#11

105 9 29
                                    

45 dakikalık yolculuğun sonunda Cemrenin söylediği piknik alanına gelmiştik. Gerçekten de çok güzel bir yer olduğunu itiraf etmem gerekiyordu. Belki sonbahar geldiğinden belki de kimsenin burayı bilmediğinden olsa gerek gerçekten de biraz ıssız gibiydi, o sırada aklıma Bilgenin haklı olabileceği gelince bu düşünceden sıyrılıp hemen araçtan malzemeleri indirmeye başladım.

İki masayı birleştirip örtüleri üzerine serince herkes hazırlanan yemekleri masalara yerleştirmeye başladı. O sırada yanımda olan Alara eline aldığı saklama kabını bana uzattı.

+ Bak bunu senin için ellerimle yaptım.

Merakla kabı alıp kapağını açtığımda içinin yaprak sarması ile dolu olduğunu gördüm. O sırada ister istemez yüzümde bir tebessüm oluştu. Gerçekten tüm akşam bununla uğraşmış olması beni aynı zamanda mahçup etmişti.

- Ya Alara beni gerçekten çok mutlu ettin ama neden yordun kendini bu kadar?

Mutlu olduğumu duyan Alara da gülmeye başladı " bunlar ne ki daha sana neler yapacağım ben" dedi.

O an içimde bir hüzün oluştu. Ben gerçekten Alarayı hak ediyor muyum diye düşünmeye başladım. Ona haksızlık ediyor ve duygularıyla oynuyor gibi hissetmiştim. Ama sonra zamanla onu daha çok seveceğim diye düşünerek vicdanımı rahatlatmaya çalıştım. Bu sırada gözüm Bilgeye takılmıştı o da hem masayı hazırlıyordu hemde arada bize bakıyordu, Melisa ise içine düşecek kadar yakınındaydı ama o bunu fark etmiyordu.

Cemre ise Oya ve Melike ile birlikte telefonundan açtıkları hareketli şarkı eşliğinde dans ederek masa ile ilgileniyordu. Onun bu halini görünce birden gülmeye başladım. Cemre beni fark edince yanıma geldi.

+ Ne gülüyorsun koçum beni izleyene kadar bize yardım etsene.

- Ya o kadar insan şu masayı kuramadınız da bide benden yardım istiyorsunuz vallahi pes.

+ Affedin bizi paşam size layık olamadık.

- Bu gidişle kellenizi almak zorunda kalacağım. Dedim gülerek.

Bunu duyan Cemre biraz sinirlendi. Aslında tam da bunu istiyordum Cemreyi sinirlendirmek hoşuma gidiyordu.

+ Bana bak afacan seni alırım ayağımın altına bir güzel çiğnerim sonra paspas diye kapımın önüne koyarım.

- Ha ha ha Cemrecim neden realist olup yapabileceğin şeylerden bahsetmiyorsun?

+ Ben şimdi sana realistik bir hareket yapayım da gör o zaman. Dedi ve bana doğru hareketlenmeye başlayınca ben koşmaya başladım.

- Eğer yakalarsanız istediğinizi yapabilirsiniz leydim.

+ Kaçmasana oğlum sana çok realist şeyler yapacağım ben kaçma gel buraya.

- Çok sağol canım yapmış kadar oldun ama bırak artık peşimi benim başım bağlı benden sana yar olmaz.

+ Bi yakalasam o bağlı olan saçını başını yolacağım ama at gibi koşuyorsun.

İkimiz de yorulmuştuk ama Cemre hala peşimi bırakmıyordu. Neyse ki ağaçların arasından beni yakalaması zordu. Bir süre sonra Bilge sessizliğini bozdu ve bize doğru seslenmeye başladı.

+ Çocuk gibisiniz yahu her şey hazır zaten hadi gelebilirsiniz artık. Dedi imalı bir şekilde.

Cemre yorulmuş, ellerini bacaklarına doğru uzatmıştı ve hızlı hızlı soluk alıp vermeye başladı. Bende Cemrenin durduğunu görünce bi ohladım ve dinlenmeye başladım. O sırada Alara seslendi bu sefer.

Sıradan Adam 🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin