BÖLÜM 4

3.7K 91 2
                                    

ÖNEMLİ NOT: Kullanacağım fotoğraflar farklı kişilere ait olabilir. Belli bir kişi vermiyorum kimse için. Saç rengi ya da ten rengi gibi detaylara önem vermeyin. Eğlenceli okumalar...

*****


Buluşma tarihinin çok uzamadan kesinleştirilmiş olması, bu ara sevinebileceğim tek olaydı. Aslında ruh halim ortam yapmaya hiç müsait olmasa da sonunda ulaşacağım telefon numarası, bir nebze de olsa, konuyu düşündükçe içime dolan huzursuzluğu hafifletiyordu.

Saat buluşma zamanına yaklaştıkça ne giyeceğimi düşünmeye de başlamıştım. Odada bulunan geniş giyinme odasındaki gece kıyafetlerime bakarken gözüme geçen hafta aldığım elbise takıldı. Bir mağazanın önünden geçerken gözüme takılmış, düşünmeden almıştım.

Bebek mavisi, üstümü saran kısa bir elbiseydi. İnce askıları omuzlarımı ön plana çıkarıyor, güzel gösteriyordu. Elbiseyi üstüme giydiğimde gördüğüm görüntü beni tatmin etmişti.

Zaten daha fazla özen vermeye de gerek yoktu çünkü bu buluşma benim için o kadar da önemli değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaten daha fazla özen vermeye de gerek yoktu çünkü bu buluşma benim için o kadar da önemli değildi. Siyah saçlarımı sıkı bir topuz yapıp gerdanımın daha da ön plana çıkmasını sağladım. Yüzüme çok hafif bir makyaj yaptığımda hazır olduğuma emin olmuştum.

Daha fazla oyalanmadan aşina olduğum mekana vardım. Mekanın arka kapısından içeriye girdiğimde önüme üst kata çıkan merdivenler çıktı. Merdivenlerden kendime güvenen adımlarla çıktığımda karşıma sıra sıra özel localar çıkmıştı. Bizim her zaman ayırttığımıza doğru adımlarımı attım.

Tanıdık gördüğüm her yüze hafif bir baş selamı veriyordum. Sıranın en sonundaki, diğerlerinden daha büyük locaya geldiğimde gördüğüm kalabalığa doğru bir selam verdim. En ortalarında olan Caner beni görür görmez ayağa kalkarak yanıma geldi.

"Hoş geldin, güzellik." Beni sıcak bir sarılmayla karşıladı.

Yanımda duran kollarımı gevşekçe ona doladım. Birbirimizden kısa sürede ayrıldığımızda geri kalanlarla kısa bir selamlaşma faslı yaşadım. Ama asıl aradığım yüz hiçbir yerde yoktu.

"Caner. Lale nerede, gelecek mi? Onunla da epeydir görüşemedik." Sesimi her zamanki tonunda tutmaya çalışıyordum.

"Gelecek. Yine geç kalmış, zaten hiçbir zaman zamanında burada olamıyor ki hanımefendi." Onun çok da ciddi olmayan sitemlerini dinlerken kendimi biraz daha rahatlamış hissediyordum.

On dakika sonra kısa siyah elbisesiyle Lale ortama girmişti. Herkese bulaşan büyük bir neşesi vardı, girdiği her ortamı renklendirirdi. Beni görünce seri adımlarla yanıma gelip beni kolları arasına aldı. Sanki az tutuşunu gevşetse kolları arasından kaçacakmışım gibi sarıldığında kıkırdadım.

PARMAK UÇLARI - YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin