Öğle molasında her zaman gittiğimiz eski Bi bina avlusu vardı, içeride banklar ve masalar var. Kimse avluya girip çıkmadığı için her yer yeşillik ve ağaç doluydu. Biz de zaten temiz kullanırız sık sık geldiğimiz için.
Avluya gelip masadaki yerlerimize kurulduk. Woojin hepimize yemek söylemişti.
Lia: Su Ho nerde?
Jiho: işi varmış gelecekmiş ama.
Minji: gelir birazdan o.
Tam o sırada Su Ho içeri girdi.
Su Ho: iyi insan lafının üstüne, geldim.
Beş dakika sonra Yemeklerimiz de gelmişti, hızla yiyip ardından sigara yakmıştık.
...
Okul çıkışı kulaklıkları takıp eve doğru yürüdüm, su Ho birçok kez ısrar etse de yürümek istedim biraz. Hava çok soğuktu keşke yaz gelseydi.
Evden önce lazer epilasyon'a gitmem gerekiyordu artık son seans olduğu için tüy bile yoktu.
Kuytu bir yerdi içeri girip son lazerimi de yaptırıp parayı ödedim ve çıktım.
Kulaklıkları tekrar kulağıma takıp karanlık yolda yürümeye başladım, yerde gördüğüm parlak şey dikkatimi çekmişti.
Biraz eğilip baktığımda gümüş bilekliği gördüm. Nedense çok hoşuma gitti. Cebime koyup yola devam ettim.
Karanlık iyice çölmüştü, kimsenin olmadığı bu yolu aydınlatan Bi kaç sokak lambasını vardı. Açık olmak gerekirse biraz geriyordu beni, kulaklıkları her ihtimale karşı çıkarttım.
Yanımdan geçen jeep az ileride durdu, takım elbiseli ve neredeyse 40lı yaşlarında olan biri inip yanıma gelmeye başladı, bu neden geliyordu? korkmaya başladım.
-pardon bakar mısınız?
+sen de kimsin?
- Choi Mu jin ben
+size nasıl yardım edebilirim?
-bu saatte burda olmak çok tehlikeli, gideceğin yere bırakabilirim.
+sana neden güveneyim ki? ayrıca birazdan beni almaya abim gelecek.
Yalan attığımı anlamış gibiydi.
Bana biraz daha yaklaştı 40lı yaşlarında olmasına ramen karizmatiktı ve şu an bunu düşünmem ne kadar akıllıca bilemem.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
