Kendi kendime mırıldandığım küfürle tekrar Koray'a döndüm.
Ortamdaki gergin sessizliği bozarak kapıya doğru yürüdü.
"Hoşgeldin Korkut. Biz de şimdi bitirdik." diyip bana dönüp güldü.
Koray'ın gülen yüzünün aksine Korkut ona ters ters bakıyordu.
Hemen çantamı kapıp ben de kapıya gittim.
"Çok sağol Koray. Görüşürüz yine." diyip mahçupça gülümsedim. Anlayışla başını salladı.
Binadan çıktığımızda Korkut sonunda konuşabilmişti.
"Aranız baya iyi sanırım." Ellerini cebine koyup omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Evet iyidir." diyip uzatmadım. Kardeş gibiyiz diyip açıklama yapmak istemiyordum. Önüne gelenle flört eden biri olmadığımı anlamış olması gerekiyordu.
Odamda yaşadığımız şeyden sonra hiç o konu hakkında konuşmamıştık.
Sanırım Korkut'un bu konu hakkında pek konuşmaya da niyeti yoktu. Koray yüzünden epey gergindi. Ama arkadaş olduğumuzu bilmesi gerekiyordu.
Ee arkadaş olduğumuza göre kıskanacağı bir durum da yoktu.
5 dakikadır boş boş yürüyorduk.
Daha fazla dayanamayıp sessizliği bozdum.
"Ee naptın bugün?"
Ellerini her gün bir başkasını giydiği spor ceketlerinden birine soktu. "Derse girdim sadece. Oldukça sıkıcı bir gündü."
"Anladım. Biz de Koray'la çalışmalara başladık. Aslında hiç umudum yok ama sırf bir kere söz verdim diye geldim işte. Yoksa ben kim yarışma birincisi olmak kim." dedim olduğum yerde sallanarak. Biraz daha cilveli konuş Leyla yumuşar belki ha.
"Belki birinci olursun niye bu kadar olumsuz bakıyorsun ki? Koray zaten baya yetenekli belli ki."
Anladım Korkut kıskanıyorsun ama onunla arkadaş olduğumuzu söyleyip içini rahatlatmıycam üzgünüm.
"Önemli olan sonucun nasıl olduğu. Koray yetenekli olsa bile işe yaramayabilir yani. Neyse ya daha yeni başladık belki de bir ümit doğabilir." dedim omuzlarımı silkerek.
"Evet sen en iyisi sadece çalışmana odaklan." diyip telefonunu cebinden çıkardı.
Bir 5 dakika daha telefonla ilgilenmeye devam etti.
Allah aşkına onun telefona bakmasını izlemek için mi çağırmıştı beni.
Sitemle söylendim.
"İşin varsa gideyim ben."
Göz ucuyla bana bakıp telefonda bir şeyler yazmaya devam etti.
"Heey sana diyorum. Benimle ilgilenecek misin artık?" dedim kolunu tutup onu durdurarak.
"Ne yapıyım Leyla sen söyle. İşim var 2 dk mesaj yazdırmadın." dedi ve telefonu cebine koydu.
"Mesaj yazmandan bahsetmiyorum." dedim kafamı sağa sola sallayarak. "
"Seni almaya gelicem dedin ağzından tek kelime çıkmıyor. Sanki ben zorla çağırmışım gibi davranıyorsun." dedim aksi bir şekilde.
"Hiç de öyle davranmıyorum. Abartıyorsun şu an."
"Tamam sen kabullenmemeye devam et ben eve gidiyorum."
Ani bir kararla eve gideceğimi söylemiştim. Gayette haklıydım. Koray'ı kıskanmasına gerek yoktu. Ha kıskandıysa bile bu kadar uzatmasına hiç gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yeni Fotoğraf
Teen Fictionİddia sonucu aşık olduğu çocuğa her gün vücudunun fotoğrafını atan Leyla, Ve onun kim olduğundan habersiz Korkut. Bakalım aşk onları nasıl birleştirecek? *** Hikaye yarı textingdir.