9. Bölüm

183 32 39
                                    

BİR YIL İKİ HAFTA

Kusursuz, kömür karası bir Aston Martin Ulusal Seul Hastahanesi’nin önüne çekildi ve şoför koltuğundan Doktor Kim Seokjin, ona özel dikilmiş, beyaz ceket, siyah gömlek ve inci pembesi bir kravat, siyah kumaş pantolon oluşan pahalı bir Yves Saint Laurent takım elbise ve bir o kadar pahalı görünen parlak italyan ayakkabılarıyla inip anahtarı kapıdaki valeye bıraktı.

Hublot marka altın bir saati taşıyan bileğini kıvırdı ve saati kontrol etti lobiye girmek için adımlamaya başlamadan önce, saçı geriye doğru taranmış ve alnı ortaya çıkmıştı. Girişteki güvenliğe gülümseyip ‘Günaydın, iyi çalışmalar’ dedi, eğilerek binaya girip çıkan hastaları selamladı onları yerinde bir espri anlayışıyla birlikte ‘bir daha asla görmemeyi’ dilerken. Bazı hastaların onu sohbet etmek, bir sonraki kontrollerinin ne zaman olacağını sormak için durdurduğu bile olmuştu.

Hastahanenin ana lobisinin mimarisine bakılacak olursa, girdiğinizde sizi modern ve pahalı bir alan karşılıyordu. Krem rengine boyanmış duvarlara siyah ve altın renklerinde geçişleri olan kemik rengi mermer zemin eşlik ediyordu. Yüksek tavanın tam ortasından altın bir avize sarkıyordu ve spiral merdivenler ikinci kata uzanıyordu. Parlak siyah bir asansör merdivenlerden yalnızca birkaç adım uzaktaydı. Danışma ise aynı kemik rengi mermerle kaplıydı ve bu mermerin her iki yanında, beyaz saksının içinde eğrelti otu duruyordu. Danışmanın arkasında ise kalın ve büyük puntoda, parlak bir altın renginde ‘ULUSAL SEUL HASTAHANESİ’ yazıyordu.

Hastahane, bir hastahaneden ziyade bir otel lobisine benziyordu.

Parlak sarı bir renge ve uzun bir damla şekline sahip bir bayrağa yapılan lacivert baskıda ‘Ulusal Seul Hastahanesi-Başarı ve Prestijde 10 yıl’ yazıyor, hemen altında ise Yıllık Değerlendirme’lerde kendi alanında derece yapan doktorların isimleri yer alıyordu.

Jeon Jeongguk-Anestezi

Kim Seokjin-Kardiyoloji

Park Minyoung-Genel Cerrahi

Lee Jiwoo-Nöroloji

Jeon Jeongguk listenin en tepesindeydi. Ulusal Kanal’ın ikonik isimlendirmesine göre “Kore Başkanı’nın Apandisit Ameliyatı” sayesinde hastahanede Anestezi bölümü başkanı olmuştu. Tam o sırada, bahsi geçen Anestezi uzmanı Seokjin’i telaşlı bir şekilde acil servisine doğru itiyordu.

“Nasıl dünyadaki tüm zamana sahipmiş gibi yürüyebiliyorsun?!” diye çıkıştı Jeongguk dengesini kaybetmiş ve dehşete düşmüş bir şekilde. Saçı her türden yöne saçılmış, göz altlarındaki torbalar iyiden iyiye kendini belli eder olmuştu. “Bir metro kazamız var! Kırmızı alarm! 30 yaralı var ve durumlarını tespit edip önce kimin ameliyata alınacağına ve hangilerinin beyin ölümünün gerçekleştiğine açıklık getirmemiz gerek!”

Bu Seokjin’i harekete geçirmeye yetmişti.

“Yeşil minör yaralanmalar, kırmızı ameliyat, siyah ölü demek! Unutma!” dedi Jeongguk omzunun üzerinden, üzerindeki doktor önlüğü o Acil denen cehennem yerine koştukça arkasında dalgalanırken.

Sanki Seokjin unutacakmış gibi. Bazen, Jeongguk onu hafife alıyordu. Daha önce daha ciddi vakalarla, hatta daha yüksek sayıda ölü ile başa çıktığı olmuştu. Ancak hayat gerçekte ne kadar ironikti. Biri gözlerini dünyaya açıyor ve ilk nefesini ciğerlerine çekiyordu diğeri son nefesini verirken. Saat daha sabah dokuz bile değildi ve havada şimdiden ölüm vardı. Seokjin başını sıkıntılı bir şekilde salladı ve kaosa doğru adımlamaya başladı.

Kanın metalik kokusu, ter ve göz yaşlarının sesi Seokjin Acil’e girerken onu adeta kurutuştu. Alışmıştı aslında. Aynı hastahanede, aynı bölümde yıllarca çalıştıktan sonra onu ürkütecek hiçbir şey kalmamıştı. Her yerde yaralı insanlar vardı ve tıbbi yardım ihtiyacı ile her köşede inliyorlardı. Tam bir kargaşa.

Painite Sorrel | YOONJIN (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin