BABALARIM BÖLÜM 1

8.7K 125 12
                                    

İzlediğim film'in etkisinden hâlâ çıkamamıştım. Film, iki eşcinsel gencin çocuk sahiplenmesi ve ona bakıp büyütmeleriyle alakalıydı. Babalık duygularım ağır bastı o an, keşke bir çocuğum olsa diye düşündüm. Fakat bu imkânsız çünkü bende eşcinselim ve iki erkeğin çocuk yapması hiç olağan birşey değil. Yanımdaki sevgilime döndüğümde onunda benden farksız bir şekilde büyülenmişçesine ekrana baktığını gördüm. Ah size, bizi tanıtmadım kusuruma bakmayın ben Mert daha önceden de dediğim gibi eşcinselim sevgilimin adı ise Kıvanç kendisi gayet yakışıklı ve iyi kalpli bir insandır. Bence bu kadarı yeterli olacaktır zaten zaman geçtikçe bizi daha iyi tanıyacaksınız Sevgilimin bir süre o eşsiz yüzünü izledim o ise şaşkın bakışlar ile biten filmi. En sonunda konuşmayacağına kanaat getirdikten sonra ağzımı aralayarak ben konuşmaya başladım.

"Acaba bizde mi çocuk sahibi olsak?"

"Nasıl olucak o iş sen mi doğurucaksın?" Dedi sesindeki alay ile.

"Ben sana illa doğuralım demiyorum ki, hâli hazırda doğurulmuş bir çok çocuk var zaten"

"Ne? Anlamadım açık konuş."

"Diyorum ki yarın hemen gidip sahiplenelim. Olmaz mı?"

"Mert çocuk bakmak sorumluluk getiren ve zahmetli bir iş sen bunu yapabileceğimizden emin misin?"

"Hemde hiç olmadığım kadar."

"Bak bunu daha sonradan detaylı bir şekilde konuşuruz."

"Ama-"

"Mert lütfen bunu sonra konuşalım"

"Tamam uyuyalım mı?"

"Peki hadi gel odamıza gidelim" dedi ve beni kolumdan çekelemeye başladı. Odamıza geldiğimizde hiç beklemeden kendimi yatağa attım. Kıvanç'da yanıma yerleşip bir an üzerime eğildi ben iyi geceler öpücüğü vericek sanıp dudaklarımı büzüp, gözlerimi kapattım. Ama o yanımdaki gece lambasını yaktı. Koca adamlar olmamıza rağmen neden gece lambası kullandığımızı merak etmekte haklısınız. Şöyle açıklayayım benim karanlık fobim var ve karanlıkta kalınca kendimi iyi hissetmiyorum hatta kriz denilebilecek kadar çok kötü oluyorum o yüzden gece lambası kullanıyorum. Ben hâlâ dudaklarım iki metre önde bir öpücük beklerken o uyudu. Zaten ne bekliyordum ki klâsik Kıvanç işte. Neyse diyerek düşüncelerimden ayrıldım ve kendimi uyukunun kollarına bıraktım.

*
*
*
*
*
*
(Ertesi gece)  Zeynep' den

Odamda otururken birden annem ve babamın bağırış seslerini işittim. Bu zaten normal halleri diyerek birşey yapmadan oturmaya devam ettim. Ta ki bir silah sesi ve annemin son çığlığını duyana kadar. Hemen yatağımdan kalkıp salona baktığımda babamın elinde bir silah, annemi ise yerde kanlar içinde gördüm. Babam bir süre beni fark etmedi, ama o sürenin sonunda bana baktığında gözündeki saf siniri ve nefreti gördüğüme yemin edebilirim. İçimden bir ses kaç kurtar kendini diyor ama o sese uymalı mıyım? Sizce babam, düzeltiyorum öz babam bana zarar verir mi? Yavaş yavaş yürüyerek üstüme gelirken ağzının içine
"Sen benim kızım değilsin anan gibi ölmeyi hak ediyorsun" dedi. Ve o an sorumun cevabını aldım. Evet, zarar verir' kaç kurtar kendini Zeynep, arkana bakmadan kaç' diyen iç sesime uyarak arkama bakmadan evden çıktım. Bir süre koşturduktan sonra yardım bulurum umuduyla ana yola çıktım. Ama yol bomboştu hiçkimse yoktu. Bir köşeye oturup dinlenirken aklıma dank eden şey birden ayağa fırladım ve saçlarımı yolarak boş yolda volta atmaya başladım. Aman Allahım babam annemi öldürdü BABAM ANNEMİ VURDU VE BELKİDE ANNEM ŞU ANDA ÖLDÜ AMA BEN YİNE BENCİLLİĞİMİ KONUŞTURARAK KENDİMİ KURTARMAK İÇİN KAÇTIM. Ne yapmalıyım? Geri dönemem. Ne yapacağım NE YAPACAĞIM? Yolun ortasında delirmiş gibi ağlayarak bir o yana bir bu yana yürüyüp duruyordum ki bir araba bana çarpacakken  son anda durdu. Arabadan iki yakışıklı ve uzun boylu adam indi. Karanlık yüzünden sadece gözlerinin rengi belli olmuştu. Biri mavi gözlü diğeri ise koyu kahve gözlüydü. Mavi gözlü adam yanıma gelerek birşeyim olup olmadığını kontrol etti. Bense salak gibi kekeleyerek olayı anlatmaya çalışıyor ve belki yardım ederler umuduyla yardım istiyordum.

"Lü-lü-tfen ya-ya-yardım e-edin. Annem babam onların yanına gidelim"

"Kayıp mı oldun?"

"Hayır annem ölmüş olabilir lütfen yardım edin lütfen ne isterseniz yaparım ama önce annemi görmeliyim lütfen"
Mavi gözlü adam kaşlarını çatıp bir bana bir de yanındaki adama baktı sonra arabayı göstererek"atla" dedi. Arabaya bindik ve benim yarım yamalak yol tarifim ile en sonunda evimizin önünde durduk. Evimin önünde bir polis arabası ile bir ambulans vardı. Kalabalığı zorda olsa geçip evimizin kapısına baktım. Polisler babamı tutuklamış götürüyorlardı. Ve ardından annem. Onu da fermuarlı birşeyin içine koymuş öyle götürüyorlardı. Ne ki bu? Umarım düşündüğüm şey değildir. Hayır olamaz. Hayır annem. Bir komşunun yanıma gelip "başın sağolsun kızım" demesi ile kendimi kaybettim. En son hatırladığım şey haykırışlarım ve koca bir karanlık.

Çok saçma oldu farkındayım ama bu benim yazdığım ilk kitap eğer beğenilmezse kaldıracağım zaten ve son olarak yazım yanlışlarına elimden geldiğince dikkat etmeye çalıştım ama yinede bir kusur varsa affola.

BABALARIM [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin