Yolda ilerleren, ileride bir çiftlik gibi bir yer gördüm. Ve yine onun dediği gibi çıkan ilk yol ayrımındaydı bu yer.
Evin olduğu yere baktım. Eski püskü bir evdi. Tek katkı, eskimiş kırmızı boyası yer yer dökülmüştü. Ahşaptan olma yel değirmeni vardı, zaten bulunduğum yerden de en iyi o görünüyordu. Çünkü kocamandı, sadece iki tane pervanesi eksikti ama bu onun görüntüsünü bozmamıştı.
Bu görünüm çiftliğin sahibi ile ilgili yoruma varmama sebep oldu.
Birincisi; bu ev ile ilgilenmediği, ikincisi; şuan burda yaşamıyor.Umarım ikinci seçenektir. O zaman işim daha kolay hale gelir.
" Oraya gideceğiz"
Elimle işaret ettiğim yere baktı sonra da bana baktı.
" Sırf görünüşümüz için bizi o yere değilde yine bizi görülebileceğimiz bir yere getirdin. Ne değişti şimdi ? "
" Bin kişinin görmesi mi iyi yoksa bir kişinin mi ? "
Bir şey söylemedi, bana baktı. Bende ilerledim. Biraz yürüdükten sonra evin önüne geldik. Aslında ev güzeldi ama bakımsızdı.
Kapıyı yaklaştım ve kapıyı çaldım. Biraz bekledim ama açan olmadı."Aida, sanırım burda kimse yaşamıyor "
" Bunu da nerden çıkardın ? " dedim ve ona döndüm. O ise camdan içeriye bakıyordu.
" Sen ciddi misin !? "
" Ne!! Eğer biri olsaydı görürdüm ama görmedim. Demek ki biri yok"
Çocuk haklı içeride kimse yok
Sen öyle diyorsan öyledir ama yinede emin değilim ya evin sahibi biz içeri girdiğimizde eve gelirse o zaman ne yapacağız?
Yine sustun oysa bugün benimle konuşuyordun. Kendi çıkarların için bile olsa.
" Aida, ne yapıyoruz? "
O bana bakıyordu, sanki ne yapacağımı anlamaya çalışıyordu. Bende ne yapacağımı anlamaya çalışıyorum ama anlamıyorum tıpkı onun gibi.
Kapıyı açtıktan sonra ne olucak, ne yapacağız?
Zach ile gideceğiz ama nereye, ona güvenemem, dedikleri ne kadar doğru bilmiyorum ve on- bir dakika biz cidden nereye gidiyoruz ? Nasıl gidiyoruz?
Bizi gerçekten görünüşümüz yüzünden mi buraya yönlendirin yoksa bunun altında başka bir şey mi var ?
Tabii sen sus ama ben eminim senin sessizliğinin altında bir şeyler var bu yüzden bende sana ayak uydurucağım.
Zach ile hâlâ bakışıyorduk, buna bir son vereceğim.
Ayağımı kaldırıp karşımdaki ahşap kapının demir koluna en sert tekmemi attım. Kapının kolu yere düştü sonra ellerimle ahşap kapıyı sertçe ittim. Kapı bakımsızlıktan olsa gerek ki çok zorlamamıştı hemen açıldı.
Zach ' e döndüm ve " İçeri giriyoruz " dedim.
Kapı açılınca ilk gördüğüm kısa bir hol ve kapının yanındaki boş olan kıyafet askılığıydı. İçeri doğru bir adım attım ve kısa holü yavaş ve emim adımlarla geçtim holün bittiği yerde yukarı çıkan bir merdiven ve sağ tarafında oturma odası ve odayla birleşik bir mutfak vardı.
Mutfağa doğru gittim ve musluğu açtım. Eski olduğu için biraz paslanmıştı ama açabildim. Su akmıyordu yani bu evde kimse yoktu. Tam o anda küçük bir tık sesi geldi ve sesle birlikte pekte etkisi olmayan bir aydınlık oldu. Arkama döndüğümde Zach bana bakıyordu.
" Işık varsa telefon hattında vardır değil mi ? "
" Olabilir ama su yok "
" Ne olmuş su yoksa biraz dayan ben babamı aradığımda hemen gelir hiç düşünmez "
" Baban eminim hemen gelir ama sen o kadarda emin olma ve git hemen bir telefon bul. Çünkü su yoksa yani kesilmişse elektrikte kesilir. Acele et. "
Böyle söylememle diğer odalara bakmak için yukarı gitti. Bende mutfaktaki dolaplara baktım. Dolaplarda neredeyse boş denecek kadar eşya vardı.
Buzdolabında ise kapağı açık bir süt kutusu, içinde biraz zeytin ve küflenmiş peynir bulunan bir kahvaltı tabağı ve biraz maydanoz vardı. Mutfaktan çıktım ve oturma odasına gittim tam o anda Andre merdivenlerden aşağı indi ve yanıma geldi. Yüzü kireç gibi beyazdı ve gözleri dolmuştu, ağlamamak için zor duruyor gibiydi. Yukarıda bir şey görmüş olmalı.
" Ne oldu yukarıda hayalet mi gördün ? "
Bana bakmaya devam etti ağzı hafiften açılıp kapanıyordu ve sürekli yukarı bakıyordu. Ve sürekli yutkunuyordu. Demek yukada cidden bir şey var.
" Burda kal , gidip yukarı bakıp gelicem "
Ben yukarı çıkarken onun nefes alışverişinin hızlandığını duyuyordum.
Yukarı katta açık 4 kapı vardı. Mutfak ve otuma odasının olduğu tarafta 2 oda, diğer tarafta 2 oda vardı. Demek dışarıda bir kapı vardı.
Mutfağın üzerindeki odaya gittim. Normal bir çocuk odasıydı, etrafta oyuncakların olduğu kutular vardı. Dolabın kapağı açıktı. Zach açmış olmalı. Ordan çıkıp karşı tarafa gittim burasıda bir banyoydu. Kapıdan içeri baktım etraf düzenliydi ama tuaf kokuyordu. Burdan öbür odaya gittim. Burasıda bir çocuk odasıydı.
Ve son odaya da girdim ve Zach' in neden o halde olduğunu daha iyi anladım. Gerçekten de hayalet görmüştü ya da geriye ne kaldıysa onu görmüş.
Yatakta yatan çürümeye yüz tutmuş 3 ölü....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Rise
FanfictionBazen hayat bize hiç ummadığınız şeyler yapar ve biz bir şekilde kendimizi doğru yola koyarız ama tekrar o yoldan sapabiliriz. Ve tam o an da tüm umudun yok olduğunu düşünürüz. Üzerimize bir yıkılmışlık çöker ama umut asla kaybolmaz. Ben umudun ka...