BÖLÜM 14

2.7K 74 0
                                    


Eve geldiğimde sabahtan beri hissettiğim mutsuzluk benimle değildi. İşte üstümde böyle bir etkisi vardı. Aklımdaki bütün kötü düşünceleri alıyor ve kalan boşluklara da kendini yerleştiriyordu.

Beni sadece mesajlardan tanımasına rağmen yanımda bulunanlardan daha fazla düşünüyordu. Kendimi iyi hissetmediğimi söylediğim biri beni umursamazken o mesaj atmadığım için iyi olup olmadığımı sorgulayacak kadar düşünceli bir insandı. 

Kalbi belki de altındandı.

Yaşadığım iniş çıkışlı günün ardından vücudumda kalan son enerji kırıntılarıyla banyo dolabındaki maskeleri karıştırdım. Arkalarda kalan beyaz kil maskesini yüzüme sürerken bir yandan da olduğum yerde sallanıyordum. 

İşimi bitirir bitirmez açık kapıdan arka bahçeye çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İşimi bitirir bitirmez açık kapıdan arka bahçeye çıktım. Dışarıdaki oturma grubunun yanında bulunan mini buzdolabından bugüne uyan bir şişeyi çıkardım. Yan tepsilerde bulunan bardaklardan seçtiğim bir bardağı elimde bulunan içkiyle doldurdum.

Bardağı masanın üstüne bırakıp sandalyelerden birine kurulup rahatlığın beni ele geçirmesine izin verdim. Hafifçe esen meltem, yan bahçelerdeki çiçeklerin kokusunu bana taşıdı. Elime telefonumu aldığımda bu haftaki yapmam gerekenlerin az oluşuyla mutluluğum katlandı.

Boş boş gezinirken elimdeki telefon gelen bir bildirimle titredi.

"Yarın akşam işin olmadığını söyle. Lütfen lütfen LÜTFEN." Lale

"Bir işim yok da n'oldu?"

"Yarın harika bir gün geçireceğiz. Bana güven."

"Hâlâ sorduğum soruya cevap vermedin."

"Volkan yarın akşamki maça beni çağırdı. Diyorum ki sen de gel, hem biraz kafa da dağıtırız."

"İşler yavaş yavaş ciddiye biniyor desene."

"Galiba biraz öyle olmaya başladı. Ay bilemiyorum. Çok da düşünmek istemiyorum ya. Sen sorduğum soruya cevap ver. Gelecek misin gelmeyecek misin?"

"İyi madem. Hazır zaten bir işim yokken geleyim."

"YESSS be. İşte bu. Seni çok seviyorum, ÇOK."

"Ben de seni."

Ekranı kapatarak kenara koyduğumda içimdeki kalbimin atışları dışarıdan duyulabilecek kadar hızlanmıştı. Elimi hızla kalkıp inen göğsüme koyarak sakinleşmeye çalıştım. Sakinleşmemem halinde geride bıraktığımı düşündüğüm panik ataklar, tekrar vücuduma uğrayabilirdi.

Kendimi sakinleştirme çabalarım yavaş yavaş sonuç göstermeye başladığında aklımda kalan tek şey yarın ne giyeceğimdi.




*****


Burada olmayalı uzun zaman olmuş ama özlemişim. Şu sıralar hayatımın yoğun bir dönemindeyim. Umarım güzel bir şekilde geri dönebilirim.

Oy ve yorum atarsanız çok sevinirim.

ÖPÜLDÜNÜZ...

PARMAK UÇLARI - YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin