Okulun bu haftaki son günüydü. Dersimiz matematikti. Evet o iğrenç ders, en azından bana göre.. hoca hararetle sorunun cevabını tahtaya yazıyordu. O kadar işlem vardı ki başlasam sonunu getiremezdim. Canım sıkılmıştı, yanıma baktım ve boştu. Bilge idari izinliydi. Antrenman yapıyorlardı. Acaba onu takıma aldırarak iyi mi yaptım diye düşünmeye başladım. Şimdi burda olsaydı iki dürtüp rahatsız ederdim keyfim yerine gelirdi.
Neyse ki teneffüs zili çaldı. Herkes ayaklanmaya hazırlanırken hoca haftaya salı günü yazılı olduğunu hatırlattı. İşte o his, yumurtanın kapıya dayandığını anladığım o an. Ellerimin buz kestiğini fark ettim. Korktuğumda ve heyecanlandığımda hep böyle olurdum.
Cemre arkasını döndü. Melisa ise bana hiç pas vermeden dışarı çıktı.
+ Eee napalım?
- Valla seni bilmem de benim acil ders çalışmam lazım.
+ Teneffüste mi?
- Teneffüste, evde, sokakta, tuvalette anlayacağın bulduğum her fırsatta ders çalışmam lazım yoksa olanlar olacak.
Cemre halime gülmeye başladı, kendisi pek rahattı.
+ Oğlum abartma alt tarafı bir yazılı, biraz çalıştın mı halledersin.
- Alt tarafı yazılı ama üst tarafı öyle değil işte. Kızım bi bok bilmiyorum desem yeridir.
+ E madem öyle akşam gel bize biraz ders çalışalım.
- Sahi mi?
+ Sahi ya. Gerçi ben de iyi değilim o kadar ama bir şeyler yaparız canım.
Bu benim için iyi bir fikirdi. Tek sorun akşam olması ve bizimkilerin bu duruma nasıl tepki vereceğiydi. Bir şekilde kandıracaktım artık başka çarem yoktu.
- Tamam o zaman. Ben bizimkilerle konuşayım ya burdan direkt size geçeriz ya da evden gelirim.
+ Tamamdır gülüm. Hadi biraz hava alalım.
Şimdi içim biraz rahatlamıştı. En azından Cemreden kaptığım birkaç şeyle bu yazılıyı hallederdim diye düşündüm. Tabi bunun yanında Cemrelerin evini de merak ediyordum. Sadece evi de değil anne ve babasını da çok merak ediyordum. Bir ablası bir de küçük erkek kardeşi varmış. Evlerine gittiğimde neyle karşılaşacağımı düşünüp kafamda çeşitli olasılıklar kuruyordum. Derken aklıma Bilge ve ailesi geldi. Onları da tanımıyordum, sadece o gece bana anlattıkları vardı aklımda. Sonra Bilgeyi düşünmeye başladım. Sahi hala antrenman devam mı edecek diye hayıflandım kendimce.
+ Ne antrenmanı?
- Ne ne antrenmanı?
+ Dedin ya hala devam mı edecek diye.
Allah'ım ne kadar mal olduğumu gösterdiğin için çok teşekkürler. Meğer az önceki hayıflanmayı kendi kendime değil de sesli olarak yapmışım. Hadi ayıkla şimdi pirincin taşını.
- Haa o mu? Şey canım..
+ Ney? Ha sen Bilgeden bahsediyorsunn.
Uyduracak bir şey bulamamıştım. Gerçekten gafil avlanmıştım. En azından toparlayabildiğim kadar toparlamam gerekiyordu.
- Şey ya, kaç saat oldu ondan aklıma geldi işte.
+ Aman canım bizene. Kendi istedi ne de olsa.
- Tabi tabi orası öyle de, bana girmediğim derslerde not tutar mısın demişti ondan sürekli not tutmam gerekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Adam 🌈
HumorHayatı klişelerle dolu olan birinin yaşamı ne kadar değişebilir ki? Ne de olsa Sıradan Adamın sıradan bir hikayesiydi bu. Yalnız, bu kişinin hayatı bir çok olaylara gebe.. Kendini tanımaya çalışan, tanıdıkça kendini reddeden ama içten içe kabullenme...