Dün gece pek iyi uyuyamamıştım bu yüzden ki erkenden kalkıp kendime kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Okul için çok erkendi ama zaten uykum gelmiyordu ve benim düşüncelerden arınmam gerekiyordu. Kendimi oyalamak için mutfağa indim ve kendime tost yapmaya başladım. Aslında sucuklu kaşarlı tosta bayılırım ama kokmayı göze alamayıp kaşarlı tost yapmaya karar verdim.
Kaşarı kalın kalın dilimliyordum tüm "kaşarlı" diye boş ekmek yedirenlere inat. Tost ekmeğini aralayıp içine kaşarları yerleştirmeye başladım. Tost makinesine yerleştirdim ve portakal suyu için katı meyve sıkacağına yöneldim. Portakalı çok severim. Kokusunu tadını ve çiçeğini.. aklıma hiçbir şey getirmemeye çalışıp tüm hıncımı tost makinesine yönelttim. Biraz sonra her şey hazırdı. Kahvaltı yapmayı pek sevmezdim ama boş boş oturmaktan iyiydi. Yeme faslını bitirip etrafı temizledim.
Saatime baktım ve annemin birazdan uyanacağını düşündüm. Dünkü halimi açıklayabilmek için kırk takla atmıştım. Üstüm başım dağılmıştı ve haliyle bir açıklama beklemişti. Son zamanlarda iyice yalancı olmuştum. Hemen odama çıkıp üzerimi değiştirmek istedim. Temiz okul formalarımdan birini alıp giyindim. Annemin ayak seslerini duyar gibiydim. Sanırım bana kahvaltı hazırlamak için mutfağa gidiyordu.
Ders programına göre kitaplarımı ayarlayıp çantamı tek omzuna alıp odadan çıktım. Mutfağa indiğimde annemin benim için bir şeyler hazırladığını gördüm.
+ Günaydın.
- Efee, nasıl oldu da erkenden kalkabildin?
Haklıydı tabi. Yıllardır bir kez olsun kendiliğimden kalktığım yoktur. Aldırmadım ve yanına gittim.
+ Boşuna hazırlama ben çoktan yaptım kahvaltımı.
- Allah Allah. Noldu oğlum sana nedir bu erkencilik?
+ Bilmem uyku tutmadı. Galiba yazılıları düşünmekten olsa gerek.
- Düşüneceğine ders çalışsana şimdiden. İlla yumurtanın kapıya dayanması mı gerek.
+ Haftasonu başlarım anne. Şimdi çıkayım ben.
- Du bakim sen. Ne yedin kahvaltıda.
+ Kaşarlı tost ve portakal suyu.
- Hmm iyi bakalım. E ama daha erken nereye böyle.
+ Yürüyerek gideceğim biraz kilo almışım sanki.
- Oğlum bu havada yürünür mü. Söylerim babana işe giderken seni de bırakır okula.
+ Yok annem merak etme sıkı giyinirim bir şeycik olmaz.
- İyi peki madem.
+ Hadi görüşürüz canım benim.
- Güle güle Allah zihin açıklığı versin.
Annem halimden pek memnun değildi. Bu her halinden belliydi. Sanırım beni çok sıkmak istemiyordu yoksa hayatta ikna olmazdı. Dış kapıdan çıkınca gerçekten de havanın serin olduğunu hissettim. Kış iyiden iyiye geliyordu. Ellerimi paltomun içine koyup yürümeye başladım. Bugün olacakları düşünmeye başladım yine. Nasıl olacak da Bilgenin yüzüne bakacaktım. Neydi o dünkü saçmalık. Ne gerek vardı boğuşmaya, adamakıllı oyna maçını işte.
Ona mesafeli durmak istiyordum. Dün olabildiğince sınırı aştık zaten ama bu sefer de benim yüzümden moralinin bozulacağını düşünüyordum. İster istemez onu da etkiliyordum hareketlerimle. Dünkü vedalaşmamızda bunu iyiden iyiye hissetmiştim. Neyse dedim kendi kendime. Bugün okul takımına seçilsin de zaten okul çıkışlarında antrenman olur öğle arasında Selim hoca çağırır falan böylece ister istemez uzaklaşırım dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Adam 🌈
HumorHayatı klişelerle dolu olan birinin yaşamı ne kadar değişebilir ki? Ne de olsa Sıradan Adamın sıradan bir hikayesiydi bu. Yalnız, bu kişinin hayatı bir çok olaylara gebe.. Kendini tanımaya çalışan, tanıdıkça kendini reddeden ama içten içe kabullenme...