Büyük bir uğultuyla olduğum yerden fırladım. Uyku sersemliğinin verdiği etkiyle ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonra yeniden o büyük uğultuyu duydum ve irkildim. Bu gürültüyle Bilge de yataktan fırladı. Ben o sırada Bilge ile yanyana uyuduğumuzu unutmuştum ve birden yerinden kalkınca göz göze geldik ve o an ben çığlık attım. O da benim çığlığımdan korkmuş olacak ki çığlık konusunda bana eşlik etti.
İlk konuşan Bilge oldu.
+ Ne bağırıyorsun be.
- Ya ne bileyim seni bir an yanımda görünce korktum.
+ Aaaa bak oldu mu şimdi. Saatlerce yanyana uyuduğun adamdan korkulur mu hiç?
- Çok konuşma be zevzek..
Dışarıdan sesler geldi.
Efeee.. Bilgeee..
İsimlerimizi haykırıyorlardı. Anladım ki bizi buldular. Artık korkacak bir şey kalmamıştı. Aslında şuan korkuyor gibi de değildim. Hatta uzun zamandır hiç böyle huzurla uykuya dalmamıştım. O sırada ne olduğunu anlamaya çalışan uyku sersemi olan Bilge'ye baktım. İçimde bir gariplik vardı.
- Ne oluyor dışarıda?
+ Ne olacak bizi buldular. Artık kurtulduk.
Bu sözler Bilge'yi kendine getirmeyi başarmıştı. Dışarıdan sesler geliyordu.
- Acaba burada olabilirler mi?
+ İnşallah buradadırlar yoksa iyice endişelenmeye başlayacağım.
Bu annemin sesiydi. Konuşurken ne kadar endişeli olduğunu anladım.
+ Baba.
İlk konuşan kişinin de Bilgenin babası olduğunu anlamış oldum.
+ Ne yapsak acaba? Kapıyı açan da yok?
- Kıralım mı?
Kapıyı kırma fikri benim babama aitti. Evet o da buradaydı. Şimdi korkmaya başladım. Kesin beni öldürür heralde diye düşünmeye başladım. Bilge benim tırsmaya başladığımı fark etmişti sanırım. Beni kendine çekti ve sarıldı bana.
+ Şşşttt. Sakin ol. Heralde seni bu halde dövecek değiller.
Bu söz beni biraz olsun kendime getirdi ama dışarıdan başka sesler de geliyordu.
+ İçeride başka birileri yaşıyor olabilir. O yüzden önce kapıyı çalmayı deneyelim.. açın kapıyı jandarma..
Bilge ile birbirimize bakıp aynı anda " oha " dedik.
+ Bakın işte memur bey bacadan duman çıkıyor demekki içeride birileri var ama açmıyorlar. Ya oğullarımıza bir şey olduysa. Kıralım kapıyı.
Bu ses ise Bilge'nin annesine ait olsa gerekti.. Birden büyük bir gürültüyle kapı kırıldı. İçeri önce bir asker girdi. Elindeki silahı bize doğrultmuş bir vaziyette. Biz korkudan birbirimize sarılmıştık. Askerin ardından annelerimiz içeri girdi. İkisi de bizi öyle görünce bir an duraksadılar ama hemen yanımıza koştular.
+ Efe, oğlum. Çok korkuttunuz bizi.
- Canımın içi Bilge'm. Oğlum ne oldu da geri dönmediniz arkadaşlarınızın yanına.
Biz birbirimize sarılmayı bırakıp hemen annelerimize sarıldık. Hiçbir şey söylemeden dakikalarca sarıldık. Yüzüme bir gölge düştü. Kafamı kaldırdığımda babamın bana baktığını gördüm. Gözlerinden hem ateş çıkıyordu hemde büyük bir hüzün dolmuş gibiydi. Sessizliği bozan Bilge'nin babası oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Adam 🌈
HumorHayatı klişelerle dolu olan birinin yaşamı ne kadar değişebilir ki? Ne de olsa Sıradan Adamın sıradan bir hikayesiydi bu. Yalnız, bu kişinin hayatı bir çok olaylara gebe.. Kendini tanımaya çalışan, tanıdıkça kendini reddeden ama içten içe kabullenme...