3
Hayatımın büyük bir bölümünü üzerime vazife olmayan durumların içerisinde kendimi bularak geçirdim. Bu bilinçli yapmış olduğum bir şey değildi kesinlikle. Bilmeden, istem dışı gerçekleşen bir durumdu. Mesela üniversitenin son senesinde arkadaşlarımla buluşmak için gittiğim mekanda bir evlilik teklifine denk gelmiştim. Teklif süreci gayet hızlı gelişirken gecenin sonuna kolumdan damat tarafından sürüklenirken bulmuştum kendimi. Mekanda çıkan kavga sonucu, beni sözlüsü sanıp götürmüştü. Gerisi malum... Karışıklık sebebi ile yüzükler havada uçuştu falan. Velhasıl kelam ben severim rezilleri oynamayı. Bugün de öyle bir anın içinde buldum kendimi.
Evde hiç bir şey yapmadan oturmak, odama her girdiğimde duvarda asılı olan diplomam ile göz göze gelmek hayatımın ne derece berbat ilerlediğine birer örnektir. Gün içinde arkadaşlarımla buluşmak için yaptığım kısa yürüyüşler olmasa bitkisel hayatta olduğuma yemin edebilirim. Artık bu monotonluk canıma tak ettiğinde bir hışım evden çıkıp, iş aramaya başladım. Koskoca üniversite bitirmişsiniz, öğretmen olmuşsunuz ama çalışamıyorsunuz. Ücretli öğretmenlik çıkmıyor, özel okul da Erdek de yok. El mecbur dershanelerde deneyecektim şansımı. Bulunduğum ilçede başarı sıralaması gayet iyi olan dershanelerden birinin önünde durduğumda ellerim titriyordu. Gerek sinirden, gerek mecburiyetten,gerek heyecandan. Görüşme saatine pek de bir şey kalmamıştı. Görevli ile konuşup o gösterişli binanın içine girdim. Etrafta yönlendirme alabileceğim kimse yoktu. Koridorda gördüğüm bir öğrenciye müdürün odasını sorduğumda ikinci katta olduğunu söyledi. Merdivenlerden çıktığım sırada çantamda bulunan telefonum çalmaya başladı.
"Efendim?" Rabia' nın aramasını cevaplarken merdivenleri çıkmaya devam ediyordum. Koridora ulaştığımda sessizlik karşıladı beni. Herkes derste olmalıydı.
"Sana geldim evde yoksun?"
"Sorguya mı çekiliyorum?" dedim şüpheci sesimle. Rabia haber vermeden pek gelmese de arada böyle sürprizler yapıyordu maalesef.
"Tependen sarı ışık sallanıyor gibi düşünebilirsen evet" dedi. Kıkırtımı bastırmadan gülümsedim. Arkadaşlarım olmasa şu berbat hayatımda beni gülümsetecek pek de bir şey kalmamış gibiydi.
"Düşünüyorum şuan"
"O zaman kısa kes ve cevap ver neredesin?"
"İş arıyorum" dedim kırık çıkan sesim ile. Kanayan yaram, kabuk bağlamak şöyle dursun her sabah gün doğar doğmaz tuzlanmış gibi canımı yakıyordu. Kendimi böyle gereksiz hissettiğim bir dönem daha olmamıştı sanırım. Son zamanlarda bu daha da hissettirir olmuştu kendini.
"Buldun mu bari?" derken yürümeyi bırakmış, durmuştu. Bunu nefes seslerinden anlıyordum.
"Turuncu dershanesine geldim. Görüşeceğiz bakalım, şansımı deneyeceğim"
"Ben de sana güzel bir haber verecektim onun için gelmiştim. Neyse işin bitince bize gel" dedi ve cevap vermemi beklemeden kapattı telefonu. Geri aramak istesem de bunu yapmadım. Olduğum yerden hareketlenip müdürün odasını aramaya koyuldum. Müdür yardımcısı yazan yazıyı gördüğümde zaten açık olan kapıyı tıklatıp girdim. İçeride otuzlu yaşlarının başında olduğu belli olan bir adam duruyordu. Kısa bir tanışma faslından sonra beni müdür beyle görüştürmek istediğini söyledi. Müdür yardımcısı rahatsız olduğu için Fatih bey onun yerine bakıyordu. O sebeple iş görüşmemi henüz gerçekleştiremedim. İşe alınıp alınmayacağımı bilmiyordum. Fatih bey ile görüşmemiz fazla iyi geçse de müdür beyde bitiyordu son söz. Oturduğum koltuktan kalktım ve Türkçe öğretmeni olduğunu öğrendiğim Fatih bey ile müdürün odasına doğru yürüdüm. Kapısına geldiğimizde danışmada görmeyi beklediğim görevli burada olmadığını söyledi. Fatih bey ise aksine burada olduğunu söylemişti. Hepsini geçtim bana bu saat için randevu verilmişti. Nerede iş ahlakı? Nerede iş etiği? Anladığınız üzere işe alınmak istenmediğim için başlarından atılıyorum. Yanımda duran adam mahcup bir ifade ile bakıyordu yüzüme. Daha önce bu bakışları başka yüzlerde de gördüğüm için alışkın narin bedenim. Fazla üzerinde durmadım. Sinirim ona değil, burada olduğu halde olmadığını söyleyene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAHA
RomanceSevgili dünlük; Sessizliği ile kulakları sağır eden, bir Vaha'ya vuruldum. -------------------- Sen; Ender rastlanan bir vakâsın Yüreğimin vahasında Bense; Bu sevdanın kırlangıcı,kumdan kalesi, Kirazdan küpesi...