aşk bu dünyaya gönderilmiş nefes almayan ama en çok nefes aldıran şeydir. aşk bazen can yakıcı, bazen ise kafa karıştırıcı olabiliyordu. ama günü gelince aşk hem mutlu hem umutlu yapıyor insanı.aşkı aramak saçma değil midir? aşk gibi tutulamayan bir şey aramak aptalca geliyor. aşk seni seçer sen aşkını seçemezsin. keşke seçebilsek öyle değil mi?
öyle kırık öyle paramparçayken aşk seni sarar, kendi yaptığı yaraları sarabilir aşk. acımasızca kalbine konup orayı ele geçiren bu duyguyu nasıl tanımlarım ki? nedensizce, amaçsızca, karşılık beklemeden, her yaptığı şeyi onaylayarak, her şekilde onu mükemmel görmek değil midir aşk?
...
Jungmin yeni kardeşi için aşırı derecede heyecanlıydı, Minjung'un ondan aşağıda kalır bir yanı yoktu. bunu ilk öğrendiklerinde Jimin'in karnına yapışmışlardı, Jungkook ise içinden şu cümleyi geçirmişti.
'şuna baksana Jeon Jungkook, üç çocuk babası oldun ve mükemmel bir eşin var'Minjung kardeşinin gelmesiyle fazlaca mutluydu ikide bi Jimin'in karnını öpüyor ve sarılıyordu. Jimin buna kıkır kıkır gülüyordu, oğlunun böyle heyecanlı olması onu sevindirmişti.
düğün tarihini 2 hafta sonrasına almışlardı her şey hazırdı, mekan, kıyafetler, canlı müzik yapacak olan keman ve çello takımı, piyanist, davetiyeler her şey hazırdı.
öyle ki Jimin şu an damatlığını giymiş Jungkook'un onu almasını bekliyordu. bi kaç dakika önce kızı ve oğlu odadan çıkmış aşağı inmişti tek ihtiyacı olan şey eşiydi şu an. Jimin boy aynasından kendine bakıp gülümsedi. ardından kapının yavaşça açılmasıyla birlikte önüne döndü.
Jeon Jungkook siyah smokin içinde çok ateşli duruyordu. lanet olsun o kadar nefes kesiciydi ki onu dışarı çıkarmayacaktı.
"Jimin"
Jimin gülümsedi
"Jungkook"
Jungkook adım adım sevgilisine yavaşça yaklaştı, tam önünde durup dudaklarını öptü geri çekilip yavaşça saçlarını okşadı.
"çok güzelsin sevgilim"jimin sevgilisinin sözlerine gülümseyip yavaşça alt dudağını dişleri arasına sıkıştırdı. Vita hala bu ufak iltifatlardan etkileniyordu zira Jeon Jungkook etkilenilebilecek bir Deltaydı.
Jimin yavaşça kafasını kaldırıp gözlerini Jungkook'un sevinçle parlayan gözlerine çevirdi.
"yıllar önce bebeklerimiz doğmadan bir iki ay önce bana ne zaman evlilik teklifi edeceğini düşünüyordum. sonra bebeklerimiz geldi ne yazık ki evlenme teklifimi alamadım. ama şu an öylesine mutluyum ki Jungkook, sen benim Deltamsın sen benim eşimsin, ruhumun eşisin, bedenimin sahibisin."
Jungkook vitasının iki dudağının arasınsan çıkan cümlelerle fazlaca duygulanmış, vitayı hemen kolları arasına almıştı.
Jungkook aşıktı, öylesine aşıktı ki sevgilisine gözleri kör olsa yine sevgilisini görecek kadar aşıktı.
dudaklarını biricik eşinin alnına bastırdı, ufak öpücük Jimin'in tenine bir ödül gibi bahşedilmişti.
"hadi artık aşağı inelim"
Jimin kafa sallayıp Jungkook'un koluna girdi Jungkook ilk adımı atınca Jimin de peşinden geldi.
uzun merdiven yolunu daha da uzatarak maksimum düzeye çıkarmışlardı nikah süresini. aşağı indiklerinde sevdikleri arasınsan kopan alkış, gözlerini doldurmuş, suratlarını güldürmüştü her ikisinin.
nikah masasına ulaşan bedenler, papazın konuşmasına başlamasını beklemişlerdi.
"adınız soyadınız"
"Jeon Jungkook"
"Park Jimin"
(yasal olarak hala Park)
"siz Park Jimin benden sonra tekrar edin"
Jimin yavaşça kafa sallayıp papazın sözlerini bekledi
" ben Park Jimin, Jeon Jungkook'u hastalıkta sağlıkta, varlıkta yoklukta sevip eşim olarak kabul edeceğime yemin ediyorum"
Jimin sevgilisinin ellerini sıkı sıkı tutup uzun cümleyi gözlerine bakarak tekrar etti
"ben Park Jimin, Jeon Jungkook'u hastalıkta sağlıkta, varlıkta yoklukta sevip eşim olarak kabul edeceğime yemin ediyorum"
koca bi alkış kopmuş aynı hızla sönmüştü papaz Jungkook'a döndü
"siz Jeon Jungkook benden sonra tekrar edin"
Jungkook jimin'in ellerini sıktı
"ben Jeon Jungkook, Park Jimin'i hastalıkta sağlıkta, varlıkta yoklukta sevip eşim olarak kabul edeceğime yemin ediyorum"
Jungkook alt dudağını yalayıp yavaşça sarıya dönen gözlere bakındı, emindi gözleri kırmızı olmuş etrafındakileri korkutuyordu, oysaki ne kadar naif bakıyordu kan kırmızı gözler Jimin'e.
"ben Jeon Jungkook, Park Jimin'i hastalıkta sağlıkta, varlıkta yoklukta sevip eşim olarak kabul edeceğime yemin ediyorum"
papaz son cümlesini söyledi
"bende sizi yüce tanrı önünde karı koca ilan ediyorum eşinizi öpebilirsiniz"
Jimin bu anı bekliyormuş gibi gülümseyip kollarını Jungkook'un boynuna sıkıca doladı. Jungkook'un kolları Jimin'in belini, dudakları dudaklarını buldu.
kısa ve öz bi öpücük birbirilerine olan yeminlerini temsil etti o an. arkadan gelen uzun alkış sesi kesilince yavaşça ayrıldı ikili birbirinden.
"seni çok seviyorum"
"seni çok seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rojo
Fanficilk bölümlerde noktalama işaret yok, yaz tatilinde halledeceğim, ona göre okursunuz. ✨#ukemin birincisi✨ New York'ta yaşayan en büyük silah satıcısı olan Delta Safkan Jeon Jungkook bütün devletlerden her şeyden ve herkesten güçlüydü Arkadaşları il...