Burayı çok özledim. Umarım bölümü seversiniz.
*****
Kapıdan ilk çıkan Aslan'dı. Saçları ıslak bir şekilde alnına dökülmüş, kapüşonunu başına çekmişti. Kulağında kulaklıkları vardı. Başını kaldırıp karşısına baktığında gördü bizi. Yüzünde görülen şaşkınlıkla birlikte hafif bir kafa selamıyla yoluna devam etti. Yürüyüşünde hissedilen bir kendine güven hissi vardı. Omuzları dikti, tek omzunda asılı olan spor çantasının hiçbir ağırlığı yokmuş gibi görünüyordu.
Arkasından daha fazla bakmayı kesip yönümü soyunma odasının kapısına çevirdiğimde kapıdan gülerek çıkan iki kişi beklediklerimizdi. Lale yanımda dikleşti. Olduğum konumda kalmaya devam ettim. Dışarıdan görünüşüm sakin ve rahattı. Hiçbir şey olmamış gibi duvara yaslı kalmaya devam ettim.
Muhabbetten ilk çıkıp çevresine bakınmaya başlayan Volkan'dı. Büyük ihtimal Lale'nin buralarda olacağını hatırlamış, gözleriyle bulmaya çalışıyordu. Doruk'un elinde telefonu vardı. Kafasını eğmiş, dikkatle ekranda bir şeyler yapıyordu.
Volkan'ın gözleri bizi bulduğunda küçük bir dirsek hamlesiyle Doruk'u dürttü. Doruk'un aniden öne bükülmesiyle ağzımdan az daha kaçacak olan kahkahayı zorlukla durdurdum. Dudaklarımı sıkıca üst üste bastırarak çıkmaya çalışan bütün sesleri yutmaya çalışıyordum.
Elini yan tarafına bastırarak yavaşça düzelen Doruk'un suratında ölümcül bir ifade vardı. Önümde dönen her şey daha da komiğime gidiyordu. Bir tiki olduğundan ilk defa haberim olmuştu.
İkisinin durumu da birbirinden komikti. Volkan az önce Doruk'un tikine dokunduğunu fark etmemiş, surat ifadeleri ve kafasıyla bizim olduğumuz tarafı göstermeye çalışırken Doruk ise sadece az önce arkadaşının yaptıklarına kızmış Volkan'ın kaşının gözünün ayrı oynadığının farkında değildi.
Sonunda bir farklılık olduğunu anlamış olsa gerek ki kafası bizim tarafa döndü. Gözlerimiz ilk anda kesiştiğinde kalbim kanatlanmaya başlamıştı. Gözleri gözlerimde iki saniyeden fazla durmadan yanımdaki Lale'yi buldu. Bizi gördüğünde yüzünde ortamda dönenleri anladığına dair bir aydınlanma yaşandı.
Telaşsız adımlarla yanımıza geldiklerinde Volkan'ın suratında aptal bir gülümseme vardı. Dudakları yanaklarının kenarlarına kadar genişlemişti, ağzındaki dişlerini görebiliyordum. Biraz daha zorlarsa bademciklerine kadar görüş alanı sağlayabilecektim. Dişleri bembeyaz ve çok düzgündü. Gittiği diş hekiminin bilgilerini almayı aklıma not ettim.
Şu an içimde bulunduğum durum yerine düşüncelerimin dolandığı yerler, ilgilendiğim konular çok manidardı. Doruk tam karşımda durmuştu ama sanki o an ilgimi çeken tek şey Volkan'ın dişlerini kime yaptırdığı gibi görünüyordu. Zaten böyle şeyler çok normaldi benim için. İkizler burcuydum. Bir konudaki odağımı on saniyeden fazla sağlayamıyordum ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARMAK UÇLARI - YARI TEXTİNG
RomanceSabahtan beri çalışan ama asla dikkatimi çekmeyen televizyonda bir spor kanalı açıktı. Yeni sezonun başlamasına az kalmışken geçen sezonun öne çıkan maçları ve öne çıkan oyuncular ekranda dönüp duruyor, yorumcular ise bu sezon hakkında tahminlerde b...