Cassiopeia, ertesi sabah güneş yeni doğarken eşyalarını sandığına yerleştiriyordu. Kapısı tıklandığında gidip kim olduğuna baktı Harry'di. İçeri girmesi için kenara çekildi.
"Yardıma ihtiyacın olur diye düşündüm." dedi Harry nazikçe.
"Sağol Harry." dedi Cassy sandığına annesinin parşömenlere yazılmış mektuplarını da ekledikten sonra asasını koymak için harekete geçtiğinde Harry elini yakaladı.
"Asanı yanında taşımalısın." dedi. Cassy, asasını çıkardı. Kutusunu sandığa koyup kapattı.
"Sanırım hazırım." diyerek döndü Harry'e. Harry ağır sandığı taşımasını kolaylaştıracak katlanabilir taşıma aparatına bağladı.
"Hazırsan aşağı inelim. Bakanlık bizim için araba yollamış." dedi Harry. Cassy başını aşağı yukarı salladı ve Harry'le birlikte aşağı indi.
"Ah Merhaba Mr Weasley!" dedi Harry.
"Merhaba Harry. Okula gitmeden seni bir göreyim dedim. Nasılsın?"
"İyiyim siz nasılsınız Mr Weasley."
"Merhaba Küçük hanım ben Arthur Weasley, Harry'nin arkadaşının babasıyım. Siz de Cassiopeia Dumbledore olmalısınız."
Arthur ve Harry konuşmak için uzaklaşırlarken Cassy, Tom ile kısa bir sohbete tutulmuştu. Sonunda ikisi de geldiklerinde Bakanlık görevlileri ikisinin sandığını hemen bagaja yerleştirdiler. Harry ve Cassy barmen Tom'a teşekkür edip arabanın arka koltuklarına yerleştiler.
"Görüşürüz Harry, Görüşürüz Cassiopeia ikinizi de Noel tatilinde eve bekliyoruz." diye bağırdı Arthur arkalarından.
Yol boyunca kimse konuşmadı. Cassy elinde oldukça eski bir midi boy kitap okudu. Harry çaktırmadan ismine baktığında bunun büyücülük dünyasıyla ilgili bir kitap olduğunu farketti. Animagus: Bir Dönüşüm Öyküsü.
"İşte geldik çocuklar." dedi Bakanlık Görevlisi arabayı park ederken. Arabadan inip sandıklarını beklediler. Sonra ikisi de içeriye girdi.
"Gel Cassy. Bu taraftan." dedi Harry.
Onuncu ve dokuzuncu peronlar arasına geldiklerinde durdu. "İki peronun arasındaki duvara doğru koşmalısın. Orası bir geçit, merak etme çarpmazsın. Beni izle. Kimsenin bakmadığına emin olmadan geçme."
Cassy başını salladı. Harry'i koşarken izledi. Hayretle yok oluşuna tanık oldu. Etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirdikten sonra aynı hareketi tekrarladı. Duvarın içinden geçip oldukça kalabalık bir yere çıktı. Başını kaldırıp baktığında Peron 9 3/4 yazısını gördü. Elindeki biletle aynıydı bu isim. Harry ona gülümseyerek bakıyordu.
"Hadi gel. Acele etmezsek yer bulamayacağız." dedi Harry, Cassy de onu takip etti. Peronda ilerlerken ileride herkesin içinden seçilebilen bir çocuk gördü. Baştan aşağı simsiyah giyinmişti. Koyu renk gözlerinin aynısı koyu renk dalgalı saçlarını gözlerinin önünden çekiyordu. Cassy ona bakakalmıştı. Çocuk da kaşlarını çatmış ona bakıyordu. Harry'nin seslenmesiyle kendine geldi. Harry'i takip edip trene bindi. Onun arkasından ilerliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Direniş Öyküsü: Sirius Black'in Kızı
FanfictionBen Cassiopeia Black. Evet, düşündüğünüz kişiyim. Bir Katil'in kızıyım. Ben Cassiopeia, Marlene Mckinnon ve Sirius Black'in gizli aşkının meyvesi... Ya da belki de tek gecelik bir hata. Beni ne olarak görüyorlar bilmiyorum zira ikisiyle de hiç tanış...