturduğu yerde dikleşerek bakışlarını düşman mı yoksa dost mu olacağını birazdan anlayacağı adamın üzerine dikti. Genç adamdaki havanın değiştiğini, daha tehditkâr bir tavır takındığını, Sör John da fark etmişti. Fakat Edward tek kelime edemeden kapı çalmış ve adamlarından biri nefes nefese içeri girmişti. Kaşlarını çatarak adama baktı konuşması için.
-"Lordum, Leydi Kathleen Elsa'yı atış taliminde kullanıyor."
Edward Kathleen'in adını duyduğu an ayaklandı ama adamının kurduğu cümleye anlam getirdiğinde bir an yerinde kıpırdamadan durdu.
-"Ne yapıyor dedin?" diye sordu doğru duyup duymadığını anlamak için.
-"Leydi Kathleen Elsa'ya ok atıyor."
Evet, doğru duymuştu. Sırıtarak koltuğuna oturdu tekrar.
-"Kathleen'in zarar görmediğinden emin olun." diyerek adamı odadan gönderdi.
Odası çalışma sahasını göremiyordu ama karısının eğlendiğinden emindi. Kathleen'in gülümseyen yüzü gözünün önüne geldiğinde bakışları yumuşayan genç adam suratının aldığı ifadeden habersiz aptal âşıklar gibi güldü. Sör John tüm bu ifadeleri gözünü ayırmadan izledi. Aklında ki soru işaretlerinden o anda kurtuldu. Boğazını temizleyerek varlığını genç adama hatırlattı. Edward duyduğu sesle kaşlarını çatarak yüzünde ki aptal ifadeyi yok etti. Adamı gelmeden önce ki hiddeti katlanarak artmış gibi karşısında oturan yaşlı adama baktı.
-"Kathleen ile ilgili benim bilmeyip sizin bildiğiniz ne olabilir?" diye sordu sakin bir sesle. Ama yüzü öfkesinden dolayı adeta çarpılmış gibiydi.
Sör John ise gülerek, "Oh, bunu bilemezsin evlat." demiş ve keyifle koltuğu yaslanmıştı.
-"Sizi dinliyorum o halde." diyen Edward da Sör John'u taklit ederek oturduğu koltukta rahatça geri yaslandı.
Sör John nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Anlatacağı şeyler Kathleen için iyi mi olacaktı emin değildi.
-"Kathleen'in babasının kim olduğunu biliyor musun?" diyerek konuşmaya başladı.
Edward kendini duymaya hazırladığı şeylerden tamamen farklı olarak gelen bu soruyla bir an için boş gözlerle yaşlı adama baktı. Ama kendini hızlıca toparlayarak soruyu yanıtladı.
-"Bilip bilmememin sizi ilgilendirmediğini düşünüyorum."
-"Tahmin ettiğin bir şeyler var öyle değil mi?"
-"Tahmin ettiğim şeylerin size yarar sağlayacağını sanmıyorum."
-"Herhangi bir çıkar ya da fayda sağlamak amacıyla burada bulunmuyorum genç adam. Bilmediğin şeyleri öğrenmeni ve ona göre duruş almanı sağlamak için buradayım."
Edward yavaşça sinirlendiğini hissediyordu ama bu adamın ağzından ne gibi saçmalıklar dökeceğini de duymak istiyordu. O yüzden sakin kalmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ SEN
Ficción históricaKabul edilmediği bir yerde yaşayan Kathleen Anderson ölümün ucundan döndüğünde artık görünmeden yaşayamayacağının farkına varır zorda olsa. Edward MacKenzie ise hiç tanımadığı bu kadını koruması altına alırken hayatında neler değişeceğinin henüz far...