Eve doğru korkarak yürüyordum. Elimde ne bir kitap ne bir defter vardı. Ne söyleyecektim ben anneme bilmiyordum. Derken aklıma bir fikir geldi. Hemen Bilgeyi aradım. Birkaç kez çalınca açtı.
+ Beni bu kadar çabuk özleyeceğini düşünmemiştim.
- Neden kendini bu kadar önemsiyorsun ki?
+ E çünkü önemliyim de ondan?
- Sana işim düşmese aramazdım da neyse.
+ Kalbimi kırdın şimdi. Seni çıkarcı pislik.
Şaka mı yapıyordu yoksa ciddi miydi anlamamıştım. O ara ne diyeceğimi bilemedim. Ama şuan gerçekten onun yardımına ihtiyacım vardı.
- Bırak şimdi kırılmayı falan. Yardımına ihtiyacım var işte anlamıyor musun?
+ Ne oldu?
- Ya ben annemden senden ders notları almak bahanesiyle izin almıştım.
+ Eee?
- Eeesi işte bunu sana söylemeyi unuttum. Şimdi elim boş gidemem eve.
+ Ben bizim şoföre söyleyeyim sana getirsin defterimi.
- Yuh, bunun için adamı ne yoracaksın oğlum.
+ E istiyorsan bekle ben hemen geleyim yanına. Neden daha önce aramadın beni?
- Yok ya senin de gelmene gerek yok.
+ Napacaksın peki? Aklındaki nedir?
- Bana bugünkü yazdıklarını falan fotoğrafını çekip göndersene. Eve gidene kadar elimde olması lazım.
+ Tamam merak etme hemen çekip atıyorum.
- Çok sağol Bilgecim.
+ Ne demek canımın içi her zaman.
Gülmeye başladı. Alaycı tavrından vazgeçmiyordu.
- Zevzek biri olduğunu hatırlatmama gerek var mı?
+ Hayır canım günde 100 kere hatırlatıyorsun zaten.
- Az geliyormuş daha fazla hatırlatmam gerekiyor belli.
+ Lütfen beni lafa tutmayınız bayım. Yetiştirmem gereken notlar var da.
- Ah evet haklısın. Tekrardan çok teşekkür ediyorum.
+ Tamam yeter artık dünyayı kurtarmıyorum altı üstü not göndereceğim.
- Peki tamam hadi bekliyorum.
+ Okeyy. Görüşürüz.
Telefonu kapatınca rahatladığımı hissettim. Sanki içimdeki tüm sıkıntı buhar oldu uçtu.
Şimdi aksine daha mutluyum. Bunda Bilgenin payı büyük tabiki. Onun sayesinde annemin dırdırından kurtulacaktım.
O sırada telefonumun titrediğini fark ettim. Kilidini açtığımda Bilge çoktan bana notların fotoğraflarını göndermişti bile. Hepsine teker teker baktım. "Yazısı da güzel olsa keşke" dedim kendi kendime.
Aslında fena değildi de bunu kabul etmek zordu. Teşekkür ederim yazdım emoji atarken yanlışlıkla kalpli olanlardan da göndermiş oldum.
Kahretsin sırası mıydı? dedim. Ama olan olmuştu zaten çevirim içiydi ve çoktan görmüştü bile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Adam 🌈
UmorismoHayatı klişelerle dolu olan birinin yaşamı ne kadar değişebilir ki? Ne de olsa Sıradan Adamın sıradan bir hikayesiydi bu. Yalnız, bu kişinin hayatı bir çok olaylara gebe.. Kendini tanımaya çalışan, tanıdıkça kendini reddeden ama içten içe kabullenme...