6# Şişman Hanım'ın Kaçışı

1.3K 125 36
                                    

KSKS kısa sürede herkesin favori dersi haline geldi. Profesör Lupin'in sonraki dersleri de en az ilki kadareğlenceliydi. Kırmızı Kafa'ları görmüşlerdi.Ardından ise Kappa'ları. Sihirli Yaratık'ların Bakımı en sıkıcı geçen derslerden biriydi. Malfoy olayından sonra Hagrid kendine güvenini kaybetmişti. Pıtırkurtlar'a nasıl bakacaklarını sıkıcı sıkıcı anlatıyordu. Cassy kenara geçip geçen yılların ders kitaplarını kurcalıyor açığını kapatmaya çalışıyordu. Harry, Oliver Wood ve Gryffindor Quiddich takımıyla antremanlara başlamıştı. Bir gün o üşümüş ve kaskatı kesilmiş halde Ortak Salon'a dönerken Cassy de Dumbledore ile son özel dersinden çıkmıştı. Salon'da bir heyecan vardı.

"İlk Hogsmeade haftasonu: Ekim sonu, Cadılar Bayramı." diye açıkladı Cassy yorgunca. "Biraz önce büyükbabam söyledi. Merak etme bende gitmiyorum." dedi. Harry şaşırdı. "İyi de Dumbledore sana neden izin vermedi?"

"Babamın azılı bir katil olduğu gerçeğinin yarattığı tehlikeden dolayı." diye açıkladı Cassy. O ve Harry şöminenin hemen dibine çökmüşlerdi. Kimse onların farkında değildi.

"Üzüldüm." dedi Harry.

"Evet, ben de..."

***

Cadılar Bayramı Sabahı Harry ve Cassy herkesle birlikte sabah erkenden uyandı. Moralleri feci halde bozuk kahvaltıya indiler.

"Size Balyumruktan bir sürü şekerleme getiririz." dedi Hermione.

Ron ve o evcil hayvanları yüzünden sürekli tartışıyordu ama şuan bunu unutmuş hayal kırıklığına uğramış arkadaşları için bir araya gelmişlerdi.

"Merak etmeyin," dedi Harry. "Ben iyiyim. Her neyse Cassy ile Darkson'un yılanını vereceğiz. Gitmeden ona yetişmeliyiz. Hadi Cassy." diyerek hızlı bir bahane üretti Harry. Aslında haklıydı da.

Cassy ile birlikte zindanlara inen merdivenlerde ikisi de hiç konuşmadı.

"Cassy?" diye sordu David.

"Ah, selam David. Moya artık tamamen iyi. Onu getirmiştim de." dedi Cassy zoraki bir gülümsemeyle.

Moyayı ona doğru uzattı. David yılanını özlemle aldı. Moya onun yüzüne hamle etti. Ağzını çocuğun yanaklarına değdirdi.

"Ben de seni çok özledim kızım." dedi David sevgiyle yılanını öptü öptü öptü.

"Neyse Hogsmeade'e geç kalacaksın hadi." dedi Cassy.

"Siz gelmiyor musunuz?" diye sordu David kaşları çatık.

Harry başını iki yana salladı, Cassy'i kolundan tuttu ve ikisi de oradan uzaklaştılar.

***
Cassy ve Harry hariç bütün okul Hogsmeade'deydi. Öğretmenlerin çoğu da gitmişti. İkisi de kararsız kararsız okulu dolaşırlarken "Harry? Cassiopeia? Burada ne yapıyorsunuz? Ron ve Hermione nerede?"

"Şey Hogsmeade'deler." dedi Harry.

"Neden içeri gelmiyorsunuz? Bir sonraki dersimiz için bir Garkanez getirdiler."

"Bir ne?" diye sordu Cassy Lupin'in arkasından içeri girdi. Kocaman bir akvaryumun içinde  küçük,sivri boynuzları bulunan pis yeşil renkli bir yaratık cama yapıştırdığı uzun parmaklarını açıp kapıyordu.

Lupin Garkanez'i düşünceli düşünceli süzerek "su iblisi," dedi. "Bize zorluk çıkarmaz herhalde bütün mesele kavrayıştan kurtulmakta. Uzun parmaklarına bakın. Kuvvetli, ama kolayca kırılıyor. Oturun hadi. Ben de kendime tam çay yapacaktım."

İkisi de oturdu. Lupin çaydanlığa asasıyla dokundu. Çaydanlığın ucundan buharlar yükseldi. Tozlu bir tenekenin kapağını kaldırarak "korkarım sadece poşet çayım var - ama çay yaprakları canına tak etmiştir herhalde değil mi Harry."

Bir Direniş Öyküsü: Sirius Black'in KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin