Kathleen gözlerini açtığında onu uyandıran sesin cama vuran yağmur ve rüzgârın sesi olduğunu fark etti. Doğrulup pencereye doğru baktığında karanlık gökyüzü saatin ne kadar erken olup olmadığını anlamasına yardımcı olamamıştı. Rüzgârın uğuldayan sesiyle tekrar uzandı. Kalın yorganın altına girerek yanında huzurla uyuyan kocasına döndü. Edward ne uğuldayan rüzgârın sesini ne de cama vuran yağmurun tıpırtısını duymuştu. Derin nefeslerle uyuyordu. Genç adama doğru, onu uyandırmamaya çalışarak, yavaşça yaklaştı. Yorganın altında duran eline uzandığında Edward sanki uyanıkmış gibi Kathleen'in elini kavradı ve kendine doğru çekti. Genç kadın buna hafifçe gülümseyerek başını kocasının omzuna dayadı.
Edward neredeyse bir haftadır Kathleen uyuduktan sonra geliyordu odaya. Sabahları da yine genç kadın uyanmadan kalkıyor ve gidiyordu. Kathleen bu durumdan hoşlanmasa da Edward'a şikâyet edemezdi. Kathleen Edward'ın odaya geldiğini ona sarılan kolları hissettiğinde anlıyordu. Bir kaç defa genç adamı beklemiş ve onun yorgun yüzünü gördüğünde oldukça üzülmüştü. Ona yardım edebilecek bir durumda değildi. Uzaktan izlemekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Nena MacEvans, Edward ve MacKenzie Klanı için problem teşkil ediyordu.
Genç MacEvans'ın odalarına girmesinin üzerinden çok zaman geçmemişti fakat Edward'ın çözüme ulaşmayan sorgulamaları ve cevapsız kalan sorularıyla öfke her gün biraz daha bedenine işleniyordu. Kathleen bunu görebiliyordu ama buna herhangi bir çözümü yoktu. Şimdi bile onu rahatlatabilmek için elini tutmaktan başka bir şey yapamıyordu. Başını hafifçe kaldırarak kocasının yüzüne baktı. Uyurken bile çatık olan kaşları biraz olsun düzelmiş gibiydi. Boştaki elini kaldırarak genç adamın çatık kaşlarına götürdü parmaklarını. Yavaşça dokunarak düzelmelerini sağladı ve yüzüne yayılan rahatlık onu da rahatlattı. Başını tekrar eski pozisyonuna getirerek gözlerini kapattı. Uykuya dalması çok zor olmadı genç kadının.
Hava aydınlandığında bu sefer Edward gözlerini açmıştı. Karşı duvara dayalı saate kısa bir bakış attıktan sonra kollarının arasında uyuyan karısına döndü. Genç kadının yüzünde gördüğü huzur Edward'ın kalbini hızlandırıyordu. Bir süredir o uyuduktan sonra odaya geliyordu ve bu durum artık canını sıkmaya başlamıştı. Her akşam Kathleen'e sarılıyor, yüzünün her yerini öpmeden uykuya dalamıyordu. Sabahları da yine ondan önce uyanıyor ve bir önceki gün yarım kalan sorgusuna devam etmek için zorlukla Kathleen'den ayrılıyordu. Bu sabah zindana inmeyecek karısının kollarının arasında oluşunun tadını çıkaracaktı. Gözlerini kapatarak daha çok sarıldı genç kadına. Nena MacEvans bugün yalnız kalacaktı.
Fakat kapının aniden yumruklanmaya başlamasıyla Edward'ın istediği huzur ortamı bozulmuştu. Kollarının arasında uyuyan karısı çıkan yüksek sesle sıçrayarak uyanmış ne olduğunu anlayabilmek için etrafına bakınıyordu. Edward ise yattığı yerden hafifçe doğruldu ve sonra da kollarını Kathleen'den çekerek yataktan indi. Uzun adımlarla kapıya vardığında öfkesi gözle görülebilecek düzeye gelmişti. Hızlıca kapıyı açmış, Alex'in şaşkın, ne yapacağını bilemeyen suratıyla karşılaşmıştı.
-"Kapımın neden bu şekilde yumruklandığını öğrenmek istiyorum, mantıklı bir açıklamayla!"
Alex ise konuşmak yerine yataktan çıkan Kathleen'e baktı. Sonra tekrar Edward'a döndü.
-"Özür dilerim efendim ama aşağı gelmeniz gerekiyor."
-"MacEvans mı kaçtı?"
-"Hayır lordum."
-"Daha önemli ne olabilir?"
-"Leydim ile aşağı gelmelisiniz."
Kathleen o arada sabahlığını giymiş halde Edward'ın arkasından kapıya yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ SEN
Ficción históricaKabul edilmediği bir yerde yaşayan Kathleen Anderson ölümün ucundan döndüğünde artık görünmeden yaşayamayacağının farkına varır zorda olsa. Edward MacKenzie ise hiç tanımadığı bu kadını koruması altına alırken hayatında neler değişeceğinin henüz far...