Potter, Black, Weasley, Granger, Tonks ailelerinden oluşan kalabalık bir grup Sahaf Dükkanı'nda toplanmışlardı. Harry ve Cassy'nin geçirdiği en güzel yaz tatiliydi şüphesiz. Çocuklar birbiriyle vakit geçirme imkanı buluyor. Kıran kırana Quiddich maçları yapılıyor, meyveli dondurma kaseleri bir boşalıp bir doluyordu. Sahaf Dükkanı'na yapılan bu ziyaretler o kadar sıktı ki bazen çocuklar hiç evlerine dönmüyorlardı. Çocukların birlikte vakit geçirmeleri Harry ve Cassy'nin mutluluğunu bahane ediyordu herkes ama asıl amaç tabiki Potter ve Black'leri korumaktı. Cassy de Hermione de bunun gayet farkındaydı. Her ne kadar James ve Sirius buna itiraz etse de Dumbledore izin vermemişti.
Cassy süpürgesini çimlerin üzerine bıraktı.
"Ben büyükbabamı çağırayım." dedi içeri doğru koşarken.
"Yavaş ol Cassy canım!" diye bağırdı Mrs. Weasley.
"Tamam Mrs. Weasley!" dedi Cassy ama hızını azaltmadı.
"Büyükbaba limonatalar hazır!" dedi içeri girerken fakat içeride Profesör Mcgonagall vardı.
"Özür dilerim. Sizin geldiğinizi bilmiyordum profesör. Limonata içerken bize eşlik etmeye ne dersiniz?" diye sordu nezaketle.
"Eh Albus torununla hiç ilgilenmiyorsun anlaşılan bu telaşesine bakılırsa, bir bardak limonataya hayır demem doğrusu." diyerek kapıya yöneldiğinde Dumbledore arkasından yavaş adımlarla ilerledi. Ve elini torununun omzuna atıp birlikte yürümeye başladı. Dumbledore bazı geceler Sahaf Dükkanı'nda kalıyordu. Ve buraya bir hayli sık gidip geliyordu. Harry, 3 yılda Dumbledore'u görmediği kadar çok görmeye başlamıştı.
"Gerçekten, seni çok ihmal ediyorum-"
"Hayır-hayır bazen burada bizim evde kalıyor olman bile bana yetiyor... Şey bizi korumak için de olsa." dedi Cassy.
"Ah," dedi Dumbledore, "anlamasan aptal olduğunu düşünürdüm, ve sen Cassy asla aptal biri değilsin." diye devam etti gülerek.
Harry biraz kıskançlıkla onlara baktı. Cassy ve Dumbledore'un bu kadar yakın olması onu etkiliyordu. Önceden o Harry'i koruyup kollayandı, onun Dumbledore'uydu. Ama Cassy gelince, onun torunu oluvermişti.
"Nasılsın Harry? Sıkı çalışıyor musun?" diye sordu Dumbledore süpürgesini işaret ederek.
"Evet profesör. Kupayı Slytherin'lere kaptırmak gibi bir niyetim yok." dedi Harry.
"Ah şu kapışma. Dünyanın en saçma olayı olabilir!" diye inledi Cassy. Hermione bile ona kötü kötü bakınca "Ne var? Sırf Slytherin diye birinden nefret edemezsiniz." diye konuştu bu sefer.
"Ama onların bize yaptıklarını bilmiyo-"
"Sırf Malfoy ve çetesi size kötü davrandı diye David'in- öhhö diğerlerinin ne suçu var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Direniş Öyküsü: Sirius Black'in Kızı
FanficBen Cassiopeia Black. Evet, düşündüğünüz kişiyim. Bir Katil'in kızıyım. Ben Cassiopeia, Marlene Mckinnon ve Sirius Black'in gizli aşkının meyvesi... Ya da belki de tek gecelik bir hata. Beni ne olarak görüyorlar bilmiyorum zira ikisiyle de hiç tanış...