Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.Orhan Veli
Yatağın üstüne oturmuş, birkaç saat önce arka bahçede yaptığımız kına gecesi sırasında Aslı'nın zoruyla ellerime sürülen kınaya baktığım sırada kapım iki kez tıklatıldı. Hemen ardından açılan kapının aralığından Aslı sadece başı görülecek şekilde boynunu uzatıp, gözlerimin içine bakmıştı.
"Gelebilir miyim?" diye sordu, kısık sevimli bir ses tonuyla.
Bu gözlerimi kısmama, hemen ardından da başını kapı aralığından uzatmış bana kocaman açtığı gözleriyle bakan Aslı'ya şüphe ve merak dolu gözlerle bakmama neden oldu.
Aslı odama girmek için ne zamandan beri izin ister olmuştu? Ve o her zaman iki sokak öteden dahi duyulabilecek olan sesi, neden böylesine kısılıp bi o kadar da kibarlaşmıştı?
Bu soruları bir kenara bırakıp içeri girmesi için başımı onay verir şekilde bir kez salladım.
Aldığı onayla birlikte Aslı içeri hızla girmiş, girmekle de kalmayıp sol kolunun altına sıkıştırdığı yastığımla birlikte yatağıma da bir güzel kurulmuştu.
Aslı'nın bu çocuksu hali çocukken yastıklarımızı tıpkı şimdi Aslı'nın yaptığı gibi koltuklarımızın altına alıp abimin odasına uyumak için gittiğimiz zamanları anımsamama neden olmuştu.
Abim kapının aralığından kendisine sevimli bakışlar attığımız suratlarımıza hiç kıyamaz, çoğu zaman hiç istemiyor olmasına rağmen bizi her defasında içeri alırdı. Gece lambasının tavana vurduğu ışığının altında bize hiç usanmadan uydurduğu ancak iki de bir birimizin sorusuyla bölünen, çoğu zaman sonunu dahi duyamadan uyuya kaldığımız hikayelerini anlatırdı.
Kuşkusuz hayatımızda en mutlu olduğumuz anlar, abimin kollarının altına girip tavanda oynaşan şekilleri izlerken anlattığı hikayeleri dinlediğimiz o zamanlardı. Ancak büyürken birçok şeyi geride bıraktığımız gibi bunu da geride bırakmak zorunda kalmıştık.
Oturduğum yerden kalkıp Aslı gibi pikenin altına girdiğimde, yine onun yaptığı gibi pamaklarımı karnımın üstünde birbirine doladım.
Şimdi ikimiz de sırtüstü uzanmış, düşünceli bakışlarla koyu laciverte boyanmış, üstünde karanlıkta parlayan yıldızların olduğu tavanı seyrediyorduk. Oysa Güneş gitmeden önce tavanımdaki yıldızları değil, onun bana hediye ettiği gece lambasının tavana vurduğunda oluşturduğu şekilleri izlerdim her gece.
Bugün ne de çok geçmişi yad etmiştim böyle. Eskiye dair hatıraları anımsamak beni her zamanki gibi sessizleştirmişti. Belki de bitmek bilmez şekilde konuşma kabiliyetine sahip Aslı'da bu yüzden susmuştu. Yine de O, benden daha cesur olacak ki geçmişten şimdiye dönüp aramızda sürüp giden sessizliği konuşmaya başlaması ile bozdu:
"Sence becerebilicek miyim Dünya?" dedi tuhaf bir ses tonuyla.
Aslı'nın yaptığı gibi yan dönüp, kolumu başımın altına sıkıştırdım. Korkunun, heyecanın, umudun, telaşın oynaştığı Aslı'nın suretine bakarken onun ne demek istediğini anlıyordum. Bu yüzden aklının bu düşüncelerden uzaklaşabilmesi için onunla biraz uğraşmanın daha doğru olacağına karar vermiştim.
"Kesin bir şey söyleyemem. Sonuçta ne kadar çekilmez, bi o kadar da deli dolu ve çenebaz biri olduğunu ikimiz de biliyoruz" dedim onunla uğraşmak için.
![](https://img.wattpad.com/cover/286278415-288-k626735.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIM ÇİÇEK AÇTIĞINDA (GÜZEL SEVEN ADAMLAR SERİSİ 1 )
RomanceWattpadRomenceTR Romantizm ve Komedinin Ortak Durağı adlı listesinde. 🦋🦋 Güneş, Dünya için ilk kalp atışı demekti... Kirpiğinin ucunda asılı duran gözyaşıydı... Çocukluktu. Gençlikti. Dündü. Bugündü. Yarındı... Ama Güneş bu hayatta en çok, canın...